Berna Çoban

Meme kanseri ve beslenme

Berna Danaci

Berna Danacı

Diyetisyen

dytbernadanaci@gmail.com

 

 

 

Geçtiğimiz Ekim ayı, meme kanseri bilinçlendirme ayı olarak pek çok yararlı faaliyete olanak sağladı. Böylelikle özellikle kadınlarda çok sık görülen bu sağlık sorununa dikkat çekilerek çözüm arayışları hep birlikte dillendirildi. Toplumda giderek artan bilinç, erken tanı ve tedavi yöntemleri  olumlu sonuçları beraberinde getirmektedir.

Araştırma sonuçları beslenmenin kanser tedavisi üzerindeki başarıyı arttırdığını gösteriyor. Meme kanseri ve beslenme arasındaki ilişkide diğer kanser türlerinde olduğu gibi oldukça önemli. Beslenmeye özen göstermek ve ideal kiloda kalmak, sigara ve alkol tüketimini azaltmak, pişirme şekillerine özen göstermek meme kanserinden korunmak için dikkat edileceklerin başında geliyor.

İdeal kiloya sahip olmak önemli

Meme kanserinden korunmak için dikkat edilecek noktaların başında ideal kiloda kalmak geliyor. İdeal kiloya sahip kadınların, fazla kilolu olanlara göre menopoz dönemi sonrası meme kanseri olma riskinin daha az olduğu biliniyor. Üstelik meme kanseri tanısı konulan bireylerin kilo alması da, hastalığın tekrarlama riskini artırıyor. Obez insanlarda bel çevresi kalınlığı meme kanseri açısından risk oluşturuyor.

Yağ alımı azaltılmalı

Enerji alımını azaltarak, vücut yağ yüzdesini ideal seviyelerde tutarak meme kanseri riskini azaltmak mümkün. Yağlar kan kolesterol düzeyini arttırdıkları gibi akciğer, kolon, rektum, meme ve prostat kanser riskleri artmaktadır. Yanmış yağ tüketimi hem kanserojen maddelerin hem de bazı kanser ilerletici maddelerin alınması ile hem de vücutta hücrelere zarar veren serbest radikallerin alınması ile kanserojen etki gösterir. Yağ tüketimini sınırlandıran bireylerin meme kanserine yakalanma riski azalıyor.

Alkol ve sigaraya dikkat

Alkol tüketimi ve meme kanseri arasında da ilişki bulunuyor. Ispanak benzeri koyu yeşil yapraklı sebzeler, karaciğer, yürek, kavun, portakal suyu, enginar, pancar, brokoli, bamya ve kuru baklagiller gibi besinlerden aldığımız folat miktarının yeterli veya fazla alımının postmenopozlu kadınlarda meme kanseri riskini azaltmaktadır. Alkol ise kandaki folat miktarının azalmasına sebep oluyor ve dolayısıyla kanser oluşum riski yükseliyor. Günde 3 kadeh ve daha fazla alkol tüketen kişilerin meme kanserine yakalanma olasılığı arttığı biliniyor. Sigara ile birlikte alınan alkol kanser riskini birkaç kat arttırdığı da bir diğer önemli gerçek.

Emzirmek en doğal korunma yöntemi

Emzirme hem annenin hem de bebeğin kansere yakalanma riskini düşürüyor. Özellikle bebeği ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslemek bebeğinize vereceğiniz en büyük armağan.

Sağlıklı beslenme kansere karşı önleyici ve tedavi edicidir. Beslenmenizde dikkat etmeniz gereken şeyler şöyle;

– Beslenmenizde yeşil çaya, balığa, turpgillere, süt ve süt ürünlerine, havuç, brokoli, kabak ve karnabahar gibi sebzelere ağırlık verin… Sebze tüketiminin kanser oluşum riskini dünya çapında % 25 azalttığını unutulmamalıdır. Havuç, kabak, karnabaharın yapılarında bulunan lignan kanser oluşum riskini azaltıyor. C vitamini içeren besinler ile birlikte tüketilmeleri öneriliyor. Tam tahıllı besinler, susam tohumu, sarımsak, sızma zeytinyağı, kayısı, şeftali, armut, üzüm, balkabağı ve kiraz da lignan açısından zengin diğer sebze ve meyvelerdir. Turpgiller, brokoli, Brüksel lahanası;  östrojen metabolizması üzerinde etki yaparak meme kanseri riskini düşürüyor. Karotenoid, isoflovan; A, C ve E vitamini de risk azaltmada etkili diğer unsurlardır. Sarımsak ve soğan gibi sebzelerin kansere karşı koruduğu , vücuttaki zararlı maddeleri etkisiz hale getiren enzimleri aktive ettiği , bağışıklık sistemini güçlendirdiği görülmüştür . Bu nedenle bu sebzeleri beslenmede sıkça yer verilmelidir.

– Omega 3 Yağ Asitleri  kanser oluşum riskini azaltmalarının yanı sıra, birçok kanser türünün büyümesini de yavaşlatmaktadırlar. Kanser hastalığında görülen zayıflama, kas kaybı ve kaşeksiyi (aşırı zayıflama) azaltması ve önlemesi de bir diğer önemli yararıdır. Balık içerdiği omega-3 yağ asidi, EPA sayesinde kanser risk oluşumunu azaltıyor. Haftada 2-3 kere balık tüketilmesi oldukça yararlı olacaktır. Ancak Omega 3 açısından zengin soya ve keten tohumunun ise meme kanseri tedavisi sırasında kullanımı önerilmiyor.

– Düşük kalsiyum ile beslenen kadınlarda meme kanseri riskinin arttığı biliniyor. Süt ve süt ürünleri tüketimi  oldukça önemli rol üstleniyor. Burada dikkat edilecek noktaların başında süt ürünlerinin tam yağlı olarak tüketilmemeleri geliyor. Yağsız veya yarım yağlı olarak kullanıldığında hem kilo koruma hem de kanserden korunma açısından çok daha yararlı olabiliyor. Kalsiyum alırken D vitamini düzeyi de ihmal edilmemesi gereken bir diğer önemli nokta. Düzenli olarak D vitamini düzeyi kontrol edilmelidir.

– Kanser oluşumunu arttırıcı tam yağlı besinler , kızartmalar, tütsülenmiş ve tuzlanmış salamura etler ve mangalda pişmiş etlerden uzak durulmalıdır.

– Yeşil çay, içerdiği polifenoller sayesinde meme kanserinden koruyucu özellik gösteriyor. Düzenli yeşil çay tüketenlerde, içmeyenlere göre meme kanseri oluşumunun azaldığına dair araştırmalar bulunuyor. Vücut yağında azalmayı kolaylaştırarak tümör hücresi hacminde küçülme sağlayabiliyor.

Tüm bu bilgiler ışığında kanserden korunmak veya ilerlemesini engellemek için sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanılması çok önemlidir. Hipokrat’ın dediği gibi ‘Besinlerimiz ilacımız, İlacımız da besinlerimizdir’.

Sağlıklı besinlerle sağlıklı bir gelecek sizlerle olsun.

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı