B. Nazan Walpoth

Sessiz düşman; yüksek tansiyon

derya ozgul, www.haberpodium.ch,isvicre'de is kurma, isvicre'de evlenme, Isvicre'e oturum hakki, isvicre'de iltica, isvicre egitim sistemi, www.haberpodium.ch. İsviçre gündemi, haberpodium, isvicre vatandasligi, isvicre haberleri, isvicre gezi rehberi, isvicre'de nereler gezilir, isvicre'de corona virus

Doç. Dr. B. Nazan Walpoth

Bern Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi

Kardiyoloji Bölümü Öğretim Üyesi

nazan.walpoth@insel.ch

 

 

Yüksek tansiyon, kalp ve böbrek yetersizliği, inme gibi birçok ölümcül hastalığın altında yatan ana nedendir.

Neredeyse her üç yetişkinden birinde yüksek tansiyon görülüyor. Birçok ölümcül hastalığın altında yatan neden olan yüksek tansiyon, pek şikayet yapmaması nedeniyle ölçülmediginde, çok geç aşamada organ sistemlerine (kalp, beyin, böbrek) zarar verdiğinde fark edilir.

Yüksek tansiyonun sebebi % 90 oranında ailesel, (anne babasında yükskek tansiyon  olanların hipertansiyon hastasi olma olasılığı % 60 kadardır)  % 10 ise organikseldir.

Bu % 10’luk dilime girenleri gözden kaçırmamak için gerekli olan bazı özel testler vardır .

Bu testler; hasta 30 yaşından gençse, ailesinde hipertansiyon yoksa, daha önce hipertansiyon öyküsü olmayıp ani böbrek yetmezliği ile geliyorsa, tedaviye yanıt vermiyorsa, ani çok yüksek ataklar halinde gelen bir hipertansiyonu varsa, tedavi altında değerlerinde kötüleşme oluyorsa ve böbrek yetmezliği gelişiyorsa yapılır.

Hipertansiyon kalp krizlerine zemin hazırlamasının yanı sıra kalp kasının esnekliğini azaltarak kalp yetersizliği de oluşturur. Normalin üstündeki kan basıncı, beyindeki damarların yırtılmasıyla beyin kanamasına ya da felce yol açar.

Yüksek kan basıncının tahrip ettiği başka bir organ da böbreklerdir. Diyalize giren birçok hastanın böbreklerinin iflas etmesinin nedeni kontrolsüz yüksek tansiyondur.

Tansiyon nedir?

Tansiyon kanın atar damarların duvarına yaptığı basınçtır. Kalbin sol karıncığı kasılarak içindeki kanı Aort damarına atar. Bu sırada basınç hızla yükselir. Tepe noktası büyük tansiyon (sistolik basınç). Kalbin kasılması bitince  basınç belli bir düzeyin altına inmez. Bu düzeye küçük tansiyona, tıbbi adıyla ‘diyastolik’ kan basıncı denir.

Kolun dirsek üstündeki bölümüne manson şişirilerek kan akımı durdurulur. Kol atar damarının sesleri dinlenirken manson yavaş yavaş söndürülür. Mansondaki basınç, damar içindeki basınç düzeyine ulaşınca kan tekrar akmaya başlar ve her atımda ses duyulur. Sesin ilk duyulduğu rakam büyük tansiyondur. Basınç azaldıkça kan akımının girdabı azalır ve ses kesilir.

Kalp atışını en son duyduğumuz andaki basınç ise küçük tansiyondur.

Dijital tansiyon aletleri ve kan akımının yarattığı titreşimler ile büyük ve küçük tansiyon hesaplanır. Belli aralıklarla kontrol edilip doğru ölçüm yapıldığından emin olmak gerekiyor.

Mesela muayeneye giderken evde kullanılan aleti götürüp doktorun kullandığı aletle karşılaştırmak iyi olur.

Evde düzenli olarak günün değişik saatlerinde yapılan ölçümler tedavinin devamı için  çok değerlidir.

Sadece hekime gidildiğinde, yüksek tansiyonu olanlar için tıpta “Beyaz önlük hipertansiyonu“ white coat hiperetnsion (normal popülasyonda prevalansı % 15)  tanısı kullanılır. Bu tip hipertansiyon eskiden çok önemsenmezdi, fakat son yıllarda bu tip hipertansiyonun kalp-Diğer bir şeklide, damar hastalıkları acısından riski arttırdığı, latent hipertansiyona ve buna bağlı organ tutulumlarına zemin sağladığı görüşü yaygındır.

Kendini güvende hissetme ile normal değerleri olan, ancak aslında rutin yüksek degerleri olan hastalarda “ maskeli hipertensiyon” dan şüphe edilir.

Bu iki durumda da kalp-damar riski yüksek olabileceğinden dolayı, ara ara  24 saatlik tansiyon ölçümü (sadece hekiminiz programlar ve uygular) yapılan aletlerle tansiyon profili çıkarılabilir. Buna bağlı olarak gerekirse tedavi de uygulanır. 24 Saat tansiyon ölçümleri, tansiyon tedavisi sırasında ara ara tedavinin kontrolü içinde yapılabilir.

Tansiyon tedavisinde iki aşama önemlidir. Birincisi hayat tarzı değişikliği ile fazla tuzlu olmayan sağlıklı beslenme ve hareketli bir yaşam sürerek ideal kiloyu korumayı içerir.

Bu önlemler yeterli olmazsa, sıra ikinci aşama olan ilaç tedavisine gelir ki, bu iki yöntem birbirinden ayrılamaz ve ömür boyu süren özen gerektiren bir durumdur.

İlaçların dozajı, kilo alma ve verme ile birlikte, zaman içinde bazen farklı ayarlanabilir.

Ancak hipertansif bir hasta için artık ilaçsız bir normalleşme pek de mümkün değildir. Bu bakımdan bu konudaki disiplin çok cok önemlidir. Sadece 5-10 mmHg’lik artışların ya da düşüşülerin bile genel yaşam prognozumuza çok önemli etkileri vardır.

3 ayrı ilaca rağmen tedaviye yanıt verilmeyen vakalarda, son yıllarda geliştirilen fakat uzun vadeli yararı konusunda henüz elimizde kesin bir verimiz olmayan, böbrek damar sinirlerinin yakılması yöntemi var. Bu yöntemle kasıktan sokulan ince bir kateterle böbrek damarlarındaki sinirler yakılıyor. Bu konuda daha uzun vadeli yayınlar bekliyoruz.

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı