B. Nazan Walpoth

Arı sokması ölümcül olabilir mi?

derya ozgul, www.haberpodium.ch,isvicre'de is kurma, isvicre'de evlenme, Isvicre'e oturum hakki, isvicre'de iltica, isvicre egitim sistemi, www.haberpodium.ch. İsviçre gündemi, haberpodium, isvicre vatandasligi, isvicre haberleri, isvicre gezi rehberi, isvicre'de nereler gezilir, isvicre'de corona virus

Doç. Dr. B. Nazan Walpoth

Bern Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi

Kardiyoloji Bölümü Öğretim Üyesi

nazan.walpoth@insel.ch

 

 

Yaz aylarında en sık karşılaştığımız ve en tatsız olaylardan birisi de arı sokmasıdır. En tatlı besin kaynağı üreten arı, bazen kabusumuz olabilir. Arı sokmasından sonra sistemik reaksiyon gösteren kişiler, tekrarlayan bir sokma durumunda genel olarak çok ağır bir sistemik alerji tablosu (anaflaksi) sonucu gelişen ölüm riski altında kalabilirler. Bu kişilerin Adrenalin-Enjektörü (Epi-Pen, Ana-Pen) isimli reaksiyonu baskılayan, tek kullanımlık enjektörleri daima yanlarında taşımları şarttır.

Allerjik reaksiyona sebep olabilen himenotroplar ailesine ait böceklere örnek olarak; eşek arısı, yaban arısı, bal arısı verilebilir. Çocukların % 0,4-0,8’inde, erişkinlerin  ise % 3‘ünde himenotrop grubu böceklerinin sokması sonucu allerjik reaksiyonlar görülebilir.

Fakat burada farklar vardır. Mesela eşek arısı daha agresif tavırlı olmasına karşın, bal arısı sokmaları sonrasında allerji daha ağır bir sistemik reaksiyona sebep olabilir.

Allerjik reaksiyon genelde böcek zehirinin spesifik İgE (Antikor, genelde allerjik olaylarda yükselir) ye bağlandıktan sonra salınan mast (Kemik iliğinden köken alan hücre, alerji, bağışlık ve yangıda rol alan hücre) mediyatörlerine bağlı gelişir.

Tipik lokal reaksiyon olan akut ağrı, geçici ve bununla birlikte gelişen bölgesel bir şişmedir. Bu tip durumlarda iğne mümkün olduğunca deride tutulmamalıdır. İğnenin deri içinde tutulması daha fazla zehir salınması anlamına gelmektedir. Bu işlem için tırnaklarınızı veya bir cımbız kullanabilirsiniz. Bunun yanında soğutma, ağrı kesici, topik kortizonlu merhem ya da antihistaminik (H1) gereğinde uygulanır. Sadece yüz çevresi sokmalarında görülebilen yaygın şişme durumlarında ağızdan ek kortizon öneriliyor.

Akut Sistemik Reaksiyon-Anaflaksi

Burada asıl değinmek istediğim, korkulan ve de ölümcül olabilen akut sistemik reaksiyon yani Anaflaksi durumudur. Bu tip reaksiyonlar tipik olarak anında başlar. Geç başlayan ya da iki fazlı olan (ilk allerjik yanıttan sonra iyileşen ve sonra yeniden gelişen tip) tiplernini daha az görülüyor olması da mümkündür. Anaflaksi ne kadar çabuk başlarsa o kadar tehlikeli olabilmektedir.

Anaflaksi’nin gelişmesi için birtakım risk faktörleri vardır. Bunlar şöyle sıralanabilir: Bal arısı sokması, önceden sokma hikayesi ve bu sokmada Anaflaksi gelişimi, kalp damar hastalıkları, betablocker (ritmi düzenleyen ilaç)  ya da anjiotensin konverting enzim inhibitörleri ilaçlarını kullanmak (tansiyon ilacı) ve mast hücre parçalanımı neticesi gelişen serum triptaz seviyesinin yüksek olması.

Anaflaksi gelişiminin ilk anında hastaya hemen vakit kaybetmeden Adrenalin enjektörü (Epi-Pen, Ana-Pen) ile müdahale etmelidir. Klasik olarak bacak kası içine (ön yan bölgeye) direk (gereğinde giyisi üzerinden) enjekte edilir.

Bu tedavinin kontra endikasyonları (kullanılamayacak durumlar) hemen hemen yoktur (buna kalp damar hastalıkları ve betablocker kullanımı dahildir). İyileşmeyen ya da iyileşip yine gelişen ağır anaflaktik durumlarda ilacın tekrar tekrar uygulanımı bazen gerekebilir. Akabinde hasta en az iki saat gözlem altında tutulmalıdır.

Ağır sistemik reaksiyon (Anaflaksi) kendini nasıl gösterir?

Sinir Sistemi      

Başağrısı, baş dönmesi, güçsüzlük, kas krampları.

Göz, Burun, Ağız                                    

Kaşıntı, burun akması, göz yaşı, matalik ağız tadı, ağız içi çevresi yüzde aşırı şişme, dilde şişme.

Solunum Sistemi                                     

Ses kısıklığı, yutma güçlüğü, astamatik nefes darlığı şeklinde şikayetler, nefes borusuna yabancı madde kaçması ve buna bağlı boğulma hissi, morarma.

Kalp-Damar Sistemi                                

Hızlı nabız, düzensiz nabız, tansiyon düşmesi, kalp krizi, kalp durması.

Mide-Bağırsak Sistemi                            

Bulantı, kusma, karın ağrısı, karın krampları, ishal.

Deri                                                         

Kaşıntı, şişme, kızarma, döküntü.

Nasıl korunulur?

En iyi korunma yolu önlem almaktır. Yazın uzun paçalı pantolon giymek, yalın ayak ya da sandaletle dolaşmamak, açık havada, balkonda yiyeceklerin ve içeceklerin üzerini kapatmak belli başlı önlemler olarak sıralanabilir.

Arı sokmasına bir kez sistemik reaksiyon gösteren kişilerin yanlarında (hazır olarak eczanelerde tek kullanımlık standart doz olarak satılan) Adrenalin-Otoinjektör bulundurmaları öneriliyor. Bu önlem böyle bir reaksiyonu daha önce hiç göstermemiş ancak mesleki olarak risk altında olan gruplara da (örneğin arıcılıkla uğraşanlara) öneriliyor.

Anaflaksi sonrası yapılacak tetkikler

Anaflaksi geçiren hastanın allerjisini tam olarak tanımlayabilimek için cilt testleri yapılır. Ayrıca  spesifik IgE Antikoruna da bakılır. Bu testler Anflaksi’den hemen sonra olumsuz sonuçlar verebileceğinden dolayı testlerin 6 hafta sonra tekrarı gerekebilir. Çok ağır bir anaflaksi sonrası ise, gelişmiş labortatuvarlarda Mast hücresi parçalanması aranılır ( serum triptaz seviyesi, kemik iliği biyopsisi)

Duyarsızlaştırma tedavisi (Desensibilizasyon)

Arı sokması sonrası ağır sistemik reaksiyon gösterenlerde, himenopterlerin zehirine karşı spesifik cilt testi yapılır. Positif olanlara ya da IgE testi positif çıkanlara cilt altı yapılan duyarsızlaştırma tedavisi önerilir. Duyarsızlaştırma tedavisi 3-5 yıl kadar sürebilir. Bu tedavi ile yeni bir arı sokması durumunda gelişebilecek ağır sistemik reaksiyon % 5’in altına düşürülebilir. Tedavi ne kadar uzun sürerse o kadar başarılıdır. Hatta çok çok risklilerde (arı sokması sonrası şoka giren, bilincini yitirenlere) bu tedavinin ömür boyu sürmesi gerektiğini yazanlar da vardır (Yararı konusunda henüz yeteri veri yoktur).

Unutmayalım ki, arı sokması sonrasında gelişen ölümlerin % 50’si ilk sokmadan sonra gelişmekte ve bu konuda riskli kişileri erken tanıma  (koruyucu hekimlik) adına henüz yeterli bir araştırma yoktur.

Tüm risklerine rağmen arılar insanlık için önemlidir. Albert Einstein`ìn dediği gibi “Arılar ölürse insanlığın 4 yıl ömrü kalır”. Arılar taşıdıkları polenlerle 130 binin üzerinde farklı bitki türünün üremesini sağlarlar. Bir kovanda bulunan arılar bir günde 400 km’lik bir alanı dolaşarak 1 milyon çiçeğin döllenmesini sağlarlar(Tautz et. al) . Bu bakımdan sorunun çözümü; arılar nedeniyle var olan riskimizi her ne şekilde olursa olsun onlarla yaşayarak azaltmak  olacaktır.

 

Chataway J et al . Lancet 2014;

Braunwald A ; Medic. Trib. 2014

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı