İsviçreisviçre

İlticacılar N Kimlik inisiyatifi kurdu

Türkiye’den İsviçre’ye gelerek iltica talebinde bulunan göçmenler, bu süreçte yaşadıkları sorunları gündemleştirip çözüm üretmek adına “N Kimlik İnisiyatifini” kurdular.

İlticacıları bir çatı altında toplayıp yaşanan sorunlara ortak bir çaba ile çözüm üretmeyi amaçlayan bu inisiyatife, çoğunluğu Zürich, Bern ve Basel olmak üzere, İsviçre’nin birçok kantonundan göçmenler dahil oldu.

Özellikle 1 Mart Yasası öncesi başvuru yapanların yasal haklarının ihlal edilmesi, ikinci mahkemelerin gerçekleşmemesi, sürecini tamamlayanlara ise yanıt verilmemesi inisiyatifin kurulma ihtiyacını perçinleştiren gerekçeler oldu.

İltica başvuruları düşüyor

Resmi kayıtlara göre İsviçre’de iltica başvuruları, son üç yılda yarı yarıya düştü. 2015 yılında 39.523 kayıtlı başvuru mevcutken, 2018 yılında 18.880 başvuru yapıldı. Bu oranı hala çok fazla olarak değerlendiren ve yaptıkları açıklamalar ile bu rahatsızlıklarını sık sık dile getiren İsviçreli yetkililer, oranı düşürmek için caydırıcılığı arttıracak birçok yeni yasaya imza attı.

İnsan hakları ihlallerinde artışlar var

Başvuruların düşmesi ile beraber insan hakları ihlallerinde de ciddi artışlar gözlemlendi.

Hapishanelere olan benzerlikleri ile dikkat çeken, entegrasyonu zorlaştırıcı ve tecrit etmeye müsait kamplarda tutulan insanlar, açlık sınırının altında bütçeler ile hayatlarını idame ettirmeye mecbur bırakılıyorlar.

Ülkelerinden insan hakları ihlalleri ve benzeri gerekçelerle gelerek mülteci kamplarında kalan insanlar İsviçre’de tekrar bir yaşam sınavına tabi tutuluyorlar. Kötü muameleler, ilgisizlik ve ihmalkarlığı yöntem olarak kullanan İsviçre, son dönemde St. Gallen ve Basel’de yaşanan intiharlarla, kötü kamp koşullarını protesto için başlatılan açlık grevleri ve Luzern’de yaşanan polis şiddeti ile de kamuoyu gündemine geldi. Bu tür olayları haberleştirmede ketum davranan İsviçre’de basına yansımayan birçok vakanın varlığı da biliniyor.

Son olarak SEM’in çıkardığı ve 1 Mart Yasası olarak bilinen yasa ile ilticacıların yasal süreçlerinin 140 gün içerisinde tamamlanacağı açıklandı. Ancak bu yasa yalnızca 1 Mart sonrası başvuru yapanları kapsamakta.

Yetkililer, önceki süreçlerden bekleyenlere yönelik bir açıklama yaparak, bekleyen tüm N kimliklilerin yasal süreçlerini 2021’e kadar sonladırmayı hedeflediklerini açıkladılar.

Bu açıklamalar yapılırken, öte yandan da başta Cezayir, Etiyopya, Afganistan gibi ülkelerden gelenler seri ve sessiz bir şekilde sınırdışı ediliyorlar.

Göçmen Dayanışma Ağı’nın 2018’de yaptığı bir açıklamaya göre, günde 60 insan zorla geri gönderilme işkencesine maruz kalıyor. Geri gönderilme önlemleri ise gittikçe sıkılaştırılıyor.

Dosyalar karara bağlanana kadar eylemlere devam edilecek

www.haberpodium.ch. İsviçre gündemi, haberpodium, isvicre vatandasligi, isvicre haberleri

Tüm bu antidemokratik uygulamalara dayanışma içinde karşı koymak isteyen göçmenler, 1 Ekim’de bir protesto eylemi gerçekleştirdiler. Daha sonra da toplu olarak 40 adet mektubu Federal Göçmenler Dairesi’nin (SEM) posta kurusuna atarak, esasta iltica süreçlerinin hızlandırılmasını talep ettiler.

Geçen süre zarfında mektupların bir kısmına yanıt alınırken, kısa sürede bu yanıtların hepsinin, otomatik olarak herkese gönderilen birer kopyadan ibaret olduğu anlaşıldı.

N Kimlik İnisiyatifi, iltica dosyaları karara bağlanana kadar eylemlere devam edileceğini belirtiyor.

 15 YILDIR SÜREN BİR İLTİCA DAVASI

B.K*.: 15 yıl çok uzun bir süre. Her ne kadar yansıtmasam da psikolojik olarak çok yıpratıcı bir süreç.

İltica dosyasının karara bağlanmasını isteyenlerden biri de B.K. B.K. 15 yıldır İsviçre’de yaşayan politik bir mülteci. Dosyasının sonuçlandırılması için 15 yıldır bekleyen B.K., birçok girişimde bulunmasına rağmen Bern’den yanıt alabilmiş değil.

B.K. ile İsviçre’ye geliş nedenlerini, iltica sürecini ve yaşadıklarını konuştuk;

İlk olarak bize kendinizden bahseder misiniz? İsviçre’ye geliş nedeniniz nedir?

Yaşadığım coğrafya dolayısıyla politik bir ortamda ve politik bir ailede büyüdüm. Çocuk yaşta politik düşüncelerletanıştım. 90 sonrasında aktif bir şekilde siyasi faaliyetler içerisinde yer aldım. Şu an bir abim Türkiye’de tutsak. Siyasal çalışmalarım sebebiyle ülkemde özgürce yaşayamıyordum. Devlet ve polis baskısı yaşamımı bir bütün olumsuz etkiliyordu. 93 sonrası ise aranır duruma düştüm. O dönemde birçok arkadaşım tutsak edildi. 2004’e kadar illegal yaşamak zorunda kaldım. Bu süreçte de siyasi faaliyetlerime devam ettim ve imkanlarım doğrultusunda çalıştım. Sürekli saklanarak bir yaşam sürmek imkansızdı. Orda kaldıkça çember benim için her geçen gün daha fazla daralıyordu. Hareket edemez duruma düştükten sonra yurtdışına çıkma kararı aldım.

Ne yaptınız peki?

www.haberpodium.ch. İsviçre gündemi, haberpodium, isvicre vatandasligi, isvicre haberleri

2003 yılında Hırvatistan üzerinden buraya gelmeye çalıştım. Bu ilk denememdi. Üzerime sahte bir kimlik alarak yola koyuldum. Ancak Hırvatistan’da yakalanarak tutuklandım. Bir süre sonra Türkiye’ye iade edildim. Şanslıydım ki sahte kimlikli olduğum halde serbest bırakıldım. Çünkü benimle beraber bu zorlukları çekip Hırvatistan’a kadar gelmiş 35 kişi daha geri iade edildi. Öyle sanıyorum ki o kargaşada kimliğim orijinale yakın olduğu için dikkat çekmedim. İkinci denememden sonra İsviçre’ye ulaştım ve 2004 yılının mart ayında iltica başvurumu gerçekleştirdim.

Başvuru yaptıktan sonraki süreç nasıl işledi?

5 yılın sonunda terk kararı verildi.“

Benim için esas süreç ve zorluklar başvuru itibariyle başladı. Başvuru kampında iki hafta kaldıktan sonra yol ifadem alındı. Bir süre sonra da transfer edilip Solothurn’da bulunan bir kampa yerleştirildim. Buraya kadar her şey yolunda görünüyordu. Bu süreç boyunca Türkiye’de hakkımda açılmış davalardan ve üzerime atılı suçlamalardan tam anlamı ile haberdar değildim. İkinci mahkemeye 1 yılın sonunda çıktım. Elimde olan belgeleri sundum ancak hikayemi inandırıcı bulmadılar. Daha sonra ailem aracılığıyla ulaştığım belgelerde, imza eksikliği ya da soy ismimin yanlış yazılması gibi hatalar yüzünden ifadem boşa çıkarıldı. Bu süreçte hayli uzadı. 5 yılın sonunda verdiğim belgeler ile ifademin doğruluğu araştırılmadan hakkımda terk kararı verildi. İlticamdan sorumlu olan heyet Türkiye’de herhangi bir sorunum olmadığını, geri dönmemde bir sakınca olmadığını belirtti. Bu benim hikayemin en önemli noktası aslında. Bu heyetin verdiği haksız karar 15 yıldır beklememin esas sebebi.

Terk aldıktan sonra üst mahkemeye itiraz ettik ama N kimliğim elimden alındı. Sadece burada kalabileceğime dair bir kâğıt verildi bana. Bu kâğıt bile polisin ilk defa karşılaştığı bir şey olduğu için çok fazla sıkıntı yaşadım. N kimliğim alındıktan sonra kamp ve sosyal ile olan ilişkim de kesildi.

“İtiraz ettim, üst mahkeme, ciddi bir hata yapıldığını onayladı.“

2010 yılında Türkiye’de arandığıma dair başka belgeler de çıktı. Netlik kazandı ama dediğim gibi daha önce imkanlarım olmadığı için bu belgelere ulaşamamıştım. Üzerime verilmiş bazı ifadeler doğrultusunda hakkımda görülen birçok dava olduğunu öğrendik. Neredeyse bu risklere rağmen ülkeye geri gönderilecektim. 2012’de üst mahkeme kararı çıktı. İtirazım kabul edildi ve bu şartlar altında ülkeme geri dönmemin ve sağlıklı bir yaşam sürdürmemin mümkün olmadığı, araştırma yapılmadan terk verdiği için alt mahkemenin ciddi bir hata yaptığı beyan edildi.

Hatasını kabul eden alt mahkeme ise bu defa beni sakıncalı buldukları için ülkelerinde kalmama onay vermediklerini belirterek üst mahkemeye itirazda bulundu. Kısa bir süre önce ülkeme dönmemde sakınca görmeyen heyet bu defa da beni sakıncalı görerek ülkelerinden gitmemi istiyordu. Bu noktadan sonra ilticam deyim yerindeyse kilitlendi. N kimlik için tekrar başvurdum.  İki yıl sonra N kimlik aldım.

Bu süreçte ne gibi zorluklar yaşadınız? İş, sağlık ve eğitim gibi olanaklardan faydalandınız mı?

Toplamda 5 yıl kampta kaldım. Kamp koşulları çok zorlayıcı. Benim sürecim normalden uzun olduğu için daha fazla maruz kaldım bu zorluklara. Hep en azı ile, en kötüsü ile idare etme üzerine kurulu bir yaşam şekli. Kamp sürecinde verilen paralar bir insanın kendi temel ihtiyaçlarını karşılaması için bile yeterli değil. Benim kaldığım kampta 200 civarında insan yaşıyordu. Aynı odada onlarca insan beraber kalıyorduk. Genelde herkeste yaşam koşullarının vermiş olduğu bir gerginlik oluyor. Zaten terk kararından sonra kamp ile olan ilişkim de kesildi.

İş bulmam iki yıl sürdü ve aradaki bu iki yılda da epey zorluk çektim. Çünkü bana hiçbir yardım yapılmadı. Daha önce iş talebim oldu, meslek öğrenmek istediğimi bildirdim ancak kabul edilmedi. Durumum özgün olduğu için diğer ilticacıların faydalandığı birçok imkândan da faydalanamadım. Bir süre kendi arkadaşlarımda kaldım. Daha sonra bir restoranda iş buldum ve orada kaldım. İş bulduktan sonra sosyalden hiçbir yardım almadan kendi çabalarımla hayatımı idame ettirdim.

“Bir ay önce kalp krizi geçirdim“

Bir ay önce kalp krizi geçirdim ve şu an çalışacak durumda olmadığım için ilk defa sosyale başvurdum. Kamp sürecinde bir sağlık problemi yaşamamıştım, sonrasında baş gösteren rahatsızlıklarım için de sağlık sigortamı kendim yatırdım.

Eğitim anlamında da bir yardım almadım kendi imkanlarımla bulduğum dil kursuna gittim. Yardımcı olmayacaklarını anladıktan sonra da zaten bir daha böyle taleplerde bulunmadım.

Hep hayal kırıklıkları yaşadınız…

www.haberpodium.ch. İsviçre gündemi, haberpodium, isvicre vatandasligi, isvicre haberleri

15 yıl çok uzun bir süre. Karar veremedikleri şeyin benim hayatım olduğunu hiç görmediler. Her ne kadar yansıtmasam da psikolojik olarak çok yıpratıcı bir süreç. Bana bakış açıları, ithamları ve hayatımı hiçe saymaları insani değil. Onlar benim önüme engel koydukça ben gayret ettim, çalıştım. Ve hala sürecim devam ediyor. Yaşamım tam anlamıyla askıya alınmış gibi. Her an tekrar terk kararı çıkacağı kaygısı ile diken üstündeyim. 15 yıl boyunca belirsizlikler ve insani olmayan muameleler ile yaşayınca, bir düzen kurmak, yaşam kurmak bile uzak bir ihtimal gibi geliyor. Kendi ülkemde yaşadığım baskılardan kurtulmaya çalışıp bir yaşam kurmak amacıyla buraya gelmişken, başka zorlukların içine düşmek başlı başına bir hayal kırıklığı.

Şu an davanızla ilgili güncel durum nedir?

Şubat ayında SEM’in kararı bildirildi bana. Dosyamın artık sonuçlandırılmasına karar vermişler. Yani aslında oturum almam gerektiğini kararlaştırmışlar ancak şimdi de alacağım kimliğin kategorisine karar veremedikleri için beklemekteyim. Avukatımın bana aktardığı, F kimlik verilebileceği. 3 hafta önce bir mektup daha yazdık, ona da henüz yanıt gelmedi. 15 yıldır olduğu gibi hala beklemekteyim.

Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Çok hakim olmamakla birlikte, ilticacıların oluşturduğu “N Kimlik İnisiyatifi” isimli bir kolektiften haberdarım. Yaşadıkları sorunları dayanışma ile çözmeye çalışmalarını çok önemli buluyorum ve desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum.

 

*İsim saklı tutulmuştur.

 

Hazırlayan: Gülüzar Tekin

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı