Meral Acar

Ergenlerde kaygı bozukluğunu nasıl anlarız?

Meral Acar, www.haberpodium.ch

Dr. Meral Acar

Çocuk, Ergen, Aile Psikoloğu ve Danışmanı

acarmeral@googlemail.com

 

 

Ergenlik insan ömrünün gelişiminin normal bir süreci iken, beyin bu dönemde farklı çalışmaktadır.

Ergenlik dönemindeki beyin henüz erişkin dönemindeki beynin olgunluk düzeyine erişmemiştir. Beyindeki bazı merkezler henüz gelişmemiş, az gelişmiş veya gelişme sürecindedir. Bu dönemde gözlemlediğimiz ergenlerin davranışları genellikle fevri ve impulsiv iken, davranışların nasıl sonuçlanacağı hakkında değerlendirme yetisi zayıftır. Tabii bu çok anormal boyutlarda değildir. Bir yetişkin gibi, “bunu yaparsam sonunda bunlar başıma gelebilir“ gibi bir muhakeme yetkinliğini kısmen idrak edebilirler. Fakat detayları ile bir durumu değerlendirme ve olabilecek sonuçları, “başıma şunlar gelir“ gibi değerlendirme davranışı henüz tam olgunlaşmamıştır. Bu yüzden ani karar verirlerken, tehlike durumlarına da açıktırlar.

Rehber olmak gerekir

Anne, baba ve eğitimciler olarak ergenleri bu gibi durumlardan korumakla beraber, aynı zamanda onların bireysel gelişimlerini engel olmadan, onlara rehber olmak gerekir.

Çoğu anne-babanın düştüğü hata, ergen çocuğu sıkı kontrol altına alarak aşırı koruyucu yaklaşımlar içinde bulunmaktır. Bu yaklaşımı bir dereceye kadar normal kabul ediyoruz. Bu dönemde ergen aynı zamanda ayrı bir birey olma çabası vermektedir ki, bu onlardan beklenen sağlıklı bir süreçtir.

Nihayetinde ergen çocuktan beklediğimiz, kendi ayakları üzerinde durabilen, sağlıklı bir birey olmasıdır. Aşırı koruyucu yaklaşım ergenlerdeki gelişime engel olabileceği gibi, çocuğun kendini koruma davranışlarını öğrenmesine de engel olabilir. Dolayısıyla ergenlerin yapmış oldukları davranışlara aşırı sert eleştirilerle yaklaşılmamalı, yapıcı geri bildirimlerle onların gelişimlerine katkı sağlanmalıdır.

Ergenin kendini en yakın hissettiği ailesinden, anne ve babasından duyacağı övgüler, kritiklerden çok daha etkili olacaktır. Doğru yaplan davranışları olması gereken davranışlar şeklinde algılayan anne baba, bunları dillendirmezse, çocuk ailesinden saklı olarak beklediği `kabul görme` duygusuna sahip olmayabilir. Bu durumda ergen, evde sürekli eleştirilen olursa, kendisini kabul eden kişileri dışarda aramaya koyulabilir. Sonuç olarak ergenin aileden yavaş yavaş uzaklaşması sözkonusu olabilir.

Aşırı hoş görülü olmak da zarar verebilir

Aşırı koruyucu anne-baba yaklaşımlarının yanı sıra aşırı hoş görülü anne-baba yaklaşımları da ergen çocukların gelişim dönemlerini hemen hemen aynı derece olumsuz yönde etkileyebilir.

Aşırı hoşgörülü anne-baba yaklaşımlarında, örneğin ergen çocuğun geç vakitte uyuması durumunda, özellikle de gece uykusunda onun büyüme hormanlarının salgılanmasını engelleyeceği için, fiziksel gelişim açısından olumsuzluklara sebep olur. Günümüz teknolojisinin getirdiği bilgisayarlar, cep telefonları, arkadaşları ile kolaylıkla ve rahatlıkla her daim iletişimde olma durumlarını da olumsuzluk yaratan ektenler olarak sıralayabiliriz. Bu durumda çocuklara baskı yerine, onlara durumu uygun dilde anlatarak yön vermek, rehber olmaya çalışmak daha doğru bir yaklaşım olacaktır.

Kaygı bozuklukları

Ergenlik döneminde en sık rastladığımız problemler arasında genellikle kaygı bozukluklarını görüyoruz. Kaygı aslında normal kişilerde olan ve hatta olması gereken bir duygudur. Bir işe başlamada motivasyonun sağlanması ve devamının getirilmesi,işini başarı ile sonuçlandırılması kaygı ile mümkündür.Bu kaygı durumu yetişkinlerde olduğu gibi ergenlerde de mevcuttur. Ancak kaygının derecesi artarsa bu başarıya engel olabilir, hatta sorun haline gelebilir.

isvicre'de is kurma, isvicre'de evlenme, Isvicre'e oturum hakki, isvicre'de iltica, isvicre egitim sistemi, www.haberpodium.ch. İsviçre gündemi, haberpodium, isvicre vatandasligi, isvicre haberleri, isvicre gezi rehberi, isvicre'de nereler gezilir

Genel anlamda kaygı bozukluğunu, hayatın her alanında, geçmiş olaylara ve gelecek olaylara karşı endişe duyma hali olarak kabul ederiz. Bir örnek verecek olursak; gelecek endişesi taşıyan 13 yaşındaki ergen çocuğun bir akrabasında engelli bir kuzeni varsa, “acaba ileride evlendiğimde benim çocuğum da engelli olur mu?“ kaygısını gösterebilecek kadar ileriye gidebilir, uzun vadeli düşüncelere ve endişelere kapılması mümkün olabilir.

Bu problem ergenin hayatının her alandaki performansını etkileyebilirken, onun okul başarısına, sosyal çevresine ve sosyal ilişkilerine de yansır. Bu durumda ergen çocuk içe dönebilir ve içinde yaşadığı toplumdan kendisini uzaklaştırabilir. Bu etkenler dikkate alınmadığı taktirde, sosyal ve duygusal problemler derinleşebilir.

Bu durumda depresyon gibi sorunlar bile yaşanabilir.

Anne-babalar kendilerini geliştirmelidirler

Ergenlik döneminde çocuğun evindeki düzen ve huzur çok önemli olacağından, anne ve babaların evdeki yaşam düzenine özen göstermeleri gerekmektedir.  Aile içi sorunlar bu dönemdeki çocukları çok daha fazla etkileyeceğinden, sorunlar üzerinde durulmalı, onlara nasıl destek olunacağı konusunda anne-babalar kendilerini geliştirmelidirler.

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı