Fikret Zengin

Yaratıcı düşünce- Bölüm 2

www.haberpodium.ch, www.haberpodium.ch. İsviçre gündemi, haberpodium, isvicre vatandasligi, isvicre haberleri

Dr. med. Fikret Zengin

Psikiyatri ve Psikoterapie Uzmanı

info@praxiszengin.ch

 

 

Bir önceki yazımda yaratıcı düşüncenin ortaya çıkış süreçlerini ele almış, yaratıcı sürecin aşamalarına değinmiştim. Bu yazımda ise, yaratıcı düşüncelerinizi artırabileceğiniz ve düşüncelerinizin akmasına izin verebileceğiniz bazı noktaları sıralayıp tek tek açıklayacağım.

Yaratıcı düşünme ile her şey mümkündür

Literatüre göre, yaratıcılık doğuştan gelmez. Yaratıcılık yaşam içinde öğrenilip geliştirilebilecek olan bir olgudur.

Eğitimli yaratıcı düşünceye sahip insanlar, fikirlerin iyi mi kötü mü olduğuna karar veremezler ve sadece yeni alternatifler yaratırlar. Buna “bilişsel disinhibisyon“ denir. Bu insanların iç hakimleri yoktur, sadece hayal güçlerinin çalışmasına izin verirler. Saçma fikirler için filtreleri gevşetmelisiniz. Bu durum Harvard Üniversitesi‘nde yaratıcılık uzmanı olan Shelley Carson tarafından yapılan çalışmalarla da ortaya konmuştur. Kalitelerini değerlendirmeden birçok yeni fikir üreten beyin fırtınası, bu göreve yardımcı olabilir. California Üniversitesi‘nden araştırmacılar, bu egzersizin geçmişte çalışmayan alternatifleri engellediğini gözlemlerken, üretken olmayan bilginin engellenmesinin doğrudan yaratıcı düşüncedeki artışla ilişkili olduğunu tespit ettiler. Beyin jimnastiğini biliyor musunuz? Beyninizi şekillendirmenize yardımcı olabilecek birçok egzersiz var.

Yaratıcı düşünmeyi teşvik edin rahatlayın

Sakin veya rahat olduğumuzda yaratıcı düşünme daha iyi çalışır. Gevşeme durumunda meydana gelen Alfa dalgaları yaratıcı düşüncenin temelini oluşturur. Zihninizin belirli bir şeye odaklanmasına izin veren şeyler yapın. Banyo yapmak yaratıcı düşüncelerinizi harekete geçirecek bir yöntem olabilir. Yaratıcı ilhamın ortaya çıkma olasılığının daha yüksek olduğu koşullar, düşünmek ve rahatlamak için iyi bir yoldur. Central Lancashire Üniversitesi‘nden bazı araştırmacılara göre; telefon numaralarını kopyalamak gibi, 15 dakika boyunca yapılacak olan sıkıcı görevler de yaratıcı düşünceyi arttırıyor.

Kendinizi dağıtın

Çok dikkatli olmadığımızda yaratıcı düşünme daha iyi çalışır. Birçok görevin konsantre olması yararlı olabilir, ancak uyaranlardan kaçınmak beynimizin en yaratıcı kısmı için iyi değildir. Kaliforniya Üniversitesi‘nden, psikolog Joseph Kasof, özellikle bir şeye odaklanmanın ya da özellikle bir şeye odaklanmamanın yaratıcı düşünme ile ilişkili olduğunu teyit ediyor.

Gürültülü bir ortamda çalışmak yaratıcı düşüncenin ortaya çıkmasını teşvik edebilir.  British Columbia Üniversitesi tarafından yapılan bir çalışmada, bu tez üç farklı durum simüle edilerek test edildi. Amaç farklı gürültü seviyelerinde (düşük, orta ve yüksek) beyin fırtınası yapmaktı. Şaşırtıcı bir şekilde; orta gürültü seviyelerine (70 desibel) sahip durumlarda yaratıcılığın arttığı tespit edildi. Çünkü orta gürültülü bir ortam insanları daha yaratıcı düşünmeye zorluyor. Ancak, çok gürültülü bir ortam dikkati ve yaratıcı düşünmeyi imkânsız hale getirir.

Tekrar çocuk olun

Oyuncu, yazar ve mizahçı John Cleese şöyle diyor: ‘‘Yaratıcı işçiler istiyorsanız, onlara oynamak için yeterli zaman verin.’’

Yaratıcı düşünme söz konusu olduğunda yenilik bir zorunluluktur. Çocuklukta son derece yaratıcıyız, ancak yetişkinliğe yaklaştıkça ve inanç sistemlerine, davranış kalıplarına uyum sağlamayı öğrendiğimizde bu yeteneği kaybediyoruz. Alternatif perspektifler gerektiren durumlarla karşılaştığınızda, bir çocuğun ne yapacağını düşünmek çok pratiktir. Cambridge Üniversitesi uzmanlarından Patrick Bateson ve Paul Martin, oyun oynamaktan zevk almamızı ve kendimizi yeniden keşfetmemiz gerektiğini savunuyorlar.

Kolaj yapın

Yeni ve gerçek bir kolaj oluşturmak için dergi ve fotoğraflardan kırpmalar yaparak fikirlerinizi karıştırmayı deneyin.

 Birçok iyi ilişkiniz var ve kendinizi iyi insanlarla çevreleyin

Yaratıcı düşüncenin büyümesi için birçok perspektif gereklidir. Kendinizi birçok insanla çevrelemek farklı deneyimleri paylaşmak için yararlıdır. Ayrıca, yeni fikirler edinebileceğimiz ‘‘zihinsel doluluk’’ miktarını arttırdığı için de zenginleştiriyor. Kalabalığın yanı sıra, yargıları sınırlamaktan kaçınmaya çalışan birçok insanın çevresinde olduğunuzda kalite de önemlidir.  Sonuç yapıcıysa sizin için insanlarla çevrelemek veya bir takımda çalışmak çok olumlu.

Profesör Epstein sadece yeni insanlarla etkileşim kurmayı değil, aynı zamanda yeni yerleri ziyaret etmenizi veya olağandışı nesneleri ziyaret etmenizi de öneriyor. Çünkü bu orijinal fikirlerin gelişmesine yol açabilir. Çok kültürlülük kişisel ufkumuzu genişletecektir. Belgesel izleme, seyahat etme ve diğer medeniyetlerle ilgili bilgiler edinme ile gerçeği algılamanın ve etkilemenin yeni yollarını öğrenebiliriz.

Başarısızlıktan korkmayın

Yaratıcı düşünme genellikle bir çözüm bulamamanın hayal kırıklığından kaynaklanır ve Eureka’da sona erer! Ya da bir an. Bu yüzden aradığınız cevapları ilk bakışta bulmaktan korkmamalısınız. Yaratıcı düşünme çok fazla eğitime ihtiyaç duyar ve başladığınız zaman kendinizi üzmemek ya da kendinizden çok fazla şey beklememek en iyisidir.

Bugün iyi bir fikir olduğunu düşündüğümüz şey yarın bizim için iyi olmayabilir. Bu durumlarda, bu durumun sizi caydırmasına izin vermemelisiniz. Buna çözümü bulana kadar öğrenme deniyor. Kendimizi de yaratmaya zorlamamalıyız. Bu, verimsiz olabilirken yaratıcı düşüncemizi de engelleyebilir. Aradığımızı zihinsel çekmecelerimizde bulamazsak, yapılacak en iyi şey dikkatimizi dağıtmaktır. Bu, yeni şeylerin ortaya çıkmasını teşvik eder.

 İyi uyuyun

Yaratıcı düşüncenin mükemmel bir şekilde olması için uyku beynini soymamak önemlidir. Almanya‘daki Lübeck Üniversitesi‘nde araştırmacı olan Ullrich Wagner‘e göre; günde 6 saatten az, 8 saatten fazla uyuma tavsiye edilmiyor.

Harvard Tıp Fakültesi’nde psikolog olan Deidre Barrett ise; çalışma aralarında uyuyan öğrencilerin daha iyi çalışma sonuçlarına sahip olduklarını ortaya koydu.  Barrett ayrıca, yatmadan önce belirli bir problemi düşünen kişilerin ertesi gün kalktıklarında bir çözüm bulabileceklerini de tespit etti. Zihinsel yeniden yapılandırmayı destekleyen uyku daha zeki olmamızı sağlar.

Mutlu olun

Mutluluk, yaratıcı düşünmenin görünüşünü üzüntüden çok daha fazla destekler. Sanatçıların melankolik durumlarda daha iyi besteledikleri ve daha iyi yarattıkları düşünülür. Ancak durum böyle değil. Claremont Üniversitesi’nden (California) psikolog Mihály Csíkszentmihályi, mutluluk ve yaratıcılığın birbirlerine fayda sağladıklarını buldu. Penn State Üniversitesi‘nde psikolog olan Karen Gasper ise, mutlu olduğumuzda; kelimelerle, teşhislerle veya ikilemlerin cevaplarıyla daha iyi ilişkiler kurabileceğimizi düşünüyor.

Görünüşe göre üzüntü, sağlıklı fikirlerin oluşmasını engelleniyor ve daha fazla hata yapmamıza neden oluyor. Depresif insanların çok dar bir ilgi odağına sahip olduklarını ve sorunlarına veya düşüncelerine aşırı derecede odaklandıklarını düşünürsek, bu bulgu oldukça mantıklı.

Yürüyüşe çıkın

yürüyüs

Egzersiz, genel olarak yaratıcı düşünceyi teşvik ediyor gibi göründe de, aslında yürümenin yaratıcı düşünce üzerine etkileri çok daha olumludur.

Stanford Üniversitesi’nde, yürümenin yaratıcı düşünme üzerindeki olası olumlu etkilerini gösteren bir çalışma yapıldı. Bu çalışma kapsamında; koşu bandında yürümek, oturmak ve beyaz bir duvara bakmak, temiz havada yürümek ve temiz havada oturmak gibi dört deneysel durum yaratıldı. Araştırmacılar, katılımcıların düşüncelerini ve yeni fikirler yaratma yeteneklerini kaydetti. Buna göre, ‘‘yürüyüş’’ senaryosu için seçilenlerin, ‘‘oturma’’ senaryosuna atfedilenlerden daha yüksek yaratıcılık seviyelerine sahip oldukları tespit edildi.

Çalışmayı yürütenlerden biri olan Marily Opezzo, ‘‘Yürüyüş sizi Michelangelo yapmaz, ancak yaratıcı sürecin ilk aşamalarında size yardımcı olabilir” diyor.

Olaylara farklı açılardan bakmayı öğrenin

Genellikle tüm işlerde alışılmadık fikirler gereklidir. Çoğu zaman ilham verici aydınlık düşünceler en çok ihtiyacımız olduğunda akla gelmez. Olaylara farklı açılardan bakmayı öğrenmek ufkumuzu genişletirken, düşünsel yaratıcılığımız üzerinde olumlu etkiler de yapacaktır.

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı