Edibe Gölgeli

İsviçre ve doğrudan demokrasi

Edibe Gölgeli

Edibe Gölgeli

Basel Kanton Milletvekili

Ekonomist

edibe.goelgeli@gmail.com

 

 

Doğrudan demokrasi; kanunların bizzat halk tarafından yapılmasını ve kamu gücüne ilişkin kararların halk tarafından alınmasını ifade eder. Bu sistemde Parlamento ve yöneten- yönetilen farklılığı yoktur. Halk, alınan kararlarda geniş bir söz hakkına sahiptir.

İsviçre’nin devlet biçimi doğrudan demokrasidir. Bu demektir ki, oy hakkına sahip nüfus, sadece Federasyon, ilgili Kanton ve Belediye kademesinde düzenli olarak Parlamento’ya temsilciler seçmekle kalmayıp, çok sayıda önemli konuda oy verme hakkına da sahiptir. 18 yaşını dolduran her İsviçre vatandaşı oylamalara katılabilir.

 

 

 

 

 

 

İsviçre’de siyasi faaliyet göstermenin birçok şekli vardır ve siyasete katılmak herkes için önemlidir. Örneğin, bir veli konseyine katılabilir veya mahalle derneğinde faaliyet gösterebilirsiniz. Ayrıca, karar ehliyetine sahip tüm kişiler resmi makamlara dilekçeler, teklifler ve şikayetler verebilirler. Bunun biçimi örneğin bir toplu dilekçe (toplu imza) de olabilir. Ayrıca, bazı Kanton ve beldelerde uzun süredir oturuyorsanız seçilme ya da oy hakkı gibi siyasi haklara da sahip olursunuz. Oturduğunuz mahallede bu tür faaliyetlere dahil olmanızda fayda var.

Yönetim Organları

Önemli siyasi güçlerin tümü Hükümet’te temsil edilmektedir. Yedi üyeden oluşan Hükümet, Bundesrat (Federal Konsey) adını taşır. Bu konsey, Parlamento tarafından seçilir ve büyük siyasi partilerin temsilcilerinden oluşur. Federal Konsey üyelerinden biri Parlamento tarafından bir yıl süreyle başkanlığa seçilir.

Parlamento ise iki meclisten oluşur: Halkı temsil eden Ulusal Meclis (Nationalrat) ve kantonları temsil eden Kantonal Konsey (Ständerat). İkisi birlikte ise Birleşik Federal Meclisi (Vereinigte Bundesversammlung) oluşturur.

Herkese eşit hak ve yükümlülük.

İsviçre bir hukuk devletidir. Bu yasalar sadece burada yaşayanların değil, devletin kendisinin de uymak zorunda olduğu anlamına gelir. Mahkemeler Hükümet’ten ve Parlamento’dan bağımsızdır. Burda hangi temel hak ve yükümlülüklerin geçerli olduğu ve İsviçre’de siyasi ve adli sistemin nasıl düzenlendiği, İsviçre Federal Anayasası’nda (Bundesverfassung) yazılıdır.

İsviçre’de 140 ayrı ulustan insan yaşamaktadır ve her beş kişiden birinin İsviçre pasaportu yoktur. Ayrıca, günümüzde her üç evlilikten biri iki ulusludur.

Toplam nüfusu 8 milyon 136 bin olan İsviçre gibi coğrafi açıdan küçük olan bir alanda beraber yaşamak, saygı ve özen gerektiriyor. Dört resmi dilin konuşulduğu bu ülkede her bölge kendi kültürünü korur. Hangi bölgede bulunuyor olmanıza bağlı olarak, mutlaka farklı bir dil ile karşılaşacak ve farklı yaşam tarzları göreceksiniz. İsviçre’nin temelinde yer alan dil ve kültür çeşitliliği uzun bir tarihsel geçmişe sahiptir.

Seçimler ve oy kulanma nasıl olur?

İsviçre’de oylamalar Federal, Kanton ve Belediye düzeyinde olur. Oy pusulaları genellikle zarf içinde, yaklaşık 3-4 hafta öncesinden, posta yolu ile vatandaşlara gönderilir. Zarfın içerisinde oy kartları ve Federal Meclis’in sunduğu kırmızı bir bilgilendirme kitapçığı bulunur. Söz konusu kırmızı kitapçığın içerisinde Federal Meclis’in önerileri de bulunmaktadır.

Federal seçimler, Kanton ve Belediye seçimleri genellikle 4 yılda bir olur. Orda da bütün yerel siyasi partiler kendi adaylarını liste halinde sunarlar ve bu listeler de öncesinden zarf şeklinde vatandaşlara gönderilir.

Doğrudan Demokrasi – Ne kadar işliyor?

Doğrudan demokrasi bir taraftan büyük bir şans iken, diğer taraftan da ciddi anlamda büyük bir problem de yaratabiliyor.

Son 5 yılın siyasetini ele alırsak, SVP gibi aşırı sağcı bir partinin doğrudan demokrasi uygulamasını kendi çıkarları için çok iyi kulandığını söyleyebiliriz. Söz konusu parti, halkın bütün korkularını kendi siyasi çıkarlar için propaganda aracı olarak kullanmakta çekince görmemektedir.

Minare İnisyatifi, Sınırdışı Etme İnsiyatifi ve Toplu Göçe Önlem İnsiyatifi gibi göçmenlere yönelik propaganda yöntemleri ele alındığında, SVP’nin özünde aslında sadece yabancılara karşı kışkırtma politikası yapmak ve kendi partisine popüler bir rant sağlamak gibi bir amacının olduğu görülür.

Halkın korkuları ile yapılan politik söylemler, sonuç olarak SVP’nin başarısına başarı katıyor ve söz konusu partiyi güçlendiriyor.

İşte doğru’dan demokrasi bu gibi durumlarda tehlikeli olabiliyor.

Doğrudan demokrasi ve Göçmenler

Doğrudan demokrasi kavramında göçmenleri de unutmamak gerekiyor. Yukarıda da belirttiğim şeklide İsviçre’de her beş kişiden biri İsviçre pasaportuna sahip değil. Yani toplumun yüzde 20’den fazlası oy kullanma hakkından yoksun. Burada yaşayan, vergilerini ödeyen göçmenlerin hiçbir söz hakkı yok.

Örneğin İsviçre’de bir ev sahibiyseniz ve sizin evinizin önündeki caddede ya da mahalede değişiklikler oluyorsa, siz buna müdahale etme ya da buna ilşkin alınan karara dahil olma hakkına sahip değilsiniz. Vatandaş olmayan bireyler için bu çok büyük bir problem.

Özelikle göçmenler üzerinden bir takım politikalar yapılırken,  İsviçreli olmadığımız için müdahale hakkına da sahip olamıyoruz. Birinci ya da ikinci kuşağı bir tarafa bırakırsak, burada doğup büyüyen ınsanların büyük bir çoğunluğu bile bu hakka sahip değiler.

Sonuç olarak, İsviçre’de doğrudan demokrasinin yüzde yüz işlediğini söyleyebilmek için göçmenlerin de seçme ve seçilme haklarının verilmesi gerekiyor. Bu konu ile ilgili olarak politik alanlarda İsviçre vatandaşlığını kolaylaştırma çabasını göstermek, göçmenlerin seçme ve seçilme hakkını daha çok talep etmek gerekiyor.

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı