Mehmet Meral

Travma sonrası stres bozukluğu

Mehmet Meral

Mehmet Meral

lic. phil. Psychologe FSP

Systemischer Therapeut

mehmetmeral@gmx.ch

 

 

 

1960’ lı yıllarda Vietnam savaşından dönen ABD askerlerinde, yaşadıkları ve şahit oldukları olaylardan dolayı, gündelik hayata alışamamalarıyla başlayan uyumsuzluk belirtileri ortaya çıktı. Bu askerlerde ciddi anlamda ruhsal sıkıntılar ve sorunlar baş gösterirken, dönemin uzman psikiyatristleri tarafından bunun teşhisi ‘Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSBB)’ olarak literatüre geçti.

Literatürde,uzmanlarca benimsenen Travma şöyle tanımlanmaktadır: ‘İnsanların başından geçen ileri derecede üzücü ve sarsıcı yaşantılara travma adı verilmektedir. Bu durum bireyin kontrol edemediği ve duygusal olarak üstesinden gelmekte zorlandığı yaşantılara bağlı olarak ortaya çıkmaktadır’.

Judith Herman’a göre, travmatik olaylarda kayıp durumu söz konusu ise, kayıp olgusunun yaratttığı duygusal yıkım nedeniyle insanlar ağır ruhsal sıkıntılar yaşarlar. Travmatik olay yaşayanlar, yaşadığı korkuyu genelleyebilmekte, o an hissettiği duygu durumunu yeniden yaşamın diğer alanlarında hissedebilmektedirler (Herman, 1992).

Yaşanılan travmatik bir olay, bir kişi açısından aşırı düzeyde örseleyeyici, kişinin varlığını tehdit eden, hatta ona ölebileceğini düşündüren ve bu duyguyla başa çıkmada zorlandığını görüp, normal gidişatı olan hayatın içinde çıkmazlık duygusunu hissettiren durumdur.

Travmatik bir olayla karşılaşan birey, suçluluk, öfke, karamsarlık, uyku bozukluğu, korku, endişe, kaygı, çaresizlik ve ümitsizlik duygusu yaşarken, bu tür insanlarda sıklıkla ani iniş ve çıkışları olan duygu halleri gözlemlenir. Duyguları ve düşünceleri yaşadığı olayların etkisi altındadır. Yaşadıkları, tanık oldukları olaylar gözlerinin önünden gitmeyebilir ve her an aynı olayları yaşayacaklarmış hissine sahip olabilirler.

Bu tür duygu ve düşünce bozukluluklarından dolayı yaptıkları bir işe yoğunlaşmada sıkıntı yaşayabilirler, karar almada zorlanabilir ve bellek ya da hafızayla ilgili zorluklarla karşı karşıya kalabilirler.

Travma Sonrası Tepkiler

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) belirtileri genellikle travmayı yaşamış ya da buna şahit olmuş kişilerde travmatik olayla ile direk olarak bağlantılı olduğu için, belli bir başlangıç zamanı belirlemek mümkün değildir. Kişiden kişiye değişiklik arz ettiği kadar, belirtilerin başlaması travmadan 6 aydan daha uzun bir süre sonra da kendini gösterebilir.

Bu gibi durumlarda TSBB ‘gecikmeli başlangıçlı’ olarak nitelenebilmektedir. TSBB genellikle kronik gidişli bir bozukluktur. Bozukluğun belirtileri 3 aydan kısa sürerse ‘akut’, daha uzun sürerse ‘kronik’ olarak adlandırılır (Dilling et. al, 2008, S. 124).

Travmatik bir olay yaşayan insan başlangıçta zorlanır. Bu zorlanmalar çoğunlukla kendisini travmatik stres olarak gösterir.

Stres belirtilerini özetlersek, kişilerde tespit edilen şu durumlardan bahsedebiliriz:

Yaşadıkları olayları zihinlerinde bilinç ve bilinç dışı biçimde devamlı yeniden yaşamak, acı veren, korkutan bölümleri ‘intrusyon’ (=acının en üst düzeyde hisedilme anı) olarak yaşamak, kabuslar görerek ya da film seyreder gibi göz önüne getirmek.

Olayı çağrıştıran nesneler, mekanlar, şahıslar, duyumlar (koku ve ses gibi) içten içe ya da doğrudan tehdit olarak alıgılanmaktadır.

Ölüm oruçlarını yaşayan bir danışanım, çay ve çayı çağrıştıracak her şeyden yıllardır kaçtığını ve karşılaşmamak için çok çaba sarfettiğinden bahsetmişti. Bir başkası kuru fasülye ve pilavı artık yiyemediğini, çünkü ona cezaevini çağrıştırdığan behsediyordu.

Unutkanlık ve konsentrasyon problemleri, travmatik olayları yaşayanlarda göze çarpan diğer önemli belirtilerdendir. Bunun sebebi de çoğunlukla zihne üşüşen, ızdırap veren anların üstesinden gelebilmek için kişi zihinsel faaliyetlerini olabildiğince kısıtlamaya ve azaltmaya çabalamakta, sonuç olarak da unutkanlıklar ortaya çıkmaktadır.

Tanıdığım birçok mağdur, özellikle de kendilerini günlük hayatta yormayacak, stressten uzak etkinlikler tercih etmektediler. Balık tutmak, müzik, resim ya da dağ gezisi yapmak bunlardan belli başlı olanları.

Kısaca özetlersek; travmatik stresteki temel şikayetler, kaygı, depresyon, güvensizlik, flashbackler, nefret ve öfke, uyku problemleri, öfke nöbetleridir.  Bu bahsettiğimiz şikayetler travma yaşamış her insanda olmak zorunda değildir.

Araştırmalara göre, işkence ve savaş gibi durumları yaşayanların üçte birinde travmatik stres kronikleşme eğilimindedir (V. Frankl, 1982). Buna göre birey travmatik stres belirtisi olmadan yaşantısını sürdürürken, ileri ki bir zamanda depresyona girme riski yüksektir.

Bahsi geçen Psikopatolojik durumları yaşayanlar, hayatlarının çeşitli alanlarında da işlevlerini kayberderler. Buna örnek olarak; kişiler arası ilişkiler bozulur, yalnızlık duyguları çoğalır, sosyal faaliyetlere katılmaz, ev, iş, eğitim gibi meseleleri çözemezler. Özellikle de yabancı ülkelerde yaşayanlar o ülkenin dilini öğrenmede, toplumsal hayatın akışını yakalamada zorlanabilirler.

Travmanın şiddeti, bireyin içinde bulunduğu sosyal ilişkiler ağı, travma sonrası yaşanılan koşullar, yaşanılan travmadan etkilenme düzeyinin seyrini belirleyen faktörlerdir. Travma ve onun yarattığı stres karşısında bireyin dayanma gücü onun biyolojik yapısına, benlik gücüne, bu tür olaylar karşısındaki tutumuna ya da hazırlıklı olup olmadığı gibi bir çok etkene bağlıdır.

Travmanın stres olma ihtimali kişiden kişiye değişmektedir de. Yapılan araştırmalarda, ağır travma ve stres altında kalan insanların hepsi aynı bozulma ve yıkılma belirtilerini göstermemektedirler (TSBB, 2008).

Herbert & Sungur (1999), insanların birbirlerinden farklı olmalarından, kendileri, diğerleri ve yaşadıkları dünyayla ilgili algı ve deneyimlerinin de birbirinden farklı olduğu sonucuna varmışlar. Bu sebeple, bireysel farklılıklar ve gelişimsel dönem farklılıkları, travma sonrası verilen tepkilerin de farklı olmasına neden olabilmektedir. Bunda yola çıkarak, travma sonrası verilen tepkileri gelişim dönemlerine göre ele almak daha anlaşılır olacaktır.

Travma durumlarıyla ilgili çalışan biri olarak, kişilerde yaşanan olumsuzlukların belirtileri kendisini yukarıda belirttiğim gibi gösteriyorsa, bu insanların mutlaka profesyonel bir destek almalarını öneririm.

Bazen Travma belirtilerinden bağımsız depresyon belirtileri de (bakınız ‚Neden Depresyon’ yazıma. HaberPodium, sayı:5, Yıl 2013) kendini gösterebilir.

Hayatında olumsuzluklar yaşamış herkesin TSSB yaşaması şart değil tabii ki. Bazı durumlarda TSSB belirtileri gelmeden evvel Travma kendisini depresyon olarak da açığa vurabilir.

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı