İsviçreisviçreKültür-Sanat

Kocaay kardeşlerle klasik müzik ve opera üzerine

Klasik müzik ve opera dallarında önemli başarılara imza atmış olan iki sanatçı kardeş Canan Kocaay-Çamurtaş ve Alpcan Kocaay. Müzisyen bir ailede doğan Kocaay kardeşlerin anneleri Ankara Devlet Opera ve Balesi solist sanatçılarından Gülşah Kocaay.

Aldıkları temel eğitimlerle başarılara imza atan Kocaay kardeşlerin geçtiğimiz günlerde Winterthur’da Opera konserleri vardı. “Faszination Oper“ ismiyle verilen konserde, Kocaay kardeşlerin yanısıra Nicholas Scarpianti, SabIbe Abt ve Caroline Dorn isimli sanatçılar da yer aldı.

Farklı kesimlerden sanat severlerin katıldığı bu Opera gösterisi 1, 5 saat süresince ilgiyle izlendi. Konserde Schubert, Verdi, Mozart, Tschaikowsky, Rossini, Ada, Gounot gibi ünlü bestecilerin eserleri seslendirildi.

 

 

 

 

 

 

Konser sonrası buluştuğumuz Kocaay kardeşlerle çalışmaları hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik.

Canan Kocaay-Çamurtaş yıllarca yurtdışında eğitim aldı ve çoğunluğu yurtdışı olmak üzere bir çok konsere imza attı. Abi Kocaay ise dönem dönem yurtdışında konserler vermenin yanısıra, çalışmalarını daha çok Türkiye’de sürdürüyor.

Kocaay kardeşlerle yurdışında ve Türkiye’de sanat yapmanın zorluklarını konuştuk.

Konuyla ilgili olarak sözü Alpcan Kocaay alıyor ve Türkiye’de sanatla ilgili yaşanan kaygıları şöyle dile getiriyor: “Sanat camiası olarak önümüzdeki yıl için Hükümet’in hakkımızda vereceği bir kararı bekliyoruz. Kararname olarak çıkacak olan bu yeni düzenleme ile, 11 kişinin oluşturduğu bir denetleme grubunun Türkiye’deki tüm sanatsal faaliyetleri kontrol etmesi söz konusu. Bu 11 kişilik grup bakanlar ve Başbakan tarafından atanacak. Bu kabul edilirse sanata çok büyük bir neşter vurulmuş olacak. Türkiye’de şu an itibarı ile Ankara, İstanbul, İzmir, Mersin, Antalya ve Samsun olmak üzere 6 Devlet Opera Balesi var. Bu kurumlar elinden gelenin fazlasını yaparak halka hizmet vermek için çabalıyor. Bu kurumlar zamanında çok zor şartlarda açılmış kurumlar. Sayıları azaldığında, bu kurumlar yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaklardır ve sanat kurumlarının tamamı bu durumdan etkilenecektir. Belediye ve şehir tiyatrolarını bile kapsayacak bu durum.“

Yaşanan bu zorluklardan yola çıkarak çalışmalarınızı yurdışında sürdürmeyi düşündünüz mü hiç?

Evet düşündüm. Türkiye’de sanat yapmak çok zor. Aslında yurt dışındaki sanat ile Türkiye’de ki sanat arasında kalite olarak pek fark yok. Bazı arkadaşlarım çalışmalarını sürdürmek için Almanya’ya geldiler. Türkye’de 6 şehirde opera var, Almanya da ise sadece bir şehirde 6 opera var. Almanya’da kendilerini dinletip çok iyi operalarda çalışıyorlar. İzleyici ve dinleyici potansiyeli de çok fazla burada. Örneğin Zürich Operası’nın birkaç temsiline gittim burada ve hiç boş yer görmedim. Hep dolu… Burada haftanın 6 günü temsiller var.

Canan Kocaay-Çamurtaş ise çalışmalarında daha çok buraya endekslenmiş ve burada var olan çalışma koşullarının daha rahat olduğunu ifade ediyor.

Kocaay-Çamurtaş şu sıra Winterthur’da ailelere ve çocuklara yönelik bazı müzik kursları veriyor. Daha çok çocukların sosyal gelişimleri üzerine kurulu olan bu kurslarda müziğin yanısıra çocuklara müzik enstrümanları da tanıtılıyor.

Kocaay-Çamurtaş: “Verdiğimiz kurslar daha çok müzikli oyunlara dayalı. Konsept olarak; çocuk 2 haftada bir en temel müzik enstrümanları ile tanışıyor. Bir hafta boyunca kemanı görüyor, dinliyor, bakıyor, çalmaya çalışıyor. Diğer bir hafta başka bir enstumanla tanışıyor. Burada ki asıl amacımız çocuklara klasik müziğin temel enstrümanlarını tanıtmak.“ diyor ve son olarak şu tavsiyelerde bulnuyor;

“Çocuğun gelişiminde anne ve babalara çok büyük görevler düşüyor Anne ile çocuğun birlikte geldiği okul gruplarımız var. Anneleler 6 aylık bebeklerle geliyorlar bize ve çocukta çok farklı bir sosyal ilgi gelişiyor. Bu kursları çocuğun müzisyen olmaları için değil, daha çok  çocuğunun sağlıklı gelişmesi için tavsiye ediyorum.  Ayrıca İsviçre’de maddi olarak çocuklara destek sunan müzik okulları var. Çocuğun müziğe ilgisi anlaşıldığında bazı kurs ücretleri üstlenilebiliyor. O yüzden bütün anne babalara en büyük tavsiyem küçük yaştan itibaren çocuklarını müziğe yönlendirmeleri. İsviçre’de her köyde, her şehirde müzik okulları ve konservatuarlar var. İlgilenenler sekreterliklerden müzik eğitimleriyle ilgili bilgi edinebilirler.“

CANAN KOCAAY-ÇAMURTAŞ

 

 

 

 

 

 

 

Canan Kocaay-Çamurtaş 1997 yılında Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuarı’ndan okul ve bölüm birincisi olarak mezun oldu.

Aldığı özel bir burs ile Moskova Tschaikowsky Devlet Konservatuarı’na başlayan Kocaay-Çamurtaş, 2000 yılında bu kurumdan doktora derecesini almaya hak kazandı.

Çalışmalarını daha sonra Paris’te sürdüren sanatçı, buradan “6eme Süperieur Enseignement“ ve “6eme Süperieur Execution“ diplomalarını aldı. Bir süre sonra piyano eğitimine Zürich Konservatuvarı’nda başlayan Kocaay-Çamurtaş, bu kurumdan solistlik diplomasi alarak mezun oldu.

Rusya, Fransa, Almanya, Avusturya, İsviçre, Türkiye ve Güney Afrika’da konserler veren ve birçok yarışmada ödüller de alan sanatçı, her yıl Eylül ayında İsviçre, St. Moritz’ de düzenlenen Uluslararası Piyano Ustalık Sınıfı’nda asistan olarak dersler vermekte ve 2000 yılından bu yana Winterthur’da bulunan Zürcher Hochschule der Kunste’de öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır.

Aynı zamanda Winterthur Konservatuarı’nda temel olarak piyano ve müzik kursları da veren Kocaay-Çamurtaş, daha çok çocuklara yönelik eğitimler sunuyor.

Canan Kocaay-Çamurtaş Türkçe’nin yanısıra, iyi derecede Almanca, İngilizce, Fransızca ve Rusça da bilmektedir. Müzik alanındaki repertuarının çok geniş olduğunu söyleyen Kocaay-Çamurtaş, bir piyano sanatçısı olarak hedefinin kendi repertuarına yeni eserler katmak ve bu repertuarları çalıp icra etmek olduğunu aktarıyor.

Bir diğer projesinin de küçük çocuklarla müzik yapmak olduğunu ifade eden sanatçı, müziğin evrensel dilini konserlerine yansıtmak istediğini ifade ediyor.

ALPCAN KOCAAY

Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuarı’nda Opera-Şan eğitimi alan Alpcan Kocaay, 1995-2012 yılları arasında Uluslararası Aspendos, Side ve İstanbul Opera festivallerinde sahne aldı.

Kocaay’ ın görev aldığı belli başlı eserler şunlar;

La Traviata (Dr. Granville), Arşın Mal Alan (Sultanbey), Elisir Damore (Dulcamara), La Boheme (Colline), Midas’ın Kulakları (Heykelcibaşı), Die Entführung aus dem Serail (Osmin), Il Barbiere Di Seviglia (Don Basilio), Fiddler on the Roof (Tevye), Ali Baba ve 40 Haramiler (Haramibaşı), Tosca (Sagrestano), Cem Sultan (Fransa Kralı), Luisa Miller (Walter), Rigoletto (Sparafucile).

Alpcan Kocaay çalışmalarına Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde solist sanatçısı olarak devam ediyor.

 

AYDIN YILDIRIM / WiNTERTHUR

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı