Psikolojik beslenme bozuklukları
Dr. med. Fikret Zengin
Facharzt für Psikiyatri und Psikoterapie
info@praxiszengin.ch
Psikolojik beslenme bozukluklarının nedenleri çok çeşitlidir. Bu hastalıkarın oluşumda genetik faktörler, psikolojik nedenler ve sosyal yaşam büyük roller oynar.
Genel olarak üç önemli psikolojik beslenme bozukluğu vardır. Bunlar, Anorexia Nervosa, Bulimia Nervosa ve Binge-Eating Bozukluğu olarak adlandırılmaktadırlar.
Anorexia Nervosa
Anorexia hastaları çok az yemek yerler ve çok az kalori alırlar. Aldıklarını da kusma ve laksansiyenlerle dışarıya atarlar ve çok zayıflarlar. 20. yüzyılda sık görülmeye başlanan bu hastalığa yakalananların % 90-95’i kadındır. Bu hastalık 14-19 yaşları arasında başlarken, en çok 15- 35 yaşlar arasında % 1 oranında görülür. Hastalığın gidişi subkronik ve kronik olarak seyreder. Hastalarda % 50 oranında iyileşmeler, % 30 oranında da düzelmeler görülürken, % 20 oranında da kronikleşmeler yaşanır.
Anorexia nervosa’dan ölüm oranı % 5-20’dir. Ölüm nedenleri ise; enfeksiyonlar, kalp-damar (dolaşım) sistemi yetersizliği ve intihar olarak sıralanabilir. Bura görülen intihar oranı normal insanlara göre 200 kat daha fazladır.
Klinik belirtileri:
– Kilo alma korkusu
– Vücut ağırlığının % 15 oranında normalin altına düşmesi
– Bilinçli olarak yüksek kalori yiyecekler almama
– Vücut algılanmasında bozulmalar
– Besin alımında bozukluklular
– Alınan besin maddelerini kusma veya laksitiflerle dışarıya atma
– Vücut aktivitelerinde fazlalık
– Depresif duygular
– Korku
– Saplantılar
– Hormonal bozukluklar
– Hipotalasmus-Hipofiz ve üreme organlarında aks bozukluğu
– Gelişim bozukluğu ve gelişimde gecikme
Psiko dinamiği:
Bu hastalıkta kişi, kendisi ile ilişki bulunduğu kişiler arasında bir sınır koyamama çelişkisi yaşar. Bir taraftan ilişkide bulunduğu kişiyi tehdit olarak görürken, diğer taraftan da onsuz yaşamayacağını düşünür. Bu hastalığı yaşayanların hemen hemen hepsinin çocukluk dönemlerinde ruhsal gelişim engellemeleri görülmektedir. Bu süreci yaşayan çocuklar kendi duygularını göstermezlerken, kendilerini yetersiz, beceriksiz ve güçsüz hissedip diğer insanlara bağımlı olurlar.
Bir taraftan insanlara bağımlı olmayı hissetmek, diğer taraftan da kendilerini yeteneksiz, beceriksiz ve güçsüz hissetmek onlarda derin bir korku oluşturur.
Anorexia’nın oluşumda çeşitli savunma mekanizmaları rol oynar. Burada seksüel dürtüler bastırılıp inkâr edilirken, kendisine karşı agresif duygular yönlendirilir. Fantasizinde; “Eğer yemek yersem, o zaman dışardakiler tarafından kontrol edilirim” diye düşünür ve “o halde serbest bir kişi olamam” duygusu ön plana çıkar. Buradaki çelişki, otonom olma isteği ile bağımlı kalmak arasındadır. Bu çelişki vücuda yansıtılıyor.
Bulimia Nervosa
Bulimia Nervosa durumu kadınlarda % 0,5-3, erkeklerde ise % 0,2 oranında görülür. Bu hastalık Anorexia’ya göre daha geç başlarken, adoleszenz döneminde daha çok ortaya çıkar. 15-35 yaşlar arasındaki kadınlarda % 1-3 oranında görülür. Bu hastalığa yakalanların % 30’u Anorexia’ya dönüşür. Zamanla % 30-50’si ise kronikleşir. Bu hastalıktan ölüm oranı Anorexia’ya göre daha düşüktür.
Klinik belirtileri:
– Kişi zihinsel olarak yemek yeme ile çok uğraşır.
– Kişide yeme atakları vardır ve bunları kontrol altında tutamaz.
– Bir anda çok besin maddesi alır.
– Alınan besin maddelerini kusma veya laxsitiflerle dışarıya atar.
– Vücut aktiviteleri fazladır.
– Kilo alma korkusu vardır.
– Çoğunda Anorexia geçmişi vardır.
Psiko dinamiği:
Bulimia Nervosa’da kimlik çelişkisi vardır. İdeal öz ile var olan öz arasında farklılık hissi yaşanır. Kişi, olan özü eksik ve hasarlı olarak yaşar. Burada hastalar kendilerini iki gerçeklikte görürler ve yaşarlar. Bir yandan ince narin kalmak isterlerken, diğer yandan da kontrolü kaybederek çok gıda alırlar ve kendilerini çirkin görürler. Burada aynı zamanda kendilerini suçlu da hissederler. Bu suçluluk duygusunun önüne geçmek için de aldıklarını kusarak dışarıya atarlar. Kişinin burada kendine yönelik mesajı şöyledir; “Ben ince ve narinim, özüm bozuk değil. Kendimi her durumda kontrol edebilirim, ben güçlüyüm.”
Binge-Eating Bozukluğu
Bu psikolojik beslenme bozukluğu olan kişilerde zaman zaman yeme atakları görülür. Yeme ataklarından sonra kusma yoluyla veya laksasiyenlerle aldığını vücuttan çıkarmaz. Bundan dolayı kişinin fazla kilosu vardır ve şişmandır. Bu hastalığın görülme oranı % 1,5 iken, NA ve BN’ye nazaran erkeklerde % 25-40 oranında daha fazladır.
Klinik belirtileri:
– Tekrar eden yeme atakları görülür. Kişi bu yeme ataklarında kısa sürede çok miktarda besin maddesi alır ve bu esnada zaman ve yemek yeme üzerindeki kontrolü kaybeder.
– Daha çok erken alınan, kolay sindirilen, besin maddeleri alınır. Bu besin maddeleri genellikle büyük miktarlardadır.
– Besin maddeleri genellikle utanma duygusundan dolayı alınırken, alma esnasında utanma duygusu hissedilmez. Utanma duygusu yeme atağı bitince hissedilir.
– Bu yeme atakları ortalama haftada iki gün olmak üzere altı ay boyunca görülür.
– Yeme ataklarından sonra, Anorexia ya da Bulimi gibi aldıklarını dışarıya atma, kusma girişimi yoktur.
– Besin alınımında bozukluklar vardır.
Zayıflamaya veya yanlış beslenmeye bağlı olarak vücutta şu belirtiler görülür:
– Nabız düşmesi
– Tansiyon düşüklüğü
– Vücut ısısında düşme
– Kan dolaşımı bozuklukları
– Kas kasılmaları ve kas kaybı
– Sinir ağrıları
– Böbrek yetmezliği
– Ödem
– Deride kuruma
– Saç dökülmesi
– Tırnak kırılması
– Kansızlık
– Osteoporoz
– Menstrasiyon bozuklukları