İsviçreisviçreKültür-Sanat

Köpek isimli film 11. Zürich film festivalindeydi

11. Zürich Film Festivali 24 Eylül- 4 Ekim 2015 tarihleri arasında gerçekleşti. 11 gün süren Film festivali boyunca, 33 farklı ülkeden 161 film gösterilirken, bu filmlerden 14 tanesi, dünya prömiyeri dahilinde seyircisiyle ilk kez buluştu.

Dünya prömiyeri kategorisinde gösterilen filmler içinde, yönetmenliğini Esen Işık’ın yaptığı Köpek isimli fim de vardı.

Sihlcity’de bulunan Arena sinemalarında ilk kez izleyici karşısına çıkan Köpek filmine oldukça yoğun bir ilgi vardı. Yönetmenliğini Esen Işık’ın yaptığı filmin gösterildiği sinema salonunun 3 gün boyunca dolu olması dikkat çekti.

101 dakika süren Köpek filminin konuları İstanbul’da geçerken, filmde birbirine paralel üç ayrı ana karakter üzerinde duruluyor. Filmin aynı zamanda senaristi de olan Esen Işık, filminde iki çocuk tarafından sahiplenilen küçük bir köpekle birlikte 2 çocuğun yaşadıklarını, bir toplumsal yapı içerisinde transsexüelin karşılaştığı zorlukları ve koca şiddetine maruz kalan bir ev kadınını ele alınıyor. Her üç hikayede dikkat çeken şey ise kişilerin şiddet kurbanı olmaları.

Film, dünyada barışa dikkat çekmek için beyaz gelinliği ile yollara çıkan ve 2008 yılında Türkiye’de tecavüz edilerek öldürülen İtalyan sanatçı Pippa Bacca’ya adanıyor.

Barış Atay, Çağla Akalın, Beren Tuna, Cemal Toktaş, Salih Bademci, Hakan Karsak, Bekir Sevenkan, Oğuzhan Sancar gibi oyuncuların yer aldığı filmde birçok oyuncu ilk kez kamera karşısına çıkıyor.

Türkiye’nin ilk Transeksüel Güzeli olak bilinen Çağla Akalın’ın da yer aldığı bu filmde Akalın, toplum tarafından ötekileştirilen ve sürekli olarak şiddete maruz bırakılan bir transeksüeli canlandırıyor. Çağla Akalın’ın filmdeki oyunculuğuna dair söylemleri şöyle: “Oyunculuk adına eğitimim yoktu. 1 aylık oyunculuk dersi programı hazırlandı. Yönetmenimiz 2 günlük dersin ardından beni motive ederek Ebru karakterine bürünmemi sağladı. Sonucunda ortaya doğal bir oyunculuk çıktı”

Yavru köpeği sahiplenen Cemo ve Mehmet karakterlerini canladıran Oğuzhan Sancar ile Bekir Sevenkan ise kimsesizler yurdunda kalan iki çocuk. Yönetmen Esen Işık, filmine dahil ettiği bu çocukların bu sayede kendi oyunculuk yeteneklerini de keşfettiklerini söylüyor.

Aralık ayında İsviçre sinemalarında gösterilecek olan Köpek filmi daha sonra Türkiye’de de vizyona girecek.

Esen Işık ile, Köpek filmi üzerine kısa bir söyleşi gerçekleştirdik.

Filminizin festivale katılımı nasıl oldu?

Filmi festival komitesine gönderdik. Değerlendirip gösterime aldıklarını bildirdiler. Normal prosedür işledi. Filmimizi İsviçre içinde ve dışında yapılan birçok festivele de gönderdik.

Filminize ilgi nasıldı?

Bu film Zürich Festivali’nde ilk kez seyircisiyle buluştu ve filmin galası burada yapıldı. Çok iyi bir ilgi vardı. Salon doluydu hep. Festivlallerde salon doldurmak zordur genelde ama bizim filmin gösterildiği 3 gün boyunca doluluk oranı gayet iyiydi. Oldukça iyi eleştiriler de aldık.

Filminizde daha çok Türkiye’deki toplumsal dokuyu konu ediniyorsunuz.

Evet. Babamı Hırsızlar Çaldı filmi ile İstanbul isimli belgeselini de Türkiye’de çekmiştim.

Onun dışındaki filmlerimi burada çektim ama hikayelerin içinde Türkiyeliler de var.

Filmde 3 ayrı temayı farklı kişilikler etrafında işliyorsunuz. Her üçünün ortak teması ise şiddet. Neden?

Daha önceki filmlerimde de şiddet temasını işledim aslında. Mesela Babamı Hırsızlar Çaldı filmim de şiddetle ilgilidir. Kayıplarla ilgili. Orada bir çocuğun gözünden babasının kaybolması anlatılıyor.1998 yılında çektiğim bu film Türkiye’nin ilk kayıp filmiydi.

Filminizi Pippa Bacca’ya adadığınızdan bahsettiniz. Şiddet mağduriyetini Bacca ile mi özdeşleştirmek istediniz?

Evet, bu filmi Pippa Bacca’ya adadık . Onun öldürüldüğü dönemde yazdım bu senaryoyu. Ilk versiyonda o da bu hikayelerin içinde olan bir parçaydı. Daha sonra onu çıkarıp saygı gereği sembolik olarak yer verdim. Filmde, Aşık Veysel’in “Uzun İnce Bir Yoldayım“ isimli eseriyle selamladım onu. Filmimde sadece hayatın içinden parçalar göstermek istedim. Kurban kim?, şiddeti uygulayan kim?, seyirci kim?…Bu üçgen arasında bir hikaye yazmak istedim. Kadın cinayetlerin ne kadar pervasızca işlendiğini biliyoruz mesela. Daha çok sosyal politik bir konu bu. Bir taraftan sosyal yapıyı da eleştiriyorsunuz.

Esen Işık

Bu filmin Türkiye’de gösterilmesi nasıl bir etki yaratır sizce?

Filmi beğenmeyen, tepki gösteren bir kesim olacaktır tabii ki. Ancak Türkiye’de birçok bağımsız film yapımcısı arkdaşımız, Türkiye’deki sosyal yapı ile ilgili birçok konuyu ele alıp işliyorlar. Ben yalnız değilim o anlamda. Türkiye’de de gerçekten çok iyi sinemacılar ve oyuncular var. Şartları değiştirmek için çok güzel işler yapıyorlar. O anlamda filmimin toplumun büyük bir kesiminde yer bulacağını düşünüyorum.

İsviçrelilerin ve İsviçre basınının filminize ilgisi nasıl?

İsviçre basınında filmle ilgili çok güzel yazılar çıktı. Örneğin NZZ gazetesi filmi uzun uzun işledi. Film eleştirmenlerinden mail yoluyla çok iyi eleştirler aldım.

İsviçre’de film yapmanın ve izletmenin zorlukları neler?

Burada film yapmak hiç de kolay birşey değil doğrusu. Filmi yapmak, sinemaya getirmek, eleştiriler almak…Hiç de basit işler değil bunlar. Ama iyi bir dağıtımımızın olması bizim için avantaj. Film İsviçre’deki birçok sinema salonunda gösterildikten sonra, diger sinema salonlarının tümü de kapılarinı açtı bize.Köpek filmi ilerleyen günlerde İsviçre sinemalarında da gösterime konulacak. Bu tür filmlerin İsviçre sinemalarında yer bulabilmesi bir şans. Filmin sinemalarda daha uzun kalabilmesi için iyi bir izleyiciye ihtiyaç var. Bu bir savaş alanı gibi. Filmi yapıp sinemeda uzun süre tutma mücadelesi. Umarım Türkiyeli seyirciler de gelip bu filmi izlerler.

Yeni projeleriniz olacak mı?

Üzerinde çalıştığım iki projem var. Biri yine Türkiye’de olacak. Diğeri ise buraya özel. Projelerim yolda.

Esen Işık  kimdir?

İstanbul’da dünyaya gelen Esen Işık, 1990 yılından bu yana İsviçre’de yaşıyor. 1992-1997 yılları arasında Zürich Sanat Yüksek Okulu’nda Film ve Video bölümü okuyan Işık, Aşkın (1993), İn den Keller (1994), Weggehen (1995), Linie 83 (1996), Ölmeye Yatmak (1997), Babamı Hırsızlar Çaldı (1998), İstanbul (2000), Dönüşü Olmayan Yolculuk (2001), Du&Ich (2012), Köpek (2015) gibi belgesel ve film çalışmalara imza attı. Film çalışmaları dahilinde birçok ödül alan Esen Işık Zürich’te yaşıyor.

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı