Yetkililer Çavuşoğlu’nun gerçekleştirmek istediği “Referandum öncesi Halk Buluşması“ isimli programın iptal edilmesi isteminin gerekçesini “güvenlik“ olarak açıkladılar.
Avrupa Türk Demokratlar Birliği – UETD İsviçre tarafından organize edilen toplantının Pazar günü saat 18.00’de Hilton Hoteli’nde yapılması planlanıyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu aynı gün Avusturya ve İsviçre’de görev yapan Konsolos ve Büyükelçiler ile de toplantı düzenleyecek.
Zürich Kantonu Güvenlik Departmanı sözcüsü Urs Grob konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Zürich’te pazar günü için planlanan etkinliğin gerçekleşmemesi için Bern’e bir mektup yolladık” dedi. Grob, büyük çaplı protesto eylemlerin düzenlenmesinden endişe ettiklerini de sözlerine ekledi.
Böylece AKP’nin Avrupa’daki lobi faaliyetlerini organize eden UETD’nin 16 Nisan’da yapılacak olan Anayasa referandumuna ilişkin kampanya çalışmaları Almanya, Avusturya ve Hollanda’dan sonra İsviçre’de de tartışılmaya başlanmış oldu.
Burkhalter’dan güvenlik analizi talebi
Federal yetkililer Zürich Kantonu Güvenlik Departmanı sözcüsü Urs Grob’un düşüncelerini dikkate alıyorlar. Federal Dışişleri Bakanı Burkhalter bundan yola çıkarak, devlet çapında güvenlik sorunlarından görevli kuruma bu durumun analiz edilmesini talep etti. İsviçre devletinin bir sonraki adımı yapılacak olan bu analizi temel alarak atılacak.
İsviçreli politikacıların tepkileri
FDP’li milltvekili Christa Markwalder konuya ilişkin yaptığı açıklamada; “Beni en çok endişelendiren şey, Erdoğan’ın İsviçre’de yaşayan Türkleri etkilemesi“ diyor ve şöyle devam ediyor; “Türkiye yıllardır insan haklarını ayaklar altına alıyor. Hukuk devleti kıstası kısmen devre dışı bırakılırken ülke gitgide kendini antidemoktratik bir rejime büründürüyor.“
“Özel konuşmacı“ önergesi
CVP’li Daniel Fässler 6 ay önce Fedaral Meclis’e bir önerge sundu. Önergede, yurt dışından gelen politik konuşmacıların İsviçre tarafından “Özel konuşmacı“ olarak kabul edilmesini içeriyor.
Fässler: “Son olanlar bize yurtdışından buraya gelip siyasi propaganda yapanların sorun yaratabileceğini gösterdi. Hukuki motifler yaratmak ya da hızlı müdahale olanağı için bu tür önlemlerin alınması iyi olur. Bu önlem sadece ülkenin iç güvenliği için değil, burada yaşayan diasporanın güvenliği için de gerekiyor. Yurtdışında yaşanan siyasi çatışmaları İsviçre’ye taşımak sorun yaratır. Bu tür durumlarda “salon güvenliği sağlanamaz“ gibi söylemler ve bahaneler bir devlete yakışmaz.“
SVP’li Roland Rino Buchel ise İsviçre’nin yabancı propagandalara izin vermemesi gerektiğini ifade ediyor. Buchel: “Bir bakanın buraya sadece propaganda amaçlı gelmesi, konuşma özgürlüğü ve tarafsızlığın sınırına geldiğimizi gösterir. Bu durumda güvenlik riskinin ifade özgürlüğünden daha ağır basması lazım.“ diyor ve Daniel Fässler’in bahsettiği özel izin meselesinin kabul edilmesinin iyi olacağını ifade ediyor.
