İsviçreisviçreKadınSağlık

Kadınlarda kalp krizi

Kadınlarda kalp krizinden kaynaklı ölüm oranları erkeklerinkinden daha yüksek.

“Kadınlar en çok neden ölür?” şeklinde bir soruya, çoğunlukla “Meme kanseri” şeklinde yanıt verilir. Ya da “Erkekler mi daha çok kalp krizinden ölür, yoksa kadınlar mı?” sorusuna, çoklukla “erkekler” yanıtını alırız. Oysa bilinenler çok daha farklı. Kadınlarda kalp krizinden kaynaklı ölüm oranları erkeklerinkinden daha yüksek.

Bu konuyla ilgili olarak Bern Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kardiyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. B. Nazan Walpoth, şu önemli bilgileri aktarıyor bize.

Doç. Dr. B. Nazan Walpoth

Erkeklerde kalp krizi nedeniyle ölümler son 30 yılda azalırken, kadınlarda bu yönlü bir düşüşün görülmemesi, durumun ciddiyetini ortaya koyuyor. Erkeklere özgü olduğu düşünülen kalp hastalıklarının kadınlarda farklı şikayetlerle kendini göstermesi ve kadınların bu nedenle bazen ciddiye alınmaması, tanı konulmasındaki gecikmelere, dolayısıyla da kalp krizine ve buna bağlı ölümlere neden olabiliyor.

Kadın, erkek kadar hasta olduğunu göstermedikçe bazen aynı tedaviyi de alamıyor.

Nihayet doğru teşhis konulduğunda, tedavide uygulanan farklılıklar ile kadınların tedaviye ve ilaca gösterdikleri değişik tepkiler ayrı bir problem olarak kendini göstermektedir.

Yaş

Koroner arter (Damar tıkanıklığı) hastalığı kadınlarda erkeklere oranla 10 yıl gecikmeli olarak zirve yapıyor. Erkeklerde bu durum 55 yaş ortası iken, kadınlarda ise 65 yaş ortasına denk geliyor.

Kalp ve damar hastalıkları kadınlarda Menapoz öncesi dönemde çok daha az görülür. Bunu sebebi Ostrojen hormonuna bağlanıyor. Kadın menopozla birlikte, kalp için zararlı birçok riskle karşılaşmaktadır. Özellikle daha önce zarar vermeyen hiper-tansiyon, kolesterol yüksekliği ve şeker hastalığı, menopoz sonrasında çok önem kazanmakta ve kalbe zarar vermektedir.

Anatomik Farklar

Kadın kalbi daha küçük olduğundan, küçük damar yapılarının tıkanmaları daha kolaydır ve bu nedenle de girişimsel tedavisi biraz daha zordur. Genç kadınlardaki Koroner arter hastalığı yaygın ülserleşme şeklindeyken, erkeklerde ve yaşlı kadınlarda görülen koroner damar hastalığı daha çok tıkayıcı tiptedir. Bununla birlikte, kadın kalbi aşırı strese karşı daha duyarlı olduğundan, koroner damar hastalığı gelişmeden de kalp krizi olabilir.

Araştırmalar ve yayınlar

Erkeklerde yapılan ve iyi sonuç alınan ilaç ve tedaviler, kadınlarda da aynı sonucu vermeyebilir. Örneğin koroner hastalığı oluşmadan Aspirin kullanmak erkeklerde çok iyi bir sonuç verirken, bunun kadınlarda aynı sonucu vermediği görülmüştür.

Risk Faktörleriİsviçre Arterioskleroz ve Lipid Derneği, en geç 40 yasında bir risk faktörü analizi yapılmasını öneriyor. Ailesinde risk faktörleri çok olan ya da risk faktörü erken ortaya çıkmış kişilerde, bu analiz daha erken yaşlara alınmalı.

Primer prevansyonda (koruyucu hekimlik) kişinin, risk faktörünü oluşturan kilolu olma, hareketsizlik, sigara, stres gibi değiştirebileceği davranış ve beslenme alışkanlıkları çok önem kazanmaktadır. Önemli risk faktörlerinin merkezinde yine kilolu olmak yatıyor.

Risk faktörünü ortadan kaldırmak için iyi bir beslenme şart. Akdeniz tipi Omega 3 yağ asiti ağırlıklı; balık, bol sebze, meyveli ve posa ağırlıklı beslenme türü buna en iyi örnek olarak verilebilir. Ayrıca günde 5 gramdan daha az tuz tüketerek ve düzenli egzersizlerle, kalp krizi riskinizi önemli derecede azaltabilirsiniz.

kalt hastaligi

Sonuç

-Kadınların kalp hastalıklar önemsenmelidir. Kadınlar daha az kalp krizi geçirmektedirler ancak kalp krizi geçirdiklerin, erkeklere oranla ölümleri daha yüksek değerdedir. Hekimler ve kadınlar bu konuda yeterince bilgilendirilmelidir.

-Kadın ağırlıklı cinsiyete özgü araştırma ve yayınlar çoğalmalıdır.

-Kadınların risk faktörleri erken teşhis edilmeli, gereken önlemler alınmalıdır.

-Kadın, menopozda çok yüksek bir risk altında olduğundan, bu yaşta ciddi bir risk analizi yapılmalıdır.

-Atipik kalp krizi sıkayetleri ciddiye alınmalıdır. Zamanında teşhis ve tedavi ile hayat kurtarılabilmektedir.

-Davranış ve beslenme ile etkileyebileceğimiz risk faktörlerimize mümkün olduğunca erken müdahale etmeliyiz.

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı