Fuat Köçer

Maria Montessori: Eğitimde devrim yaratan bir hekim

Fuat Köçer

Fuat Köçer

Eğitimci

 

 

1870 yılında bir İtalyan kasabasında dünyaya gelen ve bu ülkenin ilk kadın hekimleri arasına adını yazdıran Maria Montessori, hekimliğinden çok eğitime katkılarıyla tanınmaktadır.

50 yıllık bir süreçte çocukların gelişimini inceleyen Montessori, yirminci yüzyıla damga vuracak ve günümüzün çağdaş eğitim sistemine yön verecek olan “Montessori eğitimi” kavramını yaratmıştır. Montessori eğitimini içselleştirmiş bir çocuk, kendini şu şekilde ifade edeceği düşünülmektedir;

“Bana bir şeyin nasıl yapılacağını göster. Benim için o işi halletme. Sadece bana yardımcı ol. Ben bu yapacağım işi tek başıma halledebilirim ve bunu gerçekten istiyorum. Çözüme giden yolu kavrayabilmem için biraz sabırlı ol lütfen. Belki diğerlerine göre daha uzun bir zamana ihtiyaç duyacağım. Alıştırma yaparak, deneyerek ve yanılarak hatalardan öğrenebileceğimi biliyorum.”

Maria Montessori’nin insana bakış açısı, 20. yüzyılın başlarındaki reform pedagojisiyle şekillenmiştir. Manevi köklerini tıpta Itard, Seguin, filozoflarda Rousseau ve 18. ve 19. yüzyıl pedagoglarında Pestalozzi, Froebel`de bulur.  Bu isimler birçok konuda fikren uyuşmamasına rağmen, duyuların gelişimi ve aktif hale getirilmesini çocukların soyut öğrenme kavramını içselleştirebilmesi adına bir ön aşama olarak tanımlarlar.   Montessori`ye göre çocukların gelişimleri için kalıtsal temeller vardır.  Bu, her insanın gelişimine rehberlik eden içsel, doğal bir plan içerir. Aynı zamanda gelişim, eğitimcinin fikirlerine göre yaşa bağlı belirli gelişim aşamalarında gerçekleşir ve bu da özel hassasiyetlerle karakterize edilir. Bu “Hassas aşamalar” Montessori’nin pedagojik kavramı bağlamında büyük önem taşır.

Maria Montessori

Montessori için “hassas evreler”, gencin çevreden gelen belirli uyaranlara özellikle duyarlı olduğu ve sonuç olarak ilgili yetenek ve becerileri kolaylıkla kazanabildiği belli dönemlerdir. Montessori, “hassas evrelerin” kabaca yaşa özgü olduğunu varsayar, ancak bunların zaman ve süre açısından çocuktan çocuğa farklılık gösterdiğini vurgular.  Montessori için, bir beceriyi öğrenmek, “hassas bir aşama” geçtikten sonra daha fazla zaman alır, artan çaba ile ilişkilidir ve daha az etkilidir. Bu bağlamda okuldaki çocuklara mevcut duyarlılıklarına göre öğrenme fırsatı verilmelidir. Bu, çocukların aktivitelerini özgürce seçebilecekleri uygun bir “hazırlanmış ortam” yaratılarak başarılabilir.

Montessori’ye göre “hassas evreler”, gencin çevreden gelen belirli uyaranlara özellikle duyarlı olduğu ve sonuç olarak ilgili beceri veya yetenekleri kolayca kazanabildiği geçici zaman dönemleridir. Montessori, “hassas evrelerin” kabaca yaşa özgü olduğunu varsayar, ancak bunların zaman ve süre açısından çocuktan çocuğa farklılık gösterdiğini vurgular. Her çocuğa aynı konuyu aynı şekilde öğretmek yerine, bireyin öğrenme ihtiyaçlarına uygun şekilde bir eğitim altyapısını öngörmektedir.  İsviçre’de günümüzün modern eğitim reformları mercek altına alındığında, Montessori`nin etkisi kesinlikle görülmektedir. Ezberci, öğretmen merkezli ve ceza uygulamalarını içinde barındıran çoğulcu öğretimden uzaklaşılmaktadır. Daha çok bireyin öğrenmeyi öğrendiği, öğretmenin tahtada bir konuyu anlatan kişiden, öğrenme koçuna evrildiği öğrenci merkezli bir eğitim şekline doğru yol alınmaktadır burada.

Montessori egitimi

İsviçre genelinde salt Montessori eğitimi veren toplamda 58 özel eğitim kurumu bulunuyor.Çocukların ilgi ve alakalarına uygun konuları seçerek, yaşam boyu öğrenmeye ve mesleki hayata hazırlayan reformlar, devlet okulları tarafından uzun yıllar kabul görmese de, reform pedagojisi olarak adlandırılan bu paradigma değişikliği, her geçen yıl İsviçre devlet okullarında yerini daha da sağlamlaştırıyor.

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı