
İsviçre’nin Bürgenstock kentinde düzenlenen Ukrayna Barış Zirvesi’nin sonuç bildirgesine, 93 katılımcı ülkenin 80’inin imza attığı bildirildi.
Hindistan, Brezilya, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) de aralarında bulunduğu 13 ülke ise, bildirgeye imza atmadı. Çin ise zirveye katılmadı.
Ukrayna ve Rusya arasında barışın sağlanması amacıyla görüşmelerin yapıldığı konferansa, savaşın taraflarından olan Rusya’nın davet edilmemesi gözlemcilerin tepkisini çekmişti. Bildirgede, “Barışa ulaşılmasının, tüm tarafların sürece dahil edilmesi ve taraflar arasında diyaloğun sağlanmasından geçtiğine inanmaktayız” sözlerine yer verildi.
Konferansta, Almanya Başbakanı Olaf Scholz da, gelecekteki konferanslara Rusya’nın da davet edilmesi gerektiği görüşünü dile getirdi.
Üç maddede mutabakat
“Ukrayna da dahil olmak üzere, egemenlik ilkeleri ve devletlerin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğüne” desteğin ifade edildiği bildirgede, 80 ülke, esaret altındaki askerlerin değiştokuşunun yanı sıra evinden edilen Ukraynalı çocukların ailelerine dönmesi çağrısına da yer verildi.
Taraflar, Ukrayna’nın güneyindeki Zaporijya Nükleer Santrali’nin çevresinde aylarca süren çatışmaların yarattığı endişelerden hareketle, savaşın bir nükleer felakete dönüşmesinin engellenmesinin önemine de vurgu yaptı. 80 devlet, Ukrayna’nın santral üzerinde tam kontrolü yeniden üstlenmesi gerektiği çağrısında bulundu.
Bildirgeye imza atan 80 ülke ve 4 uluslararası kuruluş, üç maddede uzlaştıklarını belirtti. Bildirgede, uzlaşılan başlıklar şöyle yer aldı:
“İlk olarak, nükleer enerji ve nükleer tesislerin her türlü kullanımı güvenli, emniyetli, korunaklı ve çevresel açıdan sağlam olmalıdır. Zaporijya Nükleer Enerji Santrali de dahil olmak üzere Ukrayna nükleer enerji santralleri ve tesisleri, Ukrayna’nın tam egemen kontrolü altında ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ilkeleri doğrultusunda ve gözetimi altında güvenli ve emniyetli bir şekilde çalışmalıdır. Ukrayna’ya karşı devam eden savaş bağlamında herhangi bir nükleer silah tehdidi veya kullanımı kabul edilemez.
İkinci olarak, küresel gıda güvenliği, gıda ürünlerinin kesintisiz üretimine ve tedarikine bağlıdır. Bu bağlamda, Karadeniz ve Azov Denizi’ndeki deniz limanlarına erişimin yanı sıra serbest, tam ve güvenli ticari seyrüsefer kritik önem taşımaktadır. Limanlarda ve tüm güzergâh boyunca ticari gemilere, sivil limanlara ve sivil liman altyapısına yönelik saldırılar kabul edilemez. Gıda güvenliği hiçbir şekilde silah haline getirilmemelidir. Ukrayna tarım ürünleri, ilgili üçüncü ülkelere güvenli ve serbest bir şekilde sağlanmalıdır.
Üçüncü olarak, tüm savaş esirleri tam takas yoluyla serbest bırakılmalıdır. Sınır dışı edilen ve hukuka aykırı olarak yerlerinden edilen tüm Ukraynalı çocuklar ve hukuka aykırı olarak alıkonulan diğer tüm Ukraynalı siviller Ukrayna’ya iade edilmelidir.
Barışa ulaşmanın tüm tarafların katılımını ve taraflar arasında diyaloğu gerektirdiğine inanıyoruz. Bu nedenle, tüm tarafların temsilcilerinin daha fazla katılımıyla yukarıda belirtilen alanlarda gelecekte somut adımlar atmaya karar verdik.”
Viola Amherd: “Konferans başarılı ancak Rusya’yı da dahil etmeliyiz“
İsviçre Konsey Başkanı Viola Amherd, kapanış konuşmasında görüş farklılıklarına rağmen katılan ülke ve kuruluşların “ortak bir vizyonda anlaşmayı başardığını” söyledi. Zirve’nin yapıldığı Bürgenstock şehrinden adını alan bildirgeden bahseden Amherd, bu bildirgeyle çözüm yolunda daha ileri tartışmalar için bir çerçeve oluşturulduğunu belirtti. Amherd, bildirgeye imza atan ülkelerin üç başlıkta uzlaştıklarına dikkat çekerek, şöyle dedi:
“Nükleer güvenlik, gıda güvenliği ve savaşın insani boyutu konularında, güven tesis edecek adımların atılmasının mümkün olduğu konusunda mutabık kaldık. Bunlar kendimize belirlediğimiz ve hepimizin üzerinde çalışacağı somut hedeflerdir. Nükleer enerji ve nükleer tesislerin her türlü kullanımı güvenli, emniyetli, korunaklı ve çevreye duyarlı olmalıdır. İkinci olarak, gıda güvenliği hiçbir şekilde silah haline getirilmemelidir. Limanlarda ve tüm güzergah boyunca ticari gemilere, sivil limanlara ve sivil liman altyapısına yönelik saldırılar kabul edilemez. Üçüncü olarak, tüm savaş esirleri tam bir takasla serbest bırakılmalıdır. Sınır dışı edilen ve hukuksuz bir şekilde yerlerinden edilen tüm Ukraynalı çocuklar ve hukuksuz bir şekilde alıkonulan diğer tüm Ukraynalı siviller Ukrayna’ya iade edilmelidir.”
Amherd, kalıcı bir çözümüm her iki tarafı da içermesi gerektiğini vurgulayarak, “Geriye önemli bir soru kalıyor: Rusya bu sürece nasıl ve ne zaman dahil edilebilir? Birçok açıklamanızda bunu duyduk” ifadelerini kullandı.
Rusya cephede ilerliyor
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Cuma günü yaptığı açıklamada barış için koşullarını açıklamıştı. Putin, Ukrayna kısmen Rus kontrolü altındaki dört bölgeden feragat ettiği ve NATO’ya katılma planlarından tamamıyla vazgeçtiği takdirde askerlerini çekeceğini beyan etmişti.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ise, İsviçre’deki zirvenin ardından yaptığı açıklamada, Rusya ile barış görüşmelerine başlanması için önkoşulunun Rus birliklerinin Ukrayna’dan çekilmesi olduğunu söyledi. Zelenskiy, “Rusya, hukuken bize ait olan topraklarımızdan geri çekildiğinde, hiç beklemeden yarın bizimle müzakerelere başlayabilir. Ancak Rusya yönetimi, adil bir barışa hazır değil” diye konuştu.
Öte yandan Rus birlikleri, Ukrayna’daki ilerleyişini sürdürüyor. Moskova, Pazar günü Ukrayna’nın güneyinde bir köyü daha ele geçirdiğini duyurdu.
Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, İsviçre’deki zirvenin sona erdiği Pazar günü yaptığı açıklamada, “Cephedeki durumun şu andaki dinamiği, bize açık bir şekilde durumun Ukraynalılar aleyhinde değiştiğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.