İsviçreisviçre

İsviçre’de göçmenlerin seçme ve seçilme hakları

Dünyanın en eski federal sistemlerinden biri olan İsviçre, birçok farklılığı da bünyesinde barındırıyor. Yirmi altı devletli bu ülkede, bazı kantonlarda göçmenlerin de seçme ve seçilme hakları bulunuyor. 

Yaklaşık 800 bin nüfuslu Vaud (Lozan ve çevresi) Kantonu’nda, 28 Şubat’ta İsviçre vatandaşı olmayan göçmenler de oy kullanacaklar.

‘Farklılıkların gönüllü birlikteliği, çok kültürlü, çok dilli’ bir sisteme dayanan bu modelin temel felsefesi Federal Anayasa’nın 2. maddesinin 2. fıkrasında belirtilir ; ‘Anayasa her kesimin mutluluğunu, sürekli ekonomik kalkınmayı, ulusal uyumu ve ülkenin kültürel farklılıklarını garanti altına alır.’

Bu ilke doğrultusunda kantonlar önemli bir siyasi güce sahipler. Pratikte yürütmeyi yapan kantonlar, Merkezi Hükümet’in (Federal Konsey) gücünü da sınırlandırıyorlar. Buna referandum ve halk inisiyatifi gibi direkt (doğrudan) demokrasinin iki önemli mekanizması da eklenince genel anlamda İsviçre modelinin orijinalliği ortaya çıkıyor.

Bugün yüzde 23’ü göçmen olan,  8 milyon nüfuslu İsviçre’de, kantonlar arasında vergi, sağlık sigortaları, eğitim ve seçme-seçilme gibi alanlarda önemli farklılıklar bulunuyor.

Her kantonun kendi yasama ve yürütme güçleri siyasette de önemli rol oynuyor. Kantonların ayrıca kendi anayasaları olup, Federal Anayasa’ya (mad. 56) aykırı olmamak koşuluyla yabancı ülkelerle antlaşmalar imzalama yetkisine de sahiptirler. Bu noktada, Federal Anayasa’ya sadece kantonlardaki demokrasiyi kollamak ve sağlıklı işleyişi denetlemek kalıyor. Bu yüzden İsviçre modeline ‘Yürütme federalizm’ denir, zira yürütme pratikte tamamen kantonların elinde.

Bununla beraber, Federal Anayasa Demokles’in kılıcı gibidir. Kantonal anayasaları denetler, gözetler ve demokratik olmaları, referandumla kabul edilmiş olmaları, anayasal değişikliğe uygun olmaları şartlarını dayatır. Sonuç olarak, bu şartlarla, Federal Anayasa aslında kendi varlığını, statüsünü ve ülkenin toprak bütünlüğünü hukuki güvenceye alıyor. Örneğin, iki veya üç kantonun birleşmek istemesi Federal Anayasa’nın ‘Ülke topraklarının değişikliğe uğratılması’ şartına aykırı olduğu için, ancak referandum ve on bir kantonun salt kabülüyle mümkün olabilir. Yine herhangi bir kantondaki iki komünün birleşmek istemeleri durumunda, kanton anayasası gereği, referanduma gitmeleri gerekiyor.

Komünler demokrasinin temelidir

Komün (belediye), ülkedeki en küçük siyasi yapı olmasına rağmen önemli yetkilere sahiptir. Ocak 2014 verilerine göre İsviçre 2352 komünden oluşuyor. 1999’da yürürlüğe giren Anayasa’nın 50. maddesi komünlere, kanton anayasalarının belirlediği çizgide otonom olma yetkisi tanıdı. Kanton anasalarıyla uyum içerisinde olmak koşuluyla, komünler yürütme alanında önemli yetkilere sahiptirler.

Eşit haklar mücadalesi

Göçmenlere seçme ve seçilme hakkı veren kantonlar

İsviçre’de göçmenlerin eşit vatandaşlık mücadalesi yaklaşık iki asırlık bir geçmişe sahiptir. Neuchatel Kantonu’nda bu hak 1849 yılında verildi. Bu kanton 2000 yılında  seçme hakkını kantonal düzeyde de tanıdı. Bugün Bern, Fribourg, Cenevre, Grisons ( Graübünden), Jura, Luzern ve Vaud (Lozan) kantonları göçmenlere yerel seçimlerde seçme ve seçilme hakkı tanıyorlar.

28 Şubat’ta yerel seçimlerin yapılacağı Vaud Kantonu’nda bu hak 2003 yılında yapılan Kantonal Anayasa değişikliği sonucu yürürlüğe girdi. İsviçre’de 10 yıl, bu kantonda da 3 yıl yaşayan, 18 yaşını tamamlamış ve geçerli bir oturuma sahip olan herkes yaşadıği komünde seçme ve seçilme hakkına sahiptir. Anayasa seçme ve seçilme hakkını birbirinden ayırmadığı için, 307 komünde yaşayan yaklaşık yüzde 34 civarında olan bir göçmen oranı siyasete katılabiliyor.

Düşük katılım

İlk kez 2006 yılında oy kullanan göçmenlerin katılım oranı yüzde 27 iken, İsviçre vatandaşlarının ki yüzde 48’di. Bu oran 2011 yerel seçimlerinde yüzde 25’e düştü. Katılım oranındaki düşüş, göçmenlerin siyasete girmelerine büyük önem veren siyasi partileri hayal kırıklığına uğrattı. Bu sonuçtan yola çıkan siyasi partiler 28 Şubat 2016 seçimleri için kolları sıvadılar. Başta Lozan gibi büyük şehirler olmak üzere, Yverdon, Renens, Vevey, Montreux gibi kantonun önemli şehirleri, göçmenleri siyasete katılmaya teşvik etmek için kamu politikaları geiştirirken, siyasi partiler de göçmenlerin partilere üyeliği avına çıktılar.

Büyük bilboradlarda afişler, göçmen dilerine çevrilen seçim programları, nasıl oy kullanılacağına dair videolar, kısa fimler, derneklerde bigilendirme toplanatılar ve göçmen adayların teşvik edilmesi…

Toplam seçmen üzerinden kantondaki göçmen oyları oranı yüzde 19’a takabül ederken, 307 komünde yürütmede (şehir yönetimi, belediye başkanı veya yardımcısı) sayısı halen yürürlükte olan 2011 yılı sonuçlarına göre sadece 19 kişi. Belediye meclislerindeki göçmen oranı ise yüzde 5 civarında.

Bu çelişkili realitenin sebeplerini şu etkenlere bağlayabiliriz;

– Yasalara rağmen, siyasi partilerin göçmenleri seçmen potansiyeli olarak görmeleri ve seçilmelerini tam olarak hazmedememeleri.

Seçim sisteminin zor ve karmaşık olması. Seçim sisteminin zorluklarından dolayı göçmelerin çekinmeleri veya yanliş oy kullanmaları.

– Göçmenlerin geldikleri ülkelerdeki demokrasi kültürünün eksikliğinden dolayı, siyasete katılımda tecrübesiz olmaları.

– Bunlara İsviçre’de sağın ve SVP/UDC gibi güçlü partilerin propagandasına kapılan yerli halkın önemli bir kesiminin dıştalayıcı politikaları da eklenince, seçme ve seçilme gibi demokratik bir hak tam olarak uygulanamıyor.

Oysa siyasete katılımın azaldığı, nüfusun giderek yaşlandığı İsviçre’de, göçmenler Helvetia demokrasisine taze kan taşıyabilirler.

 

İhsan Kurt

İhsan Kurt

Sosyolog

Prilly Şehri Meclis Üyesi (VD)

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı