Mehmet Meral

İnternet, sosyal medya hesapları ve etkileri

derya ozgul, www.haberpodium.ch,isvicre'de is kurma, isvicre'de evlenme, Isvicre'e oturum hakki, isvicre'de iltica, isvicre egitim sistemi, www.haberpodium.ch. İsviçre gündemi, haberpodium, isvicre vatandasligi, isvicre haberleri, isvicre gezi rehberi, isvicre'de nereler gezilir, isvicre'de corona virus

Mehmet Meral

lic. phil. Psychologe FSP

Systemischer Therapeut

mehmetmeral@gmx.ch 

 

 

 

Çağımızın insanı doyumsuzluk duygusuyla boğuşurken bunun en yalın yansımlarını sosyal medya hesapları üzerinden görebiliyoruz. Yeni üretim ilişkilerinin yaşanıldığı bu sanal alem hem bir o kadar gerçek hem de bir o kadar sahte.

Tanınmak ve bilinmek arzusunun yeni sahnesi olan internet ve sosyal medya hesapları, aynı zamanda insanlarla temas kurulan sosyal bir alan. Doğum günlerinin kutlandığı, özel etkinliklerin resimlerinin paylaşıldığı, taziye mesajlarının iletildiği bu yerler, artık insan ilişkilerinin paylaşıldığı yeni bir alana dönüşmüş durumda. Kendi Facebook hesabında 5000 arkadaşı olan bir kişi o sabah hesabına baktıp da; “Bu gün 56 arkadaşının doğum günü var” mesajıyla karşılaştığında, bir tek cümle ile bu 56 kişinin doğum gününü “Bugün sayfamdaki 56 arkadaşımın doğum gününü kutlarım.” İle halledebilmektedir. Ve olay bu kişi için kadar basit hale gelebiliyor.

“Gerçek dünyada kaybettiklerimizi sanal alemde armaya koyuluyoruz.”

İçinde bulunduğumuz dönem, bize bir anlam, güven ve aidiyet duygusu vermekten oldukça uzak. Gerçek dünyada kaybettiklerimizi sanal alemde armaya koyuluyoruz. Yeni kuşak bir şeyleri zahmetsiz ve çalışmadan hızlı elde etmek istiyor. Sevgi, dostluk ve insana yakınlığı gerçek alemde arama zahmetine girmeyen bu yeni dönemin insanları, sanal alemde bunu yakalamanın peşine düşüyorlar. “Seni seviyorum” ya da “Seni seviyoruz” kelimesi o kadar çok tüketiliyor ki, “sevgi” ya da “sevmek” eylemi masumiyetini ve samimiyetini kaybediyor. Radyolarda mikrofana bağlanan dinleyici hayatında görmediği ordan burdan ismini duyduğu hafif nam yapmış birine rahatlıkla “seni seviyorum” diyebiliyor. Evdeki insanına bunu rahatlıkla diyemezken, sevgi kavramı bu piyasada adeta enflasyona uğruyor.

Günümüzde artık ilişkiler daha yüzeysel hale gelirken, kendini daha önemli ve özel hissetmek için sanal aleme yöneliyorlar insanlar. Bu alemde hayatın acı gerçekleri ile karşı karşı gelmek istemeyen insanlar, sanal alemde daha çok hayal kırıklığı yaşama riski yaşıyorlar.

İnsanın insanı pek az dinler olduğu bu dünyada günümüz insanı durumu artık “görülmek istiyorum” dercesine kendini sunarak götürmeye çalışıyor . “Görülmek için kendini göstermelisin” kuralı geçerli bu alemde. Açmış olduğu sosyal medya hesabında kaç tane takipçisi olduğunun hesabını yapan günümüzün yalnız insanı, takipçi sayısına göre “yalnız değilim” duygusunu yaşamak ve göstermek istertercesine bu alemdeki ötekiyle de bir yarış içine sokabiliyor kendini.

Kimin cebinde yok ki o akıllı telefonlar. Biz onu değil o artık bizi denetliyor. Yapılan bir araştırmada cep telefonunu evde unutan lise öğrencileri sınavda daha çok dikkat bozukluğu yaşıyorlarmış. Cep telefonları adeta benliklerinin parçası olmuş. Onun evde unutulması o günün berbat olması için yeterli olabiliyor.

“Sistem internetten korkuyor.”

Eskiden nerede olduğumuzu gizlerken, artık sürekli konum atarak kendimizi ele veriyoruz. Sadece insanlar için değil devletler ve sistemler için de bu yeni teknoloji bir “tehdit” unsuru haline gelebiliyor. Devletler bile artık o “mavi kuştan” korkar olmuşlar. O kuşu susturmanın çaresi olarak da ana şalteri çevirerek, insanların birbirlerine olan iletişim kanallarını kapatabilme gücünü ellerinde tutuyorlar. Ama insan oğlunda çare çok. O anda bir alternatif çözüm üretmede bu çağın çocukları bayağı becerikliler. İnternet kendi içinde muzır çocuklarını yetiştirirken, bu teknolojiyi denetim almaya çalışan devletler de hayli zorlanmaktadırlar. Devletin o erkek egemen dilinin ötesinde kendi dilini yaratan yaratıcı bir nesil var artık. Bu dil yeri geldiğinde sistemi ciddi anlamda sorgulayan ve silkeleyen etkiye neden olabiliyor. Bundan dolayı internetten en fazla korkan sistemin kendisi olabiliyor.

Az çalışarak çok zengin olmanın hayalini kuran nesil

Bu nesil içinde bu becerisini kapitalist üretim ilişkilerinde paraya çevirenler de var tabi. Kısa zamanda zengin olmanın hayalini kuran bu gençlerdeki temel eğilim, kendilerini aşırı önemseyerek, şişik bir banka hesabına sahip olmak, pahalı arabalarla gezmek, Dubai’ye tatile gitmek vs. 13-14 yaşlarından itibaren bu çocuklar kendi açtıkları sosyal medya hesaplarından birbirinden absürd, önceki nesillerin anlam vermeyeceği paylaşımlarla birden tıklanınca en öne çıkıyorlar.

Özellikle de takipçilerinin sayısını arttırmak için bir çok yola baş vurmaktan çekinmeyen bu nesil, az çalışarak çok zengin olmanın hayalini kurmaktadır. Mesela “Youtube yıldızı” olmanın derdinde olanlar çoğunlukla yaratıcı olmaktan uzak, birbirlerini taklit eden ürünler sunarak ünlü olmanın peşine düşmüşler. Ayda ortalama bin Euro almak için bir Youtuber’in paylaşımına en az yarım ve bir milyon arasında tıklama gelmesi gerekiyor. Bu rakama ulaşmak öyle sanıldığı gibi kolay olmuyor. Sistem kişinin başarıya ulaştığı yöntemleri insanlar sorgulatmazken, başarılı olmayı herkese ötekinden daha üstün olmalısın komutuyla aşılıyor.

Narsisizm sorunu

isvicre'de is kurma, isvicre'de evlenme, Isvicre'e oturum hakki, isvicre'de iltica, isvicre egitim sistemi, www.haberpodium.ch. İsviçre gündemi, haberpodium, isvicre vatandasligi, isvicre haberleri, isvicre gezi rehberi, isvicre'de nereler gezilir

Christopher LASCH: “Her çağ kendi karakter yapısının aşırı halini temsil eden özel patoloji biçimleri üretir” der. Çağımızın patolojik kişilik yapısını en çok borderline (sınırda) ve narsistik kişilik bozukluğunda görmekteyiz. Narsistik kişi (kendine sevdalı) modern batı ülkelerinde normal başarılı tipin aşırıya kaçmış ve abartılmış halidir. Bu insanlar özellikle de sanal alemde batı tüketim toplumunun ben merkezciliğini ve başıboş bireyciliğinin dışa vurulmuş hali olarak karşımıza çıkmaktalar. Yüzeye ve görünüşe aşırı önem atfeden bu kişileri sosyal medayada görmemek çok zor değil.Biraz dikkatli iseniz hemen görürüsünüz. Bu ilişkilerde yakınlık ve uzaklık artık iç içe geçmiştir. Bir tıklama ile dostluklar çok çabuk yok edilir. Bir tıklama ile çabucak ‘dost’da olunur. Sosyal dışlanma ve güvensizliğin oluştuğu bu dünyada kişisel kimlik her zamankinden daha zayıf ve kırılgan hale gelmiştir. Modernleşme uğruna insanlar bir taraftan özgürleştiklerini düşünürken, öte taraftan da daha güvensiz hale gelmişlerdir. Çağımız insanına tüketimi pohpohlayan medya araçları, fiziksel bakım, maddi zenginlik, ünlülere tapınarak onların yaşam şekillerini taklit etmeyi, dikkatleri üzerine çekme arzularını aşılayarak adeta narsist olmayı “salgın” hale getirmiştir. Son on yıl içinde ABD de yapılan araştırmalarda narsisizm insanlar arasında tavan yapmış olarak karşımıza çıkıyor.

Günümüzün ilişkileri artık akıllı cep telefonarı ve bilgisayarlar üzerinden yürümektedir. Bu aletlere bağlandığımız sürece insanlarla aramızdaki coğrafi ya da fiziki mesafe kalkmaktadır. Tanıdıklarını flörtünü ya da sevgilisini insanlar buralardan kontrol ederek, o kişinin hangi saatte ya da hangi günde Net’de olduğunu öğrenebiliyor. Birileri birilerini bloke edebiliyor ya da keyfi istediğinde bloku kaldırabiliyor. Aldatılıp aldatılmadığımızı bu ağlar üzerinden denetleyebiliyor ya da öğrenebiliyoruz. Dijital alem bize istediğimiz herşeyi sunmaktadır. İnsanların ve devletlerin ürettiği tüm bilgileri burada görebilir ya da kontrol edebilir hale gelebiliyoruz.

Dışarıda kurabilecek arkadaşlıklardan ve dostluklardan vazgeçmek

Yeni teknoloji kendi içinde artıları barındırırken eksileriyle de karşımıza çıkmaktadır. Özellikle de gençler bilgisayar ekranı karşısında zamanlarını daha fazla harcayarak dışarıda kurabilecekleri arkadaşlıklardan ve dostluklardan vazgeçmektedirler. Ekran başında benmerkezli bir dünyada başkalarının hislerine duyarlılık yerine kendilerini yanlızlaştırarak yabancılaşmaya doğru hızlı adımlarla ilerlemekteyiz.

Bu ilerlemede pek hayır yok gibi gözükse de, ben umutsuz değilim. İnsanlık aklı ve vicdanı sayesinde buradan da iyi şeyler çıkararak ileriye olumlu ve güzel bakmaya devam edecektir.

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı