Credit Suisse’deki veri sızıntısı, İsviçre’deki medya özgürlüğü konusunda bir tartışma başlattı.
Tamedia grubu, var olan düzenlemeler nedeniyle uluslararası gazeteciler ağının, Credit Suisse’deki veri sızıntısı ile ilgili araştırmasına katılamamıştı.
Mevcut durumdan yola çıkan sol partiler Bankacılık Kanunu’nun 47. maddesinin değiştirilmesini istiyorlar. Bu maddede; “Banka müşterileri ile ilgili bilgileri başka kişilere ifşa eden kişiler hapisle cezalandırılabilecek.“ ifadesi yer alıyor.
Düzenlemede sağ partilerin etkileri
Federal Meclis bu tartışmalı maddeyi 2015 yılında FDP’nin önerisiyle kabul etmişti.
FDP tarafından gündeme getirilen ve kabul edilen önerge; çalınan veya sızdırılan verilere dayalı araştırmaların yayınlanmasını üç yıla kadar hapisle tehdit ediyor. Uygulamaya göre, suçları ortaya çıkaran herkes suçlu kabul ediliyor.
FDP’liler o zaman şu sözleri ifade ediyorlardı; “Medyada, çalınan gizli ve kişisel verileri yaymak ve etkilenenlerin kişilik haklarını ihlal etmek gazetecilerin görevi değildir. Bu durum gazetecilerin işlerinin bir parçası değildir.”
FDP’li politikaciların bakış açılarına göre; “ Sızdırılmış banka verileri hakkında haber yapmak ilke olarak yasak olmaya devam etmelidir. Ancak gazeteciler, bilginin yayılmasının üstün bir çıkarı korumak için gerekli olduğunu gösterebilirse buna izin verilebilir”.
FDP’liler yasal olarak korunan banka bilgilerinin yanı sıra, meclis komisyonlarının toplantılarından elde edilen bilgilerle ilgili kapsamlı bir düzenleme de yapmak istiyorlar.
Milletvekillerine olan mali akışlar bilinmiyor
İsviçre’deki bankalardan milletvekillerine olan mali akışlar hala bilinmiyor. Kara Para Aklama Yasası ile ilgili düzenlemelerde banka ve avukat lobilerinin etkisi oldukça büyük. Bu lobiler Meclisteki sağ partilerden de destek görüyor.
SP: Banka skandallarından bıktık
Uluslararası bir araştırma ağının son ifşaatları İsviçre’nin en büyük ikinci bankasını; otokratları, uyuşturucu satıcılarını ve şüpheli savaş suçlularını ve insan kaçakçılarını yıllardır müşteri olarak kabul etmekle suçluyor.
SP eş başkanı Cédric Wermuth, Credit Suisse‘in sırlarının açıklanmasının ardından, bir skandalın diğerini kovaladığı açıklamasında bulundu.
Bankaların, şeffaflıkla ilgili eksikliklerden yararlandıgını söyleyen Wermuth, “İsviçre bir bütün olarak itibarına daha fazla zarar vermek istemiyorsa, iddialarin arastirilmasi gerekir“
Federal Meclis Üyesi Samira Marti (SP), düzenlemeyi basın özgürlüğüne yönelik skandal olarak nitelerken, bahar oturumunda Federal Meclis’e bir önerge sunmak istiyor. Marti, “Suçları ortaya çıkaran herkes suçlu ilan ediliyor. Bu durum değişmeli” diyor.
Yeşiller Partisi de düzenleme istiyor
Yeşiller Partisi’nden Regula Rytz de bahar oturumunda benzer bir önerge sunmak istiyor. “Finans merkezi konularında basın özgürlüğünün sağlanması” başlıklı bir önerge hazırlayan Rytz buna gerekçe olarak; mali suçlarla ilgili raporların kamu yararına olduğunu ve ceza tehdidiyle engellenmemesi gerektiğini ifade edip, özellikle de 2015’teki sıkılaştırmanın tersine çevrilmesini talep ediyor.
“Sınır Tanımayan Gazeteciler” örgütünün İsviçre şubesi ise Federal Hükümet ile ve Federal Meclis’e söz konusu maddeyi değiştirme çağrısı yapıyor.
FINMA de devrede
İsviçre finans piyasası denetleme kurumu olan FINMA, “Suisse Secrets” ile ilgili olarak Credit Suisse ile iletişim halinde olduklarını açıkladı.
FINMA’nın denetim faaliyetlerinin odak noktasında kara para aklama yönetmeliklerine uyum yer alıyor.
FINMA daha önce de Credit Suisse yönelik takipler başlatmış; bu kapsamda kara para aklamayla mücadele tedbirlerini daha da iyileştirmek ve bankanın kendisi tarafından alınan tedbirlerin uygulanmasını hızlandırmak için tedbirler almış, konuyu izlemek üzere bağımsız bir görevli atamıştı.