Bülent Kaya

Göç ve sağlık… İsviçre’de Türkiyeli göçmenlere dair bazı veriler

Bulent Kaya

Bülent Kaya

Siyaset bilimci ve Araştırmacı

 

 

70’li yılların sonlarına kadar, bilim dünyasında sağlığın göçle ilişkisi üzerine kafa yorulduğunda, akla ilk gelen göçmenlerin sağlık halleri oluyordu. Göç ve sağlık konusu, daha çok tıp ve psikoloji bilim dallarının ilgi alanına girerdi ve göçmenlerin “patolojik bagaj”ları mercek altına alınırdı. Göçmenler, taşıdıkları ırsi hastalıklar, uyum sürecinden kaynaklanan patolojik halleri ve psikolojik bozukluklarından dolayı göç alan ülkenin halk sağlığı için bir “risk grubu” olarak algılanırdı. Bu negatif yaklaşımın izlerini bugün bile göçmenlerin büyük bir çoğunluğunda bulabilmek mümkün. Konu sağlık olsun ya da olmasın bir çoğumuz, “gurbet sağlığımı ve psikolojimi bozdu”, “hasretten ülser oldum” gibi deyimleri telaffuz etmişizdir ya da başkalarından duymuşuzdur.

Göç hasta mı ediyor?

isvicre'de göcmen olmak-göc ve saglik - www.haberpodium.chAmerikalı ve Kanadalı birçok araştırmacı, göç ülkesine yeni gelen göçmenlerin, yerli halka ve uzun zamandır göç toplumunda bulunan göçmenlere göre daha sağlıklı olduklarını gözlemlerler. Yeni gelenlerin lehine olan bu avantajlı durum “sağlıklı göçmen etkisi” (healthy migrant effect) kavramıyla tanımlanır. Yani, yeni gelenlerin göç ülkesindeki düşük sosyo-ekonomik düzeyleri ve sağlık hizmetlerine erişmekte karşılaştıkları güçlüklere rağmen, göçmen olarak kabul edilirken genç ve sağlıklı olanların seçilmesi, onlara diğerlerine göre daha “sağlıklı göçmen” olma avantajı tanımaktadır. Bu paradoksal tespit Avrupa’da ki durumu kısmen açıklasa da, sığınmacılar için pek geçerli değil. Zira sığınmacıların göç etmeden önceki yaşam koşulları (yokluk, savaş, baskı vb. durumlar) onların gerek fiziki gerekse de ruh sağlıklılarını olumsuz etkiliyor.

Göç toplumuna yerleştikten bir süre sonra göçmenler, “sağlıklı göçmen” avantajını yavaş yavaş kaybetmeye başlar ve bir müddet sonra da “dezavantajlı” duruma düşerler. Örneğin geldiklerinde düşük olan obezite oranı, göç ülkesinde 15 yıl kaldıktan sonra ciddi bir şekilde artar. Avrupalı birçok araştırmacı bu değişikliği bazı göçmen gruplarının içinde bulundukları olumsuz yaşam ve iş koşullarına, belirsiz oturum statülerine, bazı idari engel ve güçlüklere ve sağlık sistemine erişimi zorlaştıran dil zorluklarına bağlıyorlar. Böylelikle “sağlıklı göçmen etkisi” yerini zamanla “bitkin, yorgun göçmen etkisi”ne (exhausted migrant effect) bırakıyor.

Göçmen toplulukların en “bitkin, yorgun göçmen grubu”: Türkiyeli göçmenler

Göçmenlerin sağlık durumu hakkında genel bir bilgi edinmek ve gözleme çalışması yapmak için göç ülkelerinde belli aralıklarla anketler yapılır. Bu anketlerden elde edilen sonuçlar sağlık alanında eşitsizliklerle mücadele etmek için kullanılır. İsviçre Sağlık Dairesi’nin 2010 yılında yaptığı ikinci anketin (Gesundheitsmonitoring Migration, GMM II) sonuçları Türkiyeli göçmenler açısından çarpıcı bulgular sergiliyor.

“Genel sağlık durumunuz nasıl?” sorusuna, ankete katılan Türkiyeli göçmenlerin % 26’sı kendisini sağlıklı hissetmediği (İsviçre % 8,6), % 36’sı ise herhangi bir sağlık probleminden dolayı sağlığının bozuk  olduğunu söylüyor (İsviçre % 22). Bu oranlarla Türkiyeli göçmenler, ankete katılan Portekiz, Sırp ve Kosovalı göçmen gruplar arasında en kötü sağlık durumuna sahip bir topluluk olarak beliriyor.

Bu subjektif tahmini pratikte teyit eden farklı veriler de sunuyor GMM II anketi. Örneğin bir yıl içeresinde aile doktorunu ziyaret etme oranı Türkiyeli göçmenlerde (% 7) ankete katılan diğer göçmen gruplara göre (% 5) iki puan daha fazla. 35-49 ve 50-74 arası Türkiyeli göçmen kadınlarda aile doktoru ziyaret oranı istatistiksel olarak daha fazla.

Depresyon tedavisi görme oranının yüksek olduğu dört göçmen grubundan birisini Türkiyeli göçmenler oluşturmaktadır. Özellikle 35-49 yaş grubunda Türkiyeli göçmen erkekler ilk sırayı alıyorlar. Psikolojik depresyon durumunun yaygınlığı onların malulen emeklilik oranlarına da yansımaktadır. Türkiyeli göçmenlerde malulen emeklilik oranı İsviçre ve diğer göçmen grupların ortalamasının çok üzerinde.

Aynı şekilde, hastane veya acil servis ziyaret oranı da Türkiyeli göçmenlerde (% 23) diğer göçmen toplulukların ortalamasına göre 5 puan daha fazla (% 18). Bu oran,  İsviçrelilerde ise % 11,7’dir. Türkiyeli göçmenler, ağrı kesici gibi ilaç tüketiminde de İsviçreliler ve diğer göçmen toplulukların önündeler.

Bu “siyah tablo” göçmenlerin sağlık alanındaki davranışlarına da yansımaktadır. % 32 oranı ile Türkiyeli göçmen kadınları, göçmen kadınlar arasında en çok “aşırı kilolu” grubu oluşturuyorlar. Erkekler ise Sırp (% 45,3) ve Kosovalılardan sonra (% 46,8) 3. sırayı alıyorlar (% 41,5) .

Sigara tüketiminde Türkiyeli göçmenlerle diğer göçmen gruplar ve İsviçreliler arasındaki fark baş döndürücü (bkz. grafik 1):

Ankete katılan Türkiyeli göçmenlerin % 52,2’si günlük olarak sigara tüketiyor; İsviçrelilerden 33,5 puan daha fazla… Bu oran, örneğin Sırplarda yaklaşık % 16 Portekizlilerde ise % 18 düzeyinde.

Sadece alkol tüketiminde, Türkiyeli göçmenlerin karnesi diğerlerine göre biraz daha iyi: Türkiyeli göçmen kadınların yüzde % 75’i, erkeklerin ise % 51’i alkol kullanmıyor.

Grafik 1: Köken ülkesine göre günlük sigara tüketimi

isvicre'de göcmen olmak - www.haberpodium.ch

Neden böyleyiz?

Bu negatif sonuçları “Türkiyeli göçmenler İsviçreli ve diğer göçmen gruplara göre daha çok genetik hastalıklara sahipler” gibi bir argümanla açıklamanın pek inandırıcı olacağını sanmıyorum. Aynı şekilde, “Türkiyeli göçmenler yaşam, iş ve ev koşulları açısından İsviçre’deki göçmen topluluklar arasında en kötü durumda olanlarıdır” -ki gerçekte de böyle olma ihtimali çok zayıf- gibi ortalama bir yaklaşım da bu durumu anlamamız için yeterli değildir. Önemli bir kesimin vasıfsız ve kötü işlerde çalışıyor ve bu sosyo-ekonomik faktörlerin sağlık durumumuzu sergileyen bu “siyah tablo” da belli bir rol bile oynasa. Elbette ki, birçok başka faktör de var. Bazı çalışmalar, Türkiyeli göçmenlerin bu durumunu İsviçre’de karşılaştıkları ayrımcılığa – ankete katılanların % 20’si İsviçrelilerin aldığı sağlık hizmetlerinin aynısını alamadıklarını söylüyor-, mülteci kesimin İsviçre’ye gelmeden önce Türkiye’de yaşadığı baskılara ve genel gurbet psikolojisine bağlıyorlar.

 

 

Sağlık durumunun önemli bir bileşkeni olarak sağlık bilgisi

İngilizce health literacy diye adlandırılan ve Türkçe’ye sağlık bilgisi veya yetisi diye çevirebileceğimiz kavram, bireyin sağlıkla ilgili herhangi bir bilgiye erişme, elde ettiği bilgiye anlama, değerlendirme ve kullanma kapasitesini ifade etmektedir. Bu kapasite genellikle hastalıktan korunma, hastalıkların idaresi ve sağlık teşvik alanlarında kendini gösterir.

Halk sağlığı kurumları ve bilimsel çevreler, sağlık yetisi ile sağlık durumu arasında doğrudan bir ilişki kurarlar. Örneğin yüksek düzeyde sağlık bilgisine sahip bireyler kendilerini genellikle daha sağlıklı hissediyorlar, daha fazla spor yapıyorlar, sağlıklı beslenmeye daha fazla özen gösteriyorlar. Sağlık Bakanlığı’nın İsviçre toplumunun sağlık yetisini ölçmek için bu yıl yaptırdığı sağlık yetisi anketi (Erhebung Gesundheitskompetenz) sonuçlarına göre Türkiyeli göçmenler, sağlık bilgisi açısından notu en düşük göçmen grubu.

İkinci grafikteki “sorunlu” ve “yetersiz” sağlık yetisi kategorisini birlikte ele alırsak, Türkiyeli göçmenlerin % 65’inin sağlık yetisinin zayıf olduğunu gözlemleyebiliriz. Türkiyeli göçmenlerle, aşağı yukarı aynı sosyo-ekonomik özelliklere sahip Portekizli göçmenlerde ise bu oran % 43. Bu sonuçla, Portekizli göçmenlerin sağlık yeti düzeyi genel İsviçre ortalamasının yaklaşık 10 puan altında. Türkiyeli göçmenlerin ki ise 10 puan üstünde. Sadece sağlık yetisi “çok yeterli” olan kategoride, Türkiyeli göçmenler Portekizlilerle aynı orana sahipler (% 3).

 

Grafik 2: Sağlık bilgisi genel sonuç

isvicre'de göcmen olmak-göc ve saglik - www.haberpodium.ch

Sağlık yetisi düzeylerinin farklı sağlık alanlarında nasıl şekillendiğine bakalım. 3. grafikten çıkan sonuçlar, GMM II anketinin Türkiyeli göçmenlerin sağlık durumları hakkında ortaya çıkardığı “siyah tablo”yu teyit ediyor. % 63’ümüzün  hastalıklardan nasıl korunulması gerektiği konusundaki karnesi zayıf; örneğin hangi aşıların gerekli olup olmadığını veyahut neden aşı yaptırmak gerektiğini bilmiyoruz. Sadece üçte birimiz hastalıklardan nasıl korunulması gerektiğini biliyor. Herhangi bir hastalığa yakalandığında da durum pek değişmiyor. Büyük bir çoğunluğumuzun (% 64) bu konudaki bilgisi ya yetersiz ya da sorunlu. Yakalandığımız bir hastalığın herhangi bir tedavi şeklinin avantaj ve dezavantajlarının neler olduğunu bilmiyoruz, ikinci bir doktora danışmanın gerekli olup olmadığı konusunda karar vermekte zorlanıyoruz. Ayrıca, hemen hemen yarıya yakınımız (% 44) yoğurtların üzerindeki bilgileri, basında sağlıkla ilgili çıkan haberleri, doktorun veya eczacının açıklamalarını anlamakta zorlanıyor.

İşin ilginç tarafı, bu sonuçları aynı sosyo-ekonomik düzeye sahip İsviçreli ve Portekizlilerle karşılaştırdığımızda durumda herhangi bir değişiklik olmuyor; bu kategoride de sonuç Türkiyeli göçmenlerin aleyhine.

Grafik 3: Sağlık bilgisi genel sonuç

isvicre'de göcmen olmak-göc ve saglik - www.haberpodium.ch

Sağlıklı yaşamak için bireysel sorumluluk…

Sağlığı etkileyen etkenler elbette ki çok; genetik faktörden yaşam, iş ve çevre koşullarına kadar birçok faktör sağlığımızı etkiliyor. Bu faktörlerin yanında, son elli yıldır gelişmiş modern toplumlardaki sağlık algısı da sağlıklı olmayı teşvik edici bir rol oynamaktadır. Zira sağlıklı olmak, herhangi bir hastalığın yokluğunda çok insanın kendisini fiziki ve ruhen iyi hissetmesi olarak tanımlanıyor. Bu algıya sahip bireyler, deyim yerindeyse sağlık kaderlerini kendi ellerine alıyorlar. Daha dezavantajlı durumda olanlara, İsviçre’de birçok sağlık örgütünün, dil engelinden dolayı sağlık teşvik ve hastalık önleyici programlara erişim güçlüğü çeken göçmenler için, yazılı veya sözlü Türkçe bilgi edinme olanakları sunduklarını hatırlatalım.

Sağlık kaderinizle daha çok ilgilenmeniz dileklerimle, nice sağlıklı yıllara…

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı