Yasemin Schreiber-Pekin

Stres

Yasemin Schreiber Pekin

Dr. med. Yasemin Schreiber-Pekin

Kadın Doǧum Uzmanı, Psikoterapist

y.schreiber@bluewin.ch

 

 

 

Stres, kișinin yașadıǧı fiziksel veya psikolojik sorunlara gösterdiǧi doǧal tepkidir. Stresin nedeni dıștan veya içten gelebilir; yani ya çevrenin yol açtıǧı ya da kișinin kendisinin algıladıǧı veya düșündüǧü nedenleri olabilir. Evrimdeki yerine bakarsak, tehlike anında stresin yarattıǧı savașma veya kaçma tepkisinin saǧ kalmak için kesinlikle gerekli olduǧunu görürüz. Tehlike durumunda beden, adrenalin, kortizol ve diǧer stres hormonları salgılar, adaleler kasılıp, kollara, bacaklara, kalbe ve beyne kan pompalanır. Bu nedenle tansiyon ve nabız yükselir. Tüm dikkatimiz tehlikeye odaklanır. Bir an için tam konsantre, olaǧan üstü güçlü ve verimli olabiliriz. Bu tepkilerin hepsi kısa süreli stres halinde anlamlı ve gereklidir. Ancak günlük yașam kișiyi sürekli alarm halinde tutuyorsa, stres hastalıǧa yol açar.

Kișisel yașam tecrübelerine baǧlı olarak strese korku veya bașka duygularla da tepki gösterebiliriz. Örneǧin, bir defa köpek tarafından ısırılmıșsak, köpeǧin görüntüsü bile yeter stres yaratmaya. Daha tehlike yokken stres reaksiyonları olușur. Ortada somut bir sorun olmadan yașanan strese psikolojik stres diyoruz. Bașka bir örnek: Zamanında dünyanın en zengin adamı olan Onassis, ömrü boyunca fakirlikten korkarmıș. Gençken yașadıǧı yoksulluǧun etkisini bütün malına, mülküne, tersanelerine, servetine raǧmen atamamıș içinden.

Stres, yașamın parçasıdır, gelip gidicidir. Fakat gitmezse ya da yeterli savunma mekanizmaları geliștirilmezse, hastalığa yol açar. Stres yaratan durumları dıș etkenler ve iç etkenler olarak ikiye ayırıyoruz. Bu ikinci kısım kișisel tecrübeye ve dirence baǧlı. Kanadalı fizyolog Hans Selye stresle karșılașan vücudun üç așamadan geçtiǧini ifade ediyor:

  1. Alarm tepkisi: Beden, kendisine meydan okuyana karșılık vermek için hazırlar kendini.
  2. Dayanma tepkisi: Bu așamada savunma geliștirilir. Problemi çözmeye ve yenmeye çalıșılır, veya problemden kaçılır ya da duruma alıșılır.
  3. Tükenme: Eǧer bir önceki așama bașarılı olmadıysa direnç azalmaya, enerji depoları tükenmeye bașlar.

Gündelik yașamda sorunların sonu gelmez ve herșey halloldu dediǧimiz anlar sayılıdır. Biz desek bile medya veya çevremiz bilgilendirir bizi çözümü olmayan sorunlar hakkında. Bolca adrenalin ve kortizol salgılamamız için ne gerekliyse yapılır. Stres hormonlarının sürekli salgılanması baǧıșıklık sistemini zayıflatır, alerjiler, yüksek tansiyon; ayrıca beyne gelen alarm mesajlarlarıyla depresyon ve korku hastalıkları olușur. Hafızayla konsantrasyon olumsuz etkilenir, adaleler sürekli kasılır ve aǧrır. Șeker, kalp hastalıklarıyla kemik erimesi de vücuttaki kortizolle tetiklenir.

Stres idaresinde ilk adım, yașamımızda stres yaratan durumları ve belirtilerini tanımaktır. Son yıllarda sık duyduǧumuz Türkçe tabirlerden bir “kafayı yemek” oldu. Düșüne düșüne, sorunları içinden hiç çıkılamayacak hale getirip paniǧe kapıldıǧımızda kullanırız bu deyiși. Bu durumda, bir kaç adım geri gidip, düșüncelere mesafeli bakmakta fayda vardır. “Olmazsa olmaz” sabit fikirlerimizi sorgularsak, çok zaman, “aslında oluyormuș” sonucuna varırız.

Olumlu düșünen insanlarla birlikte olmak, enerji vampirlerinden uzak durmak önemlidir. Bu her zaman mümkün olmayacaǧından, hayır demesini öǧrenmek, size tașınan sorunların, “bu benim problemim deǧil” bilincinde olmak gerekir. Bu șekilde çok zaman sadece kendinize deǧil, karșınızdakine de daha etkili yardımda bulunabilirsiniz.

Benzerini çok yașadıǧım bir örnek vereyim bu konuda; Uzun yıllardır tanıdıǧım bir hastam, muayenehanedeki randevusuna telaș içinde ve nefes nefese geldi. Ölçtüǧümüzde, tansiyonu yüksekti. Yanında, beș altı yașlarında bir çocuk vardı. Çok zor bir boșanma süreci yașayan komșusunun bir kaç saatliǧine çocuǧuna bakma ricasını kıramamıștı. İlk defa olmuyordu buna benzer ricalar. Yıllardır migren ve bel aǧrılarından șikayetçi olduǧunu bildiǧim hastama, kendisini nasıl hissettiǧini sordum. Aǧrı kesici alarak yola çıktıǧını, bana gelirken geç kalma korkusu ve küçük çocuǧun verdiǧi sorumluluǧun stresiyle çok gerildiǧini, migren nöbetinin bașlamak üzere olduǧunu itiraf etti. Bu iyi niyetli hanım kendi sınırlarını ve ihtiyaçlarını hiçe saymıș, öncelikler listesinde kendini en alt uca koymuștu. Acısını günlerce süren aǧrılarla çekecekti. Ayrıca komșusuna da gerçekten faydası dokunduǧundan emin deǧildim. Nazik, fakat net bir hayır cevabıyla komșu da belki maǧdur rolünden çıkıp, sorunlarını kendisi çözmesini öǧrenebilirdi.

Bundan bir kaç yıl önce İstanbul`da taksiye binmiștik. Eșim önde, ben çocuklarla arkada oturuyordum. Șoförümüz, direksiyona sımsıkı sarıldı, bir taraftan söylenerek, bir taraftan ani manevralarla gaz ve fren pedaline peș peșe sonuna kadar basarak yol aldı. Biz arkadakiler dehșet ve mide bulantısı arasında bocalarken, eșim biraz yavaș sürmesini rica etti șoför beyden. Eșimin Türkçe bildiǧine çok sevinen șoför, “Stres atıyorum, eniște”, diye açıklama yaptı. Neyse, sonra radyoyu açıp türkü dinlemeye bașladı da, stres seviyesini müzikle düșürdü. Biz de saǧsalim vardık gideceǧimiz yere.

Gevșemek ve dinlenmek için uygun tekniklerden faydalanmak önemlidir. Yapılması gerekeni iyi planlamak, size karșı olan beklentileri gücünüzün sınırlarına uygun bir seviyede cevaplandırmak. Kendi görüș açınızı deǧiștirerek, kafanızdaki “olması gereken ideal durum” hayalini gerçekçiliǧe doǧru düzeltmek stresi azaltır. Bencillikle, saǧlıklı bir șekilde kendi ihtiyaçlarına saygı göstermenin arasındaki dengeyi bulmak kolay deǧildir her zaman. Fakat öncelikler listesinde sizin arzularınız hep en sonda geliyorsa, bir șeyleri deǧiștirmeniz gerekiyor demektir.

www.praxis-schreiber.ch

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı