B. Nazan Walpoth

Sağlıklı ve kilolu insan paradoksu

derya ozgul, www.haberpodium.ch,isvicre'de is kurma, isvicre'de evlenme, Isvicre'e oturum hakki, isvicre'de iltica, isvicre egitim sistemi, www.haberpodium.ch. İsviçre gündemi, haberpodium, isvicre vatandasligi, isvicre haberleri, isvicre gezi rehberi, isvicre'de nereler gezilir, isvicre'de corona virus

Doç. Dr. B. Nazan Walpoth

Bern Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi

Kardiyoloji Bölümü Öğretim Üyesi

nazan.walpoth@insel.ch

 

 

Hafif kilolu olanlar daha uzun yaşar. Bunu 3 milyondan fazla insanı inceleyen araştırmanın sonuçlarından yola çıkarak, birkaç yıldır biliyoruz. Fakat bu doğru mu?

 

Dünya`nın pek çok köşesinde insanlar gittikçe daha fazla kilo almaktalar. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) bizleri kilolu olmanın getirdiği sonuçlardan dolayı sık sık uyarmakta. Bu uyarılarında, tüm Avrupa kıtasında kilolu veya adipöz olmanın sonuçlarından oluşan hastalıklardan, yılda yaklaşık 1 milyon kişinin hayatını kaybettiği belirtmektedir.

Çok basit bir formül ile kilomuzun normal olup olmadığını hesaplayabiliriz BMİ formülü denen bu formülde kilomuzu ( örneğin 70 Kg) boyumuzun cm karesine ( örneğin 1.70 cm X 1.70 cm) bölerek aldığımız sonuç 18.5-24.9 arasındaysa normal, 25-29.5  hafif kilolu, 30-34.9 1. derece adipöz, 35 ve daha yüksek değerler için 2. derece adipöz olarak tanımlanıyor. Bu Formülün bazı eksikleri olsa da ( çocuklarda kullanılamıyor, göbek yağını dikkate almıyor, çok küçük , çok uzun ve kas geliştiren sporlar yapan insanlarda kullanılamıyor) da basit olduğu için halen yaygın kullanılmakta.

Yaşamın uzunluğu ile kilolu olma arasında bir ilişki var mı sahiden?

Yine WHO İstatistiklerine bakarsak, uluslarası örnek olan Özbekistan ve Türkmenistan`da yaşam beklentisi  65-69 yıl iken, Avrupa`daki en gürbüz toplumlara örnek olabilecek Britanya adasında veya daha orta gürbüzler klasmanında yer alan Federal Almanya`da yaşam beklentisi yaklaşık 80 yıldır. Demek ki bağlantılar daha kompleks. Tabi burada sağlık hizmetlerine ulaşabilme gibi farklılıkarı göz önünde bulundurmak şart.

Tip II diyabet (yaşlılık diyabeti), hipertansyion, koroner arter hastalığı ile kilolu olma arasındaki var olan ilişki tartışmasız kabul edilmektedir.

Aslında sorumuz; “hafif kilolu olma (yani BMİ değeri 30 veya daha az olanlar) gerçekten risikli midir?“ şeklinde.

Kapsamlı eski araştırmalar en iyi yaşamsal prognozun, BMİ değeri 25 civarı olanlarda olduğunu göstermiştir. Bu araştırmalarda dikkati çeken mortalite göstergeleri  U formunda şekillenmekte. Yani çok düşük kilolarda da yüksek iken, orta ya da sınır fazlası kilolarda az, çok kilolularda yine yükselmektedir. Sıklıkla biraz kilolu olanlarda mortalite (buradaki mortalite genel tüm hastalıkları kapsayan) normal kilolulara göre daha düşük bulunmuştur.

2007 yılında yapılan bir Amerikan NHANES araştırmasında (K. Flegal 2007 Jama) çok  düşük kilolu ve çok adipöz kilolular da mortalite normal kilolu ve kilolu, yani BMİ değeri 30 kadar olan kişilere göre daha yüksek bulunmuştur.

Fegal ve arkadaşları daha sonra yaklaşık 97 incelemeyi kapsayan (3 milyon kişi) bir araştırma yapmışlar. Bu araştırmanın sonucuda, BMİ değeri 25-30 arası olanların belli bir zaman sürecinde mortalitelerinin normal kilolulara göre daha düşük olduğunu görmüşler.

Bu hafif kilolu durumun can yeleği gibi yaşamı uzattığını belirtmişlerdir. BMİ değeri 30’dan fazla olanlarda yine riskin arttığını görmüşlerdir. Bu araştırmanın sonucuna göre; BMİ değeri 25-30 arasında olanların mortalitesi normal BMİ de, yani 18.5-24.9 arasında olanlara göre % 6 oranında düşük bulunmuştur. Hatta BMİ değeri 30-35 olan 1. derece adipözlerin  normal BMİ’li yani 18.5-24.9 arasında olanlara göre mortalitesinin % 5 daha düşük olduğunu bulmuşlardır. Esas riskin BMİ değeri 35 ve daha çok olanlarda olduğu görülmüş, orada Mortalite normal BMİ değeri olanlara göre % 29 oranında artış tespt edilmiştir. Hatta mortraliteye etki edebilecek etkenler elemine edildikten sonra da (Sigara, başka hastalıklar gibi) sonuçlarda fark görülmemiştir.

Bu sonuçlar kilo almaya davet şeklinde kesinlikle anlaşılmasın. Tartışılmazdır ki, Şeker hastalığı, kanser, böbrek hastalığı kilolularda daha sık görülmektedir. Burada asıl tartışılmak istenilen, riskli olma sınırının nerede çizilmesi gerektiğidir.

Sağlıklı-kilolu paradoksunu açıklama yolunda pek çok fikir üretilmiştir. Kimi BMİ değeri 25 ve üzeri olanlar riskli olduklarından daha iyi kontrol edilmektedirler. Bu kişilere erken müdehale edildiği için uzun yaşamaktadırlar denilmektedir. Bir başka açıklama ise; bu kişilerin daha çok yağları olduğundan, kronik ilerleyici bir hastalık halinde bu rezervlerinin onları daha dirençli yapmakta olduğudur.

JAMA Dergisinde Dr. Heymsfield ve Dr. vom Pennington (Bıomedical Research center Loisian) yazdığı gibi, acaba bugünkü kilolu tanımı ile ilgili korkularımız yersiz mi?

Burada sadece BMİ risk analizi yeterli değildir. Cinsiyet, ırk, yaş, kas kitlesi, göbek çevresi  bu formülde yerini bulamamaktadır. Oysa hastalanma ve  mortalite olasılığında  bu faktörlerin önemi var. İşin ilginci ise, 1942 yılında BMİ formülünü tanımlayan kişi bir doktor ya da epidemiyolog değil bir istatistikçidir. Bu kişi, ABD’de bir sigorta şirketinde sigortalılar için  risk analizi yaparken yaşam uzunluğu ve kilo arasındaki ilişkiyi fark edince bu formülü tanımlamış. Bunun üzerine sigorta şirketi, tamamen rasgele norm değerilerini içeren tabelalar oluşturmuş. Bu tabelalar sonra (WHO)  Dünya Sağlık Örgütü tarafından 1997 yılında gözden geçirilip norm değerleri biraz daha aşağı çekilmiştir.

Bugün için BMİ değeri 25 ve üzerinde olanlarda, mortalite kanıta dayalı olarak daha düşük bulunmuşken, 25 ve üzeri BMİ değeri olan kişiler halen kilolu-riskli tarifine girmekteler.

Son yıllarda göbek, kalça çevresi ölçümü ile BMİ’nin yetersiz kaldığı riskli durumlara çözümler aranmaktadır.

Heymsfield ve Cefalu (JAMA) yayınlarında, bugün elimizde olan kanıta dayanan bu verilere göre; BMİ değeri 25’ten yüksek olan ( halen kilolu kabul edilen) ve kronik başka bir hastalığı olan kişilere kilo vermelerini söylemenin sorgulanması gerektiği belirtiliyor.

BMİ 25 üzeri değerler artık neredeyse ideal olarak görülürken, Kanada`dan gelen yeni bir araştırma bu eforiyi  biraz kırar gibi oldu.

Mount Sınai Hastanesi Kanada `da ki diyabetologlar (endokrinolog) Ravi Retnakaran liderliğinde son 10 yıl yayınlanan ve 60.000 kişiyi kapsayan araştırmaları incelemişler. Özellikle BMİ yanında diyabet, kan basıncı, kolesterol yüksekliğinden ölüm ve kalp hastalığı sıklığını da inceleyen araştırmaları seçmişler. Bu veriler ile kişiler daha sağlıklıyken normal kilolu, hafif kilolu ve adipöz hastaların mortalite risklerini karşılaştırmışlar. İlk 10 yıl normal, az kilolu ve adipöz kişiler arasında mortalite riski arasında fark görülmemiş. 10 yıl sonra kan basıncı, kann şekeri, kolesterolü normal dahi olsa, az kilolu ve adipöz kişilerde mortalite riski daha yüksek bulunmuş. BMİ değeri 30 ve üzeri olan kişilerde ise, normal kiloda olanlara  göre (tansiyonu, şekeri, kolesterol değerleri normal olsada) kalp krizi, beyin felci ve mortalite oranlarında % 24 artış görülmüş.

Bu araştırmaya göre sağlıklı kilolu insan diye birşey yoktur. Sorun sadece bir zaman sorunudur. Metabolik değerler henüz bozulmadan önce kilo yüksekliği her zaman risk içerir.

Bütün bu araştırmalar ışığında yüksek kilonun uzun vadede zararları tartışmasızdır. Bu bilgiler ışığında kilolu olan ve henüz metabolik normal olan kişilerin rutinlerine sağlıklı beslenme ve bol hareket katarak yaşam stillerini değiştirmeleri önem kazanmaktadır.

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı