Mehmet Meral

Pandeminin bizlere öğrettikleri üzerine

Mehmet Meral

Mehmet Meral

lic. phil. Psychologe FSP

Systemischer Therapeut

mehmetmeral@gmx.ch 

 

 

 

2020 yılının başlarında Çin’in Wuhan eyaletinden Cavid 19 epidemisi ile gelen resimlere bir çoğumuz bunun pandemiye dönüşeceğini tahmin edememiştik. Her şey medya üzerinden sunulan Wuhan’a dair ilk resimler ve haberlerle başladı. 11 milyonluk Wuhan kenti dış dünya ile bağları koparılmış hayalet bir şehre dönüşünce son yıllarda ekosistemi bozulmuş dünyada kaçınılmaz bir son gibi algılandı. Kentin giriş ve çıkışlarına döşenen beton duvarlar ordunun devreye sokulması, kıpırdayan her şeyi sanki “vur emri” verilmiş şekilde sunulmasını hem abartılı hem de gerçek dışı gibi algılamıştım. Komplo teorilerine de fazla itibar edemeyeceğimiz bir süreçten geçiyoruz. Aynı komplo teorileri aşılar üzerinde de sosyal medya üzerinden zihinlerin karmaşık hale gelmesine hizmet etmekten öteye gitmemektedir.

Covid 19 bizlere ne getirdi bizlerden ne götürdü?

Psikoloji

Dışarı çıkma yasağı ile beraber insanların evlerinde kalmaları birbirlerine daha fazla zaman ayırmaları ve birbirileriyle yakınlaşmalarına sebep oldu diyebiliriz. İnsanlar nasıl bir hayat istediklerini daha çok bilince çıkarma çabasına girerek kendileri için daha değerli olan her şeyle temas kurmaya başladılar. Gelişmiş teknoloji ile görüntülü görüşmeler birbiriyle daha yakından ilgilenmeler, eksilmiş ilişkileri tamamladı sanki ve insanlarda bir sosyal ilişkilerde yeni bir durum yarattı. Her gün gelen rakamlar somut olarak bir şey ifade etmese de bazıları için ölümün bu kadar yakınımızda olması duygusu bu alemde yerimizin önemini ve anlamını daha çok hatırlattı. Özellikle yakınlarını kaybedenler açısından bu farkındalık daha da yüksektir. Geride kalanlara düşünme, hissetme ve öldükten sonra hiçbir şeyin anlamı olmadığını hatırlatması, yaşamın aslında ne kadar kısa olduğunu ve her an bitebilecek bir gerçeklik olarak geldi. Bastırılan ölüm korkusu her geçen gün rakamlarla sunulan bilgilerle ve doğrudan tanıdığı insanların aramızdan ayrılıp gitmesiyle beraber görünür ve dokunulur hale geldi.

Geride kalanlar bu zor durumla yüzleştiklerinde kendi yaptıkları ve yaşadıklarıyla yüzleşme imkânı buluyorlar. Covid19 yaşam tarzımızı kökten etkiledi. Eski alışkanlıklarımızı, eski tüketim anlayışımızı yeniden gözden geçirmemizi temelden değiştirdi diyebiliriz.

Covid19 ekosistemi bozan her şeyin temeline insanın tüketimine sunulan fütursuz üretimi koyarak kendi oturduğu gezegeni yok etmek pahasına üstünlük taslamasıyla bizlere gelen bir uyarıdır. Bencil insan evladının kibirli tavrına bir cevaptır.

Pandeminin bireysel ve toplumsal boyutları

Her şeyden önce virüsle yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. En temel anlamda Covid19 virüsü bizleri nasıl yaşamamız gerektiğini konusunda bir sorgulama sürecine soktu. SALGIN tek başına TIBBİ bir mesele değil, aynı zamanda hem SOSYAL bir problemdir. İnsanda ki ruhi boyutuyla en çok bir ankisiyete olarak karşımıza çıkıyor: kaygı ve ölüm korkusu olarak kendini hissettiriyor.

Bir taraftan YASAKLAR ve KISITLAMALAR gelirken, diğer taraftan insanlar ekmeğini kazanmak için işlerine gitmek zorundalar ve çalışmak durumundalar. Bundan dolayı insanlar bir noktasından öteki noktaya ulaşabilmek için metrolara, otobüslere ve kitle ulaşım araçlarına binmek zorundalar. Virüs bir başka boyutuyla ‘ayna’ görevini üstlenmiştir: bizlere nasıl bir toplumda yaşadığımızı gösterdi. Öyle bir kaos yarattı ki, en temel anlamında ‘hayatta kalabilme’ çabasına dönüştü insanların hayatlarında.

Virüsten kaynaklanan kaygı ve stres

Her şeyden evvel yaşanılan kaygı ve stres abartılı olursa bunun en olumsuz etkileri insanın kendi bağışıklık sistemi üzerine olmaktadır. En temel kırılma insanlara verilen bilgilerin eksik ve yanlış olmasıdır. Her hafta yeni bir bilgi veya bulgu virüs üzerine aslında hala ne kadar çok şeyler bilmediğimize delalet olduğundan, insan evladı kendini güvende hissedemiyor. En temel duygu olan korku tamda buralardan besleniyor.

Pandeminin getirdiği kısıtlamaları nasıl lehimize çevirebiliriz?

Covid 19

İnsanlar verilere güvenmiyorlar. Verilerin kaynaklarında güvenmiyorlar. Gerçekdışı bilgiler kaygı düzeyimizi arttırır. Kaygımızın en çok artmasına sebep olan sosyal medya da doğruluğu pek irdelenmeden paylaşılan bilgilerin yanlış olması ve yanıltıcı olmasındandır. Bu nedenle güvenilir kaynaktan bilgiler edinmek önem arz etmektedir. Hastalığı küçümseyerek bana bulaşmaz ya da bana bulaşmaz düşüncesiyle kişisel tedbirleri almamakla ‘kesin beni bulur’ düşüncesi ile hayatı sadece bu hastalıktan ibaretmiş gibi algılamak da işlevsel olmayan kaygı düzeyleridir. Bu durumda şunlara dikkat etmekte fayda var;

  • Sağlıklı olan kaygı düzeyi ise, gereken önlemleri almamız için gerekli motivasyonu sağlamalı, aynı zamanda günlük işlevleri bozmayacak düzeyde olmalıdır.
  • Bu salgına karşı göstermemiz gereken mücadelede beden ve ruh sağlığının bir bütün olduğu unutulmamalıdır. Bedenimizi tehditlerden korumaya yönelik alınacak tedbirlerin yanında, ruh sağlığımızı korumaya yönelik öneriler de oldukça önemlidir.
  • Sadece güvenilir kaynaklardan gündemi takip edin; doruluğu kesin olmayan bilgilerin paylaşımına katkıda bulunmayın.
  • Hobilerinize vakit ayırın. Kitap okuyun, film izleyin, müzik dinleyin, stresten uzak durun, kalabalık ortamlara girmeyin.
  • Öncesinde yeterince vakit bulamadığınız işleriniz ve ilgi alanlarınıza yönelmenin tam zamanı! Evde kalmayı kendinize zaman ayırmak için fırsata dönüştürün.
  • Yeni normal yaşantımızı derinden etkileyen bu serece kendimizi alıştırarak gidişatın kendisine bırakmamız gerekir. Sağlığınıza vakit ayırın. Stres azaltıcı özelliği olan nefes ve gevşeme egzersizleri yapın. Spor yapın, uyku düzeninize dikkat edin, sağlıklı beslenin, bol sıvı tüketin ve kişisel hijyeninize her zamankinden daha fazla dikkat edin.
  • Hareket alanımızın kısıtlandığı bu süreçte evde yapabileceğimiz egzersizleri arttırabiliriz. Yoga ve meditasyon, beden ve zihin sağlığımızı olumlu etkiler. Uygulamalar veya videolardan destek alarak evde yoga ve meditasyon yapabiliriz.
  • Sağlıklı beslenme bağışıklık sistemimizi destekler, bu süreçte sağlıklı gıdalar tüketmeye özen gösterebilir, hazır gıdalar yemekten uzak durunuz.
  • Aynı saatte uyumak ve uyanmak vücudun sirkadyen ritmi içim önemlidir. Yeterli uyku almaya, aynı saatte uyuyup aynı saatte uyanmaya özen gösterelim.

 Covid19 virüsüne yakalanacağım kaygısıyla stres ve kaygı yapmadan, sakin bir duruşla uygulanması gereken ilaçların alınması ve bol bol uyuyarak ve dinlenerek ve bol sıvı tüketerek hekimlerin önerilerini yerine getirmenizi tavsiye ederim.

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı