İsviçreisviçre

İsviçreli gözlemci seçim bürosundan kovuldu

Avrupa Parlamentosu tarafından seçim gözlemcisi olarak Türkiye'ye gönderilen SP’li Federal Meclis üyesi Pierre-Alain Fridez Ankara'da hakarete uğrayarak seçim bürosundan kovuldu.

Konuyla ilgili olarak Tages Anzeiger’a demeç veren Pierre-Alain Fridez olayın Pazar günü, Ankara’da bulunan bir seçim bürosunda meydana geldiğini açıkladı.

SP’li Milletvekili Pierre-Alain Fridez ile Fransız Ulusal Meclisi’nin bir üyesi, bir seçim ofisinde gözlemci olma talebinde bulundu. Avrupa Konseyi’nin resmi seçim gözlemcisi olduklarını belirten milletvekilleri Türk yetkililere akreditasyonlarını gösterdiler. Fridez’in ifadelerine göre, seçim merkezine vardıklarında kendisi ve Fransız mesklektaşı burada davetsiz misafir oldukları gerekçesi ile hakarete uğradılar ve seçim bürosundan kovuldular.

Fridez, “Avrupa Konseyi için bir seçim gözlemcisi olarak yirmi kez görevde bulundum, bu yüzden çok şey gördüm ve hiç böyle bir şey başıma gelmedi. Pazar günü Ankara’da çeşitli sandıkları da ziyaret ettim ve hiçbir yerde erişim sorunu yaşamadım” diyor.

Fridez’in ifadelerine göre, kendisini ve meslektaşını tehdit edip kovanlar AKP’nin temsilcileriydi.

Seçim gününde ciddi bir suistimal tespit edemediklerini belirten Pierre-Alain Fridez, seçimlerden önceki günlerde onlarca gazetecinin eleştirel yazıları veya yorumları nedeniyle yargıyla sorunlar yaşadığına ve görevlerini yapmalarının engellendiğine dikkat çekiyor.

Pierre-Alain Fridez’e göre, seçim sonuçlarının seçim büroları tarafından iletilmesi şeffaf değildi. Bu nedenle sonuçların yayınlanması koordinasyonsuz bir şekilde oldu.

Daha önce Beyaz Rusya’da da seçim gözlemcisi olarak görev alan Fridez, “Muhtemelen bunun arkasında siyasi bir hesap var” şüphesini taşıyor.

Laurin Hoppler da gözlemciydi

Fridez, Ankara’daki seçim sürecini gözlemlerken, Basel-Stadt meclis üyesi Laurin Hoppler da (Yeşiller), Van’daydı. Hoppler ve beraberindeki Baselli siyasetçiler Yeşiller ve Sol Parti tarafından davet edildiler.

Laurin Hoppler, sandıkların kurulu olduğu okulların önünde sürekli olarak silahlı askerlerin konuşlandığını belirtiyor.

Askeri varlığın alışılmadık olduğunu dile getiren Hoppler, bazı köylerde seçimlerin olması gerektiği gibi gitmediğine dair söylentiler dolaşmasına rağmen Van’daki seçimlerin sessiz ve düzenli geçtiğini vurguluyor.

Avrupa Konseyi, seçim gözlemcileri tarafından hazırlanan bir raporu önümüzdeki günlerde görüşecek ve büyük olasılıkla SP’li Pierre-Alain Fridez’i seçim gözlemcisi olarak yeniden Türkiye’ye gönderecek.

Laurin Hoppler’in yeniden gidip gitmeyeceği ise henüz belli değil.

Alman gözlemciler de engellendi

Alman haber dergisi Der Spiegel da, Alman seçim gözlemcilerinin görevlerini yapmalarının engellendiğini aktarıyor. Buna göre Alman partisi Die Linke’den bir gözlemci heyetin seçim ofisine girmeleri silahlı polis memurları tarafından engellendi.

Michael Link’ten eleştiri

Türkiye’de yapılan seçimleri takip eden Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı (AGİT) ile Avrupa Birliği (AB) Konseyi gözlemcilerinin koordinatörü Michael Link, 14 Mayıs’ta gerçekleştirilen milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde parti ve adayların medyada eşit ölçütlerde yer almamasını eleştirdi.

Cumhurbaşkanı adaylarından hiçbirinin yüzde 50’nin üzerinde oy alamaması nedeniyle 28 Mayıs’ta tekrarlanacak seçimleri de izleyeceklerini kaydeden Alman siyasetçi Link, 28 Mayıs’ta Recep Tayyip Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun yarışacağı ikinci tur cumhurbaşkanlığı seçiminde adaylar arasında fırsat eşitliğinin sağlanması çağrısında bulundu.

Link, Almanya’da yayınlanan Tagesspiegel gazetesine verdiği demeçte, Hükümet tarafının ilk tur öncesinde medyada çok daha fazla görünür olduğunu ve bu “hatanın” tekrarlanmaması gerektiğini dile getirdi.

Seçimin ilk turunda bazı usulsüzlükler yaşandığını, ancak bunların seçim gününden çok seçim kampanyası esnasında görüldüğünü ifade eden Michael Link, “Bu seçim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın medyada çok baskın bir üstünlükle yer almasıyla karakterize oldu. Muhalefetin adayı Kemal Kılıçdaroğlu ise basında görünmekte büyük problemler yaşadı. Göründüğü zaman da çoğunlukla bu olumsuz haberlerle oldu” dedi.

“YSK’nın sonuçları açıklama biçimi değişmeli“

Koordinasyonunu yaptığı gözlemci heyetinin, oyların sayılmasında, “manipülasyon ya da sahtecilik” anlamında bir yanlışa şahit olmadığını belirten Link, diğer yandan Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK), “hiç şeffaf olmayan sonuçları açıklama biçiminin” değişmesi gerektiğini vurguladı.

Alman ZDF televizyonunda Pazartesi akşamı yayınlanan “heute journal” isimli haber programına da katılan Michael Link, burada yaptığı açıklamada da, “Türkiye’de kökleri çok derin olan bir demokrasi duygusu ve bu duyguyu gerçek anlamda yaşama hissi var” diyerek, “Bu durum Türkiye’yi demokrasi açısından Rusya ve Belarus gibi, gerçekten hileli seçimlerin olduğu devletlerden açıkça ayırıyor” ifadelerini kullandı.

AGİT, kendi görev tanımına göre seçim süreçlerini “Ne derecede eşitlik, evrensellik, siyasi çoğulculuk, güven, şeffaflık ve hesap verilebilirlik ile geçildiğini ve temel özgürlüklere ne ölçüde saygı gösterildiğini değerlendirmek için” takip ediyor.

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı