DiziGezi Rehberiisviçreİsviçre

İsviçre gelenekleri

Çok çeşitli bir ülke olarak bilinen İsviçre‘de bir dizi gelenek öne çıkıyor. Bu geleneklerden en çok bilinenleri şöyle;

Jassen

Jassen, özellikle de İsviçre‘nin Almanca konuşulan bölgelerinde oldukça popüler bir kart oyunudur. Bu kart oyunu o kadar popülerdir ki, uzun yıllardır “Samschtig-Jass”. ismi ile televizyonda bile yayınlanmaktadır.

Çoğu insan İsviçre ulusal oyunu Jassen’ı bir İsviçre geleneği olarak görür. Ancak bu kart oyununun kökenleri başka yerlere dayanıyor. Bu kart oyunu da, satranç ve diğer oyunlar gibi Asya’dan geliyor.

12‘nci yüzyıldan kalma olan bu kart oyunun Kore ve Çin’e uzandığına dair işaretler mevcut.  Kart oyununun İpek Yolu ve Deniz Yolu üzerinden 14‘üncü yüzyılda Avrupa’ya, dolayısıyla İsviçre’ye geldiği tahmin ediliyor.

Schwingen (Güreş)

İsviçre milli sporu olarak kabul edilen Schwingen isimli güreş oyunu artık kadınlar tarafından da oynanıyor.

Bölgesel olarak Almanca konuşulan yerlerde yaygın olan bu güreş müsabakasının kökenleri tam olarak bilinmiyor. Ancak Lozan’da bulunan bir katedralde, 13. yüzyıldan kalma bir tasvirde bu oyuna dair izler mevcut.

Serbest stil güreşin farklı bir şekli olan Schwingen’in geçmişi eski güreş müsabakalarına kadar uzanıyor. Bu güreş sporunun kendine has özellikleri ve kuralları onu İsviçre’ye özgü bir kıvama sokuyor.

Schwingen belirli zamanlar içinde İsviçre’de yasaklarla karşı karşıya kalmış. 16‘ncı ve 17‘nci yüzyıllarda insanların kiliselerden uzak kalabilme ihtimalinden korkan yönetimler Schwingen’i yasaklamışlar.

Kilise ziyaretlerinin en çok olduğu günlerde Schwingen‘i yapanlar cezalandırılıyormuş.

Modern çağın başlarında kısmen unutulan bu spor türü Fransız yönetimi sırasında (1798-1815) eski yerel geleneklerle birlikte yeniden hatırlanmaya başlanmış; 1805 yılında, Berner Oberland bölgesinde bulunan Unspunnen Kalesi harabesinde ilk Alp Çoban Festivali gerçekleştirilir. Bu dağ festivali Schwingen sporunun yeniden canlanmasına vesile olmuş.

Eski zamanlarda erkekler için bir güç gösterisi olan Schwingen “Pantalon Çekme“ olarak da adlandırılıyor. Güreşten farkı ise; müsabakaların elbiselerle ve talaşla kaplı bir zemin üzerinde yapılıyor olması.

Schwingen oyunlarında elbiseler çıkarılmazken, güreş sırasında elbiseler tutularak mücadele ediliyor. Başlangıçta bunlar yukarıya sıvanmış günlük pantolonlardı.

19‘uncu yüzyılın sonlarına doğru şehirlere giren bu spor türü, 1895’te İsviçre Güreş Derneği’nin kurulması ile daha da yaygınlaşmaya başladı.

Unspunnen Festivali – İsviçre Gelenekleri Festivali

İsviçre Unspunnen Festivali ilk olarak 1805 yılında, İnterlaken yakınlarında bulunan Unspunnen kalesinde yapıldı. Festivalin asıl amacı, yıllarca Fransız diktası ve aşağılama politikaları ile karşı karşıya kalan İsviçre halkına bayram havası yaşatıp moral vermekti.

Burada kullanılan temel vurgular ise; İsviçre halkının savaş oyunlarını, şarkılarını ve milli kimliğini güçlendirmek şeklindeydi.

İlki 1805’te yapılan ve her yıl yapılması düşünülen bu festivalin ikincisi 1808’de yapılırken, daha sonrasında 97 yıl boyunca hiç yapılamamış.

1905 yılında yeniden canlandırılıp, üçüncü kez organize edilen Unsprunnen Festivali 20’nci yüzyılda 6 kez daha organize edilmiş.

1946, 1955, 1968, 1981, 1993 ve 1999, 2006 yıllarında yapılan bu festivalin sonuncusu 2017 yılında yapıldı.

Jodeln

Bir güreş (Schwingen) festivalini ziyaret eden herkes, geleneksel kostümlerini giymiş, kadın ve erkeklerden oluşan bir koro müziği olan Jodeln‘ı da duyacaklardır.

Jodeln’da Schwingen gibi, eski bir İsviçre geleneğidir. Kökenleri hakkında farklı görüşler mevcuttur. Jodeln’ın kaynağının doğu Alpler bölgesi olduğu tahmin ediliyor. Bu bölgede, 17’nci ve 18’inci yüzyıllara uzanan resmi kaynaklar mevcut.

Tirol’de, Napolyon Savaşları sırasında kimlik yaratan bir işlevi yerine getiren Jodeln, Fransız ve Bavyera birliklerine karşı isyan için akustik bir sembol olarak kullanılmış.

Tirol şarkı grupları 19’uncu yüzyılda Jodeln’ı uluslararası alanda tanıtıp popüler hale getirdi. Bu müzik türü bir süre sonra güreş festivallerinin ayrılmaz bir parçası haline geldi.

Alphorn

Bu tipik İsviçre nefesli çalgısı da güreş festivallerinde eksik olmaz pek.

Bu çalgı türüne sadece İsviçre’de değil, Karpatlar’da Trembita, Polonya’da Bazuna, Romanya’da Bucium, Macaristan’da Faculty, İskandinavya’da Lur, Peru’da Pampa corneta, Yeni Zelanda’da ise Pukaea isimleri ile rastlanıyor.

Deliksiz olan bu nefesli enstrümanın kökenleri çok eskilere dayanıyor. İsviçreli tarihçi Sigismund Furrer’e (1788-1865) göre, bu enstrümanın kökleri 13’üncü yüzyıla kadar uzanıyor.

1212’de, Baltschiedertal’de bir çobanın boru şeklindeki bu enstrümanı, Zähringen Dükü’nün istilasına karşı halkı uyarmak için üflediği söyleniyor.

Alphorn 14’üncü yüzyılda İsviçre Konfederasyonu’nun bazı bölgelerinde bir sinyal veya haberleşme borusu görevi gördü.

18‘inci yüzyılda yavaş yavaş unutulmaya başlanan Alphorn, ilk alphorn yarışmasının yapıldığı 1805’teki Unspunnen Festivali’nde, Schwingen gibi yeniden canlandırıldı. Enstrüman 1880 civarında da bugünkü halini aldı.

Bando müziği

İsviçre’de bando müziğini farklı şekillerde çalan sayısız oluşum mevcut.

Bu üflemeli müzik türünün öncüsü, Osmanlı birliklerinin askeri musikisi olan Yeniçeri Müziği’dir (Türk Mehter Marşı). Bu marş müziği Avrupa’daki savaşlar sırasında, başta Avusturya olmak üzere Avrupa’ya ulaştı.

“Türk müziği” olarak Viyana klasik müziğine giren bu müzik türü, genellikle Orta Avrupa ve diğer bölgelerdeki askeri müzikleri etkilemiştir.

İlk gerçek orkestralar ise Fransız Devrimi sırasında ortaya çıktı. Orkestralar, açık hava müziği olarak devrim kutlamalarında, daha sonra da Napolyon döneminin zafer kutlamalarında kullanıldılar.

İsviçre’de 1862 yılında “Eidgenossische Musik-Verein” isimli ilk müzik derneği kuruldu. Avrupa’nın bu ilk ulusal derneğine, İsviçre’de bulunan iki binden fazla müzik kurumu üyedir.

AD Consultancy

Doğrudan halk oylaması

İsviçre’de doğrudan halk oylaması kanton düzeyinde sadece Appenzell Innerrhoden ve Glarus’ta mevcuttur.

Anayasa hukuku açısından dezavantajları olmasına rağmen oylama gizliliği yoktur. Uygulama, doğrudan demokratik kültürün ve geleneğin canlı bir yansımasıdır.

Doğrudan halk oylamasının ortaçağdaki yargı meclisleri toplantılarına kadar uzandığı ifade ediliyor. 13‘üncü yüzyıldan itibaren, eyalet kasabaları tüm yargı yetkilerini devralmaya başlarken, doğrudan halk oylaması uygulaması daha sonra mahkeme toplantılarından yavaş yavaş çıkıp, yönetim ve yasa koymada daha fazla yaygınlaştı.

Etkisini Fransız Devrimi ile yitiren uygulama 19’uncu yüzyılda, anayasal olarak bütünleşmiş, sınırlı yetkilere sahip bir kıvama büründü.

Fondü

Fransızca “erimiş“ anlamına gelen Fondü eritilmiş peynirden yapılan bir yiyecek türüdür.

İsviçre’nin ulusal yemeği olarak kabul gören Fondü’nün ilk olarak süt çorbasından yapılmış olduğuna inanılıyor. Bu süt çorbası, Katolik ve Reformist kiliseler arasında, 1529 yılındaki savaş sonrasında yapılan uzlaşmaların ardından hazırlanıp içiliyor.

Bu yiyeceğin Fransızca konuşulan İsviçre bölgesinin icadı olduğu iddia edilirken, bu konuda ülkeye komşu olan İtalyan bölgesi Savoy da oldukça iddialı. Savoy bölgesi de Fondü‘yü kendi buluşları olarak kabul ediyor. Ancak kesin olan şey, bu tür eritilmiş peynirin hazırlanmasının ve tüketiminin batı Alpler’den, yani Fransızca konuşulan İsviçre’nin yanı sıra Savoy ve İtalyan Aosta Vadisi’ni içeren bir bölgede de görüldüğüdür.

Fondü’nün 1699’dan beri bilindiğine ve 18’inci yüzyıldan kalma yemek kitaplarında yer aldığına dair kanıtlar da mevcuttur.

20’nci yüzyılın başlarına bugünkü kıvamını alan Fondü; peynir, beyaz şarap, sarımsak ve kara biberden oluşan bir karışımdan oluşuyor.

İsviçre’de 1950’li yıllarda ulusal bir yemek olarak kabul edilen bu yemek için genellikle Vacherin ve Greyerzer (Gruyère) peynirleri kombine ediliyor. Daha ağır bir karışım tatmak isteyenler Greyerzer (Gruyère), Appenzeller ve Emmentaler peynirlerini bir arada eritebilirler.

Seramik bir tencerede eritilen bu karışım, uzun çatallar yardımıyla, önceden haşlanmış patates ya da dilimlenmiş ekmek parçacıkları ile yeniyor.

Fondü‘nün temelinde; aile bireylerinin ve arkadaşların bir araya geldiklerinde, bu yemek eşliğinde ettikleri uzun sohbetlerin yattığına inanılıyor. Özellikle Noel gecesinde ve diğer tatil günlerinde sıkça tüketilen bu yemek türü, ağır olduğundan dolayı daha çok kış aylarında tercih ediliyor.

Derleyen: Aydın Yıldırım / Winterthur

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı