Katolik kiliselerinde cinsel istismar vakaları
Zürich Üniversitesi, son 70 yıl içinde İsviçre'deki Katolik kiliselerinde yaşanan 1.002 cinsel istismar vakasını belgeleyen bir çalışma yayınladı. Çalışma sonucuna göre yüzlerce din adamı çocuklara cinsel saldırıda bulunurken, kurbanlar arasında bebekler de var.
Buzdağının görünen kısmı
Zürich Üniversitesi’nin cinsel istismara ilişkin raporu Katolik kiliselerindeki şok edici koşulları ortaya koyuyor. Verilere göre, 1002 vakada, 510 sanık ile 921 kişi etkilendi.
İsviçre’nin tüm bölglerini kapsayan Zürich Üniversitesi’nin bu araştırması, tarih profesörleri Monika Dommann ve Marietta Meier’in liderliğinde bir yıl sürdü. Araştırmacılara göre bu, vakaların çoğunun kiliseye veya devlet yetkililerine bildirilmemesi ve belgelerin imha edilmesi nedeniyle buzdağının sadece görünen kısmı.
Kiliseler tarafından değerlendirilen vakalarda, sorumlular cinsel istismarı görmezden gelip gizleyerek önemsizleştirdiler.
Tarihçiler roporlarında, “20. yüzyılın ortalarından bu yana rahiplere, dini tarikat üyelerine ve diğer kilise çalışanlarına yönelik cinsel istismar, ölçülemez acılara neden oldu” şeklindeki ifadelere yer veriyorlar.
Rapor, Katolik Kilisesi ortamındaki cinsel istismara ilişkin çeşitli disiplinler aracılığıyla yapılan bilimsel araştırmalara temel oluşturuyor. Araştırmacılar, konu ile ilgili araştırma çalışmalarının üç yıl uzatıldığı bilgisini de paylaştılar.
Zürich Üniversitesi’nin araştırmasında, İsviçre Piskoposlar Konferansı’nın çeşitli emekli ve mevcut üyelerinin yanı sıra cinsel istismar vakalarıyla ilgilenen diğer din adamları hakkında da iddialarda bulunuldu.
İsviçre Piskoposlar Konferansı konu ile ilgili yaptığı bir duyuruda, cinsel istismarın örtbas edildiği iddialarına ilişkin 23 Haziran’da ön bir soruşturma başlatılması emri verdiği belirtti.
Ne kadar inandırıcı?
Lozan, Cenevre ve Fribourg bölgesi Piskoposu Charles Morerod, Zürich Üniversitesi’nin Katolik Kilisesi’ndeki cinsel istismara ilişkin çalışmasını “şok edici” olarak nitelendirdi.
Lozan, Cenevre ve Fribourg piskoposlukları, kilisedeki istismar vakalarının önüne geçmek için; vakaların bildirilmesine yönelik yeni kurumsal yapılar, rahiplik ve rahiplik adaylarının psikolojik kontrolü, insan kaynaklarının profesyonelleştirilmesi ve suiistimalle bağlantılı belgelerin imhasına ilişkin mutlak yasak gibi önleyici tedbirler gündeme getirdi. “Kilise içinde kültürel bir değişime kararlıyız” ifadesini kullanan Morerod, özellikle de mağdurların desteği sayesinde bunun başladığını söyledi.
Piskopos Charles Morerod, taciz vakalarının bildirilmesinin ardından bunlara müdahale etmemekle suçlanırken, söz konusu rahibi terfi ettirdiği bile söyleniyor.
Zürich Üniversitesi tarihçileri tarafından Salı günü yayınlanan rapora göre, çocuklara cinsel taciz ile ilgili olarak Lugano piskoposluğunda çok sayıda belge imha edildi.
Toplum görmezden geldi
Rapor, öğretmenlerin, topluluk üyelerinin ve hatta ebeveynlerin de sorumluluklarını yerine getirmekte başarısız olduklarını da gösteriyor. Buna göre cinsel istismardan etkilenenler genellikle sosyal çevreden uzaklaştırılıp, ve suç ortaklığı gibi suçlamalara katlanmak zorunda kaldılar.
Bu konuda A.J. örneğini veren araştırmacılar, olayın mahkemeye yansımasından sonra, o dönem sekiz yaşında olan A.J. ‘nin babasından “Utandım, sen pis bir çocuksun.” sözlerini duymak zorunda kaldığını dile getiriyorlar.