Mustafa Aktaş

Korona futbolu öldürür mü?

Mustafa Aktas

Mustafa Aktaş

Eski Futbolcu

 

 

Bu yılın Şubat ayında, Koronavirüs’ün hayatımıza girmesi ile birlikte yeni bir dünya düzeni oluşmaya başladı. Kaotik durumun hayatımızın her alanına etki etmesi ile birlikte, gelecekle ilgili endişelerimiz de ortaya çıktı.

İçinde bulunduğumuz bu Kasım ayında gelinen noktada hiçbir değişiklik yok maalesef. Etkisi dünyayı ters yüz eden bu virüse karşı ne etkili bir ilaç ne bir aşı bulundu.

İnsanoğlu, içinde bulunduğumuz bu 21’inci yüzyılda teknoloji ve bilgi açısından çok ileride olduğunu düşünüyordu. Ancak virüs ile birlikte, aslında hala ne kadar çaresiz ve bilgisiz olduğumuzu anlamış olduk.

Futbol da nasibini aldı

Covid 19 virüsünün hayatı ters yüz ettiği bir gerçek. Bundan hayatın her alan olduğu gibi futbol da nasibini aldı.

Korona’nın ilk dönemlerinde, birkaç ülke dışında bütün dünyada her türlü sportif faaliyetler durduruldu. Başta Avrupa olmak üzere, Haziran aylarında ise müsabakalar yeniden yapılmaya başlanmasına rağmen, geçen bu sürede birçok uluslararası spor organizasyonu ve ülke ligleri ertelendi veya iptal edildi.

Bütün bunlar aslında buzdağının görünen yüzü. Görünmeyen ve uzun vadede sorun olarak karşımızda duran tehlike ise; pandemi döneminin ilk ayları olan 2020 yılının Mart ayı itibarı ile, dünya genelinde birçok ülkede altyapının durmuş olması.

Hem de en küçük gruplardan U21’e kadar. Bununla birlikte; 3’üncü ligler, amatör takımlar ve futbol kulüpleri her türlü antreman ve müsabakadan mahrum kaldı.

Pandemi sürecinin ne kadar süreceği belirsizliğini hala korurken, bu ara dönemin önümüzdeki yıllarda futbolun başını ağrıtacağını ve futbol üzerinde olumsuz etkiler yapacağını söylemek hiç de abartı olmaz.

Bu dönemde yetişecek olan genç oyuncular geleceğin yıldızları olacak. Ancak pandemi nedeniyle yapılamayan antremanlar, resmi müsabakalar, kupa maçları, mental çalışmalar oyuncuların gelişimini ve yeteneklerini ortaya çıkarıp, üst liglerde oynamasına engel olan önemli faktörlerdir.

Korona ve futbol

Bu şanssız dönemde yetişen oyuncuların gelişimi hem fiziksel kalite hem de taktiksel oyun bilgisi açısından eksiklerle geçecek.

Sizleri şimdiden duyar gibiyim; “Tamam da hocam, herkes için aynı durum geçerli. Rakip de aynı koşullara sahip.“ diyorsunuz.

Aslında ben işin kazanma veya kaybetme tarafında değilim. Bir futbol adamı olarak daha çok işin temaşa tarafındayım. İlk önce bir futbolsever olarak şunu isterim: biletini alıp gittiğim veya abonelik alıp Tv başında seyrettiğim bir maçta; nasıl iyi bir sinema filmine, iyi bir tiyatro eserine veya iyi bir konsere ücret ödeyip ondan keyif alıyorsam, futbol maçından da kaliteli bir oyun ve keyif beklerim.

Bahsettiğim sorun kısa vadede pek görünmez ama uzun vadede seyirci, vasat olan ve heyecanı olmayan maçlar seyreder hale gelirse, dünya genelinde futbola olan ilgi azalır.

Azalan ilgi ile beraber, bütün dünyada milyarlarca insanı peşinden sürükleyen futbol sıradanlaşır.

Bahsettiğim gibi; keyif vermeyen, heyecanlı olmayan, kaliteli oyuncuların olmadığı bir futbolu sanırım kimse istemez.

Böylesi bir duruma dair çözüm ve önerilerimi bir sonraki yazımda sıralayacağım.

Şimdilik sağlıkla kalın.

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı