Lozan

Daha önceleri Keltlerin yerleşim alanı olan, bugün ise Vidy ve Ouchy semtlerinin bulunduğu göl kenarındaki bu bölgede Romalılar tarafından bir askeri kamp kurulmuş ve buraya Lousanna adı verilmiş.

Savoie Dükalığı ve Lozan piskoposu tarafından idare edilen şehir, 1536’dan 1798’e kadar Bern hakimiyeti altında kalır. Napolyon savaşları döneminde şehrin statüsü değişirken, 1803 yılında kurulan Vaud Kantonu’nun başkenti olur ve İsviçre Konfederasyonu’na katılır.

İsviçre Konfederasyonu’nun en yüksek adli makamı olan “Federal Mahkeme” burada bulunmaktadır.

Şehri gezmeye başlamadan önce Lac Leman da denilen Cenevre Gölü’nün manzarasını seyretmenizi öneririz.

Şehrin içerisinde “Sauvabelin Ormanı“ bulunuyor. Bünyesinde asırlık ağaçları ve pek çok canlıyı barındıran bu orman, şehrin mimarı yapısını doğayla bütünleştirmesi açısından özel bir önem taşıyor. Öyle ki, Lozan halkı, 1992 kış olimpiyatlarının Lozan’da yapılmasını bir referandumla ret etmiş. Bunun sebebi ise, olimpiyat için yapılacak binaların kentin tarihi ve doğal yapısını bozacak olması…

Şehirdeki gezinize Place Saint-François’den başlayıp, Avenue Benjamin Constant’ı takip ederek manzarasının oldukça güzel olduğu Cathedrale Notre-Dame’ın (Lozan Notre-Dame Kilisesi)  bulunduğu tepeye doğru kısa bir merdiven tırmanışı ile devam edebilirsiniz. Notre-Dame Kilisesi’nin içini gezmenizi önerebiliriz.

Notre-Dame Kilisesi’nin biraz ilerisinde bulunan ve kuzey İtalya mimarisini andıran St-Marie Şatosu da görülmeye değer yerlerden biri. “Escaliers-du-Marche” merdivenlerinden aşağıya doğru, şehrin önemli meydanlarından olan Place de la Palud’’a ineceksiniz. Bu meydanda bulunan adalet heykeli ve hemen arkasındaki mekanik çalar saat oldukça ilgi çekici.

Place Saint-François –St. Francis Kilisesi

Bu kilise, Katedral ile birlikte Ortaçağ’dan günümüze kalan bir eserdir. Buranın 1270 civarında inşa edildiği ifade ediliyor.

Cathédrale Notre–Dame – Lozan Notre-Dame Kilisesi

Bu kilisenin yapımına 1170 yılında  başlanmış. Katedralin iç yapısı çok renkli ve önemlidir. 1225-1235 yılları arasında yapılan portal ve buradaki orijinal boyalı heykel hala durur. Vitray pencereler, Avrupa sanatsal mirasının başyapıtları arasında yer alıyor.

Musée historique de Lausanne- Lozan tarih Müzesi

Burası, tarihi bir piskoposluk sarayıdır ve Bishops Katedrali ile karşı karşıyadır. 1918 yılında, müze olarak düzenlenmiştir. Burada, Ortaçağ’dan 19. yüzyıla kadar olan döneme ait, şehrin tarihini açıklayıcı eserler sergileniyor. Sergilenen eserlerin toplam sayısı 550 bin.

Art brut-  İlkel Sanatlar Koleksiyonu Müzesi

Burası İsviçre’nin en orijinal müzelerindendir ve buraya giriş ücretsizdir. Beaulieu Sarayı’nın hemen yanında bulunan bu müze, 13. yüzyıldan kalma bir şatoda kurulmuştur. Burada genellikle amatör sanatçıların eserlerine yer veriliyor.

Quai d’Ouchy-  Olimpiyat Müzesi

Spora meraklı olanlar, başlangıçtan günümüze kadar olimpiyatlarla ilgili geçmişi anlatan resim ve aletleri görebilirler burada. Bu müzenin Lozan’da olması dolayısıyla, Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin merkezi de bu şehirde bulunuyor.

Ale Kule

Bu kule, şehrin Ortaçağ surlarından geriye kalan tek yapıdır. 21 metre yüksekliğinde 8 metre çapında olan surun yapımının 1340 yılına daynadığı sanılıyor. Burası bir sığınak ve zindan olarak da kullanılmış.

Le Palais de Rumine– Rumine Sarayı

Lozan’ın Türkiye tarihinde de önemli bir yeri var. 1.Dünya Savaşı’nın bitimini resmileştiren ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun temelini atan Lozan Antlaşması, şehirde bulunan Rumine Sarayı’nda imzalanıyor. Ripon meydanındaki bu görkemli saray günümüzde Lozan Kent Meclisi’ne ev sahipliği yapıyor.

Ouchy Bölgesi

Göl kıyısında bulunan bu bölgede; parklar, restoranlar, kafeteryalar ve günümüzde otel olarak kullanılan şato ile “Olimpiyat Müzesi” bulunuyor. Burası şehrin en hareketli bölgesidir. Burada “Ouchy Kalesi” bulunuyor. Ortaçağ döneminden kalma olan bu kale günümüzde otel olarak hizmet verirken, kalenin bir dönem hapishane olarak kullanıldığı da söyleniyor.

Ouchy bölgesinde teleferiklere binerek, 13. yüzyıldan kalma bir kilise çevresinde inşa edilen bir alışveriş meydanına, Laplace Saint-François’e gidebilirsiniz.Mağazaların ve otellerin bulunduğu bu meydan, trafik ve hava şartlarından korunan, bir geçit şeklinde, her tarafında çok sayıda pencere bulunan bir yer olma özelliği taşıyor. Burası Ortaçağ döneminden günümüze uzanan tarihsel bir yansıma diyebiliriz.

Lavaux ve La Côteisimli şarap üretim bölgeleriyle de meşhur olan Lozan, müzelerinin ve tarihi mekanlarının yanısıra, şehirde yapılan bale gösterileri ve klasik müzik ve caz konserleri, opera, tiyatro, sinema ve festivaller sayesinde önemli bir kültür şehri haline gelmiştir.