isviçreİsviçreKültür-Sanat

Melda Umur Saguner

Kontrabas Sanatçısı Melda Umur Saguner 

1984 yılında İzmir’de doğan Melda Umur Saguner 2006 yılından bu yana İsviçre’de yaşıyor. Daha 16 yaşındayken 9 Eylül Konservatuvarı’nı kazanıp profesyonel müzik hayatına adım atan Saguner, genç yaşta müzikal başarılara imza atmış bir isim. Mühendis bir baba ve ev Hanımı bir annenin kızı olarak dünyaya gelen sanatçı müzikle tanışmasını söyle anlatıyor bize;

“Annem ve babam klasik batı müziği ve Türk Sanat Müziği’ni dinlemeyi çok sevdikleri için evimizde sürekli bir müzik sesi olurdu. Müzisyen olan rahmetli dedem Nuri Umur da Izmir Sehir Orkestrası’nda keman çalarmış. Ancak erken ölümü sebebiyle maalesef onunla hiç tanışma fırsatım olmadı. İlk müzik yeteneğim ablama ait olan ve ara sıra gizlice kaçırıp çalmaya çalıştığım bir oktavlık Yamaha orgu sayesinde ortaya çıktı. 11 yaşında iken “Özel Avni Akyol Lisesi”nde müzik derslerinde ilk defa piyano ile tanıştım ve daha önce hiçbir müzik eğitimim olmamasına rağmen duyduğum parçaları çift el çalabiliyordum. Eğitimim sirasinda ortaya çıkan bu müzik yeteneğimi keşfeden öğretmenlerim beni konservatuvar sınavlarına girmeye teşvik ettiler.“

1999 yılında 9 Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nın “Kontrabas” bölümüne kabul edilen sanatçı; 3 yıl lise ve 4 yıl üniversite olmak üzere toplamda 7 yıl profesyonel Kontrabas ve müzik eğitimi alıyor.

Melda Umur Saguner konuşmasını şöyle sürdürüyor;

“Üniversite eğitimimin sonlarına doğru İzmir’deki profesörümün tavsiyesi ile yurtdışında eğitimime devam etmeye karar verdim. 2006 yılında “Hochschule der Künste Bern” de Prof. Bela Szedlak’ın Master sınıfına burslu olarak kabul edildim.

2006-2009 yılları arasında ilk Mastırım olan “Konzertdiplom”u başarıyla tamamlayip yine aynı üniversitede 2009-2012 yılları arasında orkestra ve “Terz-quart Kontrabas” eğitimi üzerine ikinci mastırımı da takdirle bitirdim.“

Bu kadar başarılı olmanızda müziğe olan tutkunuzun etkisi büyük kuşkusuz. Müzik sizin için ne ifade ediyor?

Müzik duygularımın ta kendisi aslında. İcra ettiğim veya dinlediğim bir müzik ruh halimi tamamen değiştirebilirken, çaldığım notalar çoğu zaman ağzımdan çıkan kelimelerimden daha güçlü olabiliyor. Bu yüzden beste çalışmalarıma da devam etmekteyim. Çünkü müziğimle kendimi ifade etmek benim için daha kolay oluyor. Örnek vermek gerekirse ailemi özlediğim zamanlarda müzik yaparak kendimi avutuyorum, mutlu olduğum zamanlarda yine müzik y

isvicre haberleri-www.haberpodium.ch

aparak mutluluğumu kutluyorum, çoğu zaman sevdiklerimin doğum günlerinde yazılı mesaj yerine telefonda canlı müzik yapıyorum veya küçük bir müzik kaydı yapıp yolluyorum. Bazen eşimle evde gergin anlar yaşarsak, tartışmayı devam ettirmek yerine yine müziğimle kendimi ifade edip veya kendimi yatıştırmayı tercih ediyorum. Zaten eşim bazen bazı özel parçaları çaldığımı duyunca bilir ki ben çok kızgınım veya üzgünüm…

Kontrabas dışında başka enstrümanlar da çalıyor musunuz?

Kontrabas dışında müziğe başlamamı sağlayan ikinci enstrümanım piyano diyebilirim. Çoğu zaman evde müzik yaparken piyano çalıyorum. Bunun haricinde bas gitar çalıyorum ve mümkün oldukça gitar ve akordeon gibi diğer enstrümanları da çalmayı deniyorum. Şimdi sırada Çello var.

Neden Kontrabas? Kontrabası tercih etmenizin sebebi nedir?

(Gülerek) Açıkçası kontrabası ben seçmedim. Kontrabas beni seçti diyebilirim. Hatta konservatuvar giriş sınavlarında babam “kızım lütfen kontrabası işaretleme arabamıza sığmaz!” demişti. Buna rağmen Konservatuar giriş sınavlarının son aşaması olan “enstrümana seçilme” aşamasında, diğer çocuklara nazaran biraz daha uzun boylu olmam nedeniyle olsa gerek beni kontrabas bölümüne uygun gördüler. Sınav sonuçlarından sonra okulu bırakmayı bile düşündüm ama iyi ki bırakmamışım, çünkü şu anda Kontrabas enstrümanım değil adeta benim bir parçam ve gördük ki kontrabas arabaya sığabiliyormuş.

İsviçre’de müzikal anlamda neler yapıyorsunuz?

Master eğitimim süresince Bern Senfoni Orkestrası ve Biel Senfoni Orkestrası’nda orkestracılık stajımı tamamladım. Bunun haricinde İsviçre’deki birçok diğer senfoni orkestraları ve oda müziği projelerinde yer aldım. İsviçre ve Almanya olmak üzere bazı orkestralarla beraber solo konserler gerçekleştirdim.

Film müziklerine olan büyük ilgim sebebiyle, 2009 yılından bu yana “21st Century Symphony Orchestra” adındaki film müziği orkestrası ile çalışıyorum. Bu orkestra ile beraber birçok besteci ve Oscar ödülü dahi kazanmış film müziği bestecileri ile beraber çalışma fırsatımız oldu.  Konserlerimizi Luzern KKL’de gerçekleştiriyoruz. Bunun haricinde New York, Londra, Paris ve Almanya olmak üzere yaptığımız birçok projede uluslararası başarılara imza attık. 2010 yılında çalıştığım diğer bir orkestra olan “Camerata Cantabile” ile projeler gerçekleştirmekteyim ve geçtiğimiz Kasım ayında “grup şefliği” pozisyonuna yükseltildim. Bu orkestra ile çoğu zaman orkestra ve koro için bestelemiş klasik eserleri seslendiriyoruz.  Geçtiğimiz Ocak ayında ünlü bir keman virtüözü ve Profesörü olan Pierre Amoyal’ın yönetimindeki “Camerata Lausanne” adlı oda müziği grubuna da kabul edildim. Şimdiye kadar İsviçre ve Fransa’da olmak üzere pek çok başarılı konserlere imza attık.Isvicre haberleri-www.haberpodium.ch

Bir “Salon müziği beşlisi” olan ve 20 seneden beridir İsviçre’de birçok başarılı konserler gerçekleştiren “Musici Volanti” adlı grubun 2012 yılından beri üyesiyim. Bu grup ile çaldığımız repertuar seyirciyi adeta Arjantin’den alıp Romanya’ya götüren uzun bir yol ile kalmayıp grubun üyelerinin virtüöziteleri ve espritüel karakterleri sayesinde çoğu zaman seyircilerin yüzlerinde konser boyu ve sonrası kalabilen bir gülümseme bırakıyoruz.

Son olarak, kontrabası küçük yaşlardaki çocuklara tanıtmak ve öğretmek adına “Superar Suisse Zürih” adlı kuruluşta Kontrabas öğretmeni olarak görevliyim.

İsviçre’de genç yaşta önemli başarılara imza attınız. Peki  burada müzik yapmanın zorlukları oluyor mu hiç?

İsviçre’de müzik yaparken karşılaştığım en büyük zorluk açıkçası komşularım oldu. (gülüyor) Maalesef yasal saatler dahilinde çalışıyor olsam bile, “Dinlediğiniz müziği biraz kısabilir misiniz?” uyarısıyla ile gelen pek çok kişi oldu. Onlara maalesef akustik aletlerin sesini kısmanın mümkün olmadığını pek çok defalar anlatmam gerekti. Çözümü onlara zaman zaman yazdığım içten bir mektup ve konserlerim için yolladığım davetler ile buldum. Bunun haricinde İsviçre’de müzik yapmak gerçekten çok güzel ve keyif verici. Çünkü İsviçre müziğe ve kültürel çalışmalara çok değer ve destek veren bir ülke. Çalıştığım orkestralarda farklı uyruklardan pek çok yakın arkadaşım oldu. Bazen sahnede arkadaşlarımla beraber müzik yaparken o kadar mutlu oluyorum ki, aslında o anda sahnede bulunmamın benim mesleğim ve maaş kazandığım işim olduğunu bile unutuyorum.

 Son olarak müzikle ilgili yeni projelerinizin olup olmadığını soralım size.

Önümüzdeki aylarda gerçekleştireceğim başlıca bazı projelerden bahsetmek isterim tabi;

21 Mayıs saat 11:00’de Lutry’de, Camerata Lausanne ile repertuarı Bach ve Haydn’ dan oluşan bir konser gerçekleştireceğiz. Haziran ortasından itibaren de Temmuz ayındaki Japonya’da turnemizin provaları başlayacak ve Temmuz ayında Japonya’nın başta Tokyo ve Sendai olmak üzere birçok şehrinde ve ünlü konser salonlarında konserler gerçekleştireceğiz.

Diğer bir proje olarak Dadaizm’in 100 yıl kutlamaları nedeniyle Paul Taylor’ın yöntemindeki “OrCHestra” ile 10 Haziran’da Tonhalle’de John Cage’den Daniel Schnyder’a uzanan çağdaş bir programdan oluşan bir projede yer alacağım. Bunun haricinde, 21 Mayıs akşamı Camerata Cantabile ile Aarau’da Cesar Frank seslendireceğiz ve 4 Haziran akşamı yine Tonhalle’de olmak üzere Kontrabas öğrencilerimin de bulunduğu Superar Suisse adlı çocuk orkestrasının konseri gerçekleşecek.

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı