Ergenlik döneminde iletişim; Beni Anlıyor musun? sorusuna kulak verelim
Dr. Meral Acar
Çocuk, Ergen, Aile Psikoloğu ve Danışmanı
Bir anne-babanın belki de en çok zorlandığı dönemin ergenlik dönemi olduğunu söyleyebiliriz. Bu dönemde rol oynayan biyolojik, sosyolojik ve psikilojik faktörlerin gelişimi, bu etkilerin çok hızlı ve çok değişken olması bu dönemi daha da hasas ve karmaşık hale getirmektedir.
Anne-babaların bu dönemde çocuklarına yardımcı olabilmeleri için öncelikle ergenlik dönemini bilmeleri ve anlamaları gerekmektedir.
Gerçekten de, daha düne kadar anne ve babasının yanında oynayan, onlardan ayrılmak istemeyen çocuk bir süre sonra onları görmek bile istemez, özgürleşmek ister.
Çocuklar bu dönemde hem biyolojik, hem psikolojik hem de sosyolojik olarak değişim içindedirler. Önceden uyguladığımız ödül, disiplin yöntemlerimiz artık işe yaramaz. Önceden takındığımız tutum ve davranışlar ters tepebilir.
Çocuğunuzu tanıyın
Ergenin duyguları ve düşünceleri günde birkaç kez değişiklik gösterebilir. Peki bu durumda anne – babalar ne yapmalı? Nelere dikkat etmeli?
Öncelikle ebeveynlerin çocuklarını tanımaları; onların nelerden hoşlanıp hoşlanmadıkları, neleri sevip sevmedikleri ile ilgili fikir edinmeleri faydalı olacaktır. Çocuğunu tanıyan ebeveynler, ailede disiplin kurallarını koymada ve aile içi iletişimde çok daha iyi ortamlar oluşturabilirler.
Ergenlik dönemindeki çocuklara düzenlenen anketlerde, “Anne ve babanız sizi anlıyor mu?“ sorusuna alınan cevap %90 oranında “Hayır“ olmuş. Bu durum ebeveynlere daha çok iş düştüğünü gösteriyor. Tabii burada ebeveynler, “ergenlerin de kendilerini yeterince anlatamadıkları“ gibi karşı bir argümanla kendilerini savunabilirler.
Her durumda ergenlerin dünyalarını anlamamız önemli. Çünkü bu dönemde ergen; duygusal karmaşa, duygusal yoğunluk, soyut düşünce, arkadaş ilişkilerinde değişiklik, sosyal farklılık, sorumluluklarda artış gibi oldukça karmaşık bir ruh hali içindedir. Ergen için arkadaş çevresi, sosyal medya, internet, rol modeller, arkadaşları ile birlikte katılınılan aktiviteler ebevenin sunacaklarından daha önemlidir artık.
Anne ve babalar bu dönemi çok önemsemelidirler. Bu dönemde çocukta görülen değişikliklerin ciddiye alınması, “Daha küçük, büyünce geçer“ gibi yaklaşımlarla durumun küçümsenmesi, gelişim aşamasında sorunlara yol açabilir.
Artık bir arkadaş grubu var
Çoğu anne – babalardan aldığımız şu sorularlarla sıkça karşılaşıyoruz; “Çocuğumun bir arkadaş grubu var, çocuğumuzu istemediğimiz taraflara çekiyorlar. Kötü alışkanlıklar ediniyor (örneğin sigara içmek gibi) Bunu görüyoruz, ama çocuğumuza nasıl yaklaşacağımızı bilemiyoruz?“
Bu gibi durumlarda çocuğunuzun arkadaşlarını eleştirmeyin.
Anne-baba ergenin arkadaşlarını eleştirdiği anda, ergen çocuk onları savunmaya geçer ve arkadaşlarına yapılan eleştiriyi kendine yapılmış sayar. Burada ebeveynler, çocuğunun arkadaşları yerine onun arkadaşları ile olan ilişkilerini konuşabilir, normal bir ilişkinin nasıl olması gerektiği ile ilgili düşüncelerini aktarabilirler.
Çocuğunuzdan beklentilerinizi anlatırken olumsuz olan davranışlar değil de olumlu davranışlar öne çıkarılarak konuşulursa, dikkati olumlu davranışlara yöneltmiş olursunuz.
Bununla birlikte, ergen çocuğa sunulacak olan spor, sanat ve sosyal etkinliklerla onları istenilmeyen ortamlardan uzaklaştırmak ve boş zamanlarını güzel planlayabileceği imkanlar sağlayarak yönlendirmek daha daha iyi olur.
Aile ortamının önemi
Ergenlerde; kimi zaman meydan okuma, kendini ispat etme, kendi kimliğini ortaya koyma çabası görülebilir. Bu durumda da hiç yapmadıkları hataları yapabilirler. Aile ortamının huzurlu olması, anne – babanın çocuğuna yakın olması, çocuğun severek eve gelmesi ve kendini mutlu hissetmesi, bu dönemde olabilecek birçok problemi azaltabilir. Ailede bu yakınlığı ve huzuru bulamayan çocuk, kendini daha iyi ve güvende hissedebileceği ortam arayışına yönelir.
Bu ortamlar farklı arkadaş grupları olabileceği gibi, internetteki sanal ortamlar da olabilir.
Çoğu ergen, ki bunu aslında yetişkinler için de söyleyebiliriz, eleştiriyi kabul etmez. Onlara eleştiriden çok, neleri iyi yaptıysa onları konuşmak, abartılı olmadan onları övmek çok daha yapıcı ve güven verici olacaktır. Akranları ile kıyaslama yapmak, onların davranışları ve konuşmaları ile ilgili şakalar yapmak kişiliklerinin gelişiminde zedeleyici etkiler yaratırken, “kendini değersiz hissetme“ duygusunun gelişmesine de vesile olabilir. Bu da, ergenin içine kapanık bir kişilik olması sonucunu doğurabilir.
Ebeveynlere önerimiz; ergenlik dönemini yaşayan çocuğuzla iletişimde yapıcı, destekleyici ve güven verici yaklaşımlarda bulunmaları, ailede ergen çocuğun seçebileceği aktivitelerle beraber mutlu ve huzurlu vakit geçirmeleridir.