Özgür Tamcan

Bir tatilin ardından

www.haberpodium.ch

Dr.Phil. Özgür Tamcan

otamcan@gmail.com

 

 

Tatil sadece dinlenip işimize daha iyi yönelmek için bir araç değil, aynı zamanda yaşam kalitesini arttıran, sağlık üzerine etkileri ile (özellikle de kalp rahatsızlıklarını azaltması ile) ortalama yaşam süresini yükselten, yaşamımızın vazgeçilemez bir parçasıdır artık. Bu anlamıyla tatili ve doğru dinlenmeyi bilmek yaşamımıza çok şey katacaktır.

İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere’de gözlemlenen bir olay, dinlenmenin işimize nasıl bir etkisi olduğunu anlamamızda yardımcı olacaktır; Gelişmiş radar sistemlerinin kullanıldığı İkinci Dünya Savaşı sırasında, ekranları izlemek zorunda olan çalışanlar vardı. Bu insanların çalışma süreleri uzadıkça radar üzerinde var olan uçakları sıklıkla fark edemedikleri gözlemlenmiştir. Bu olayı araştıran psikologlar şunu tespit ederler; Hata oranları çalışma süresi başladıktan en geç 45 dakika sonra aşırı derecede yükselmeye başlar. Bugün bu bilinen bir gerçektir. Normal bir insan 30 ila 45 dakika arasında tam konsantre olabilir. 45 dakikadan sonra dikkatte ciddi bir azalma gözlenir.

Peki tatil ve dinlenme için bu bilginin anlamı nedir?

Pareto Kuralı

Pareto Kuralı, zaman ve verim arasındaki ilişkiyi gösteren bir eğridir. Bu kural kısaca, bir iş için kullanacağımız toplam zamanın %20’si ile, ulaşabileceğimiz verimin tamamının %80’ine ulaşabileceğimizi söyler. Yani geriye kalan %80 zaman dilimi içerisinde verimin sadece %20’sini elde edebiliriz. O halde geriye kalan %80 zamanda kendimizi paralamak nedir?

www.haberpodium.ch

Bu gözlem, çalışma ve organizasyon psikologlarını daha yüzyıl öncesinden iş hayatını daha verimli hale getirmek için harekete geçirmiştir. Çalışmalar sıklıkla verilecek araların, geriye kalan zamanda verimi de yükselteceğini ortaya çıkarmıştır. Yani zamanın %20’sini kullandıktan sonra (ya da daha öncesinde) dinlenip çalışmaya yeniden başlamak verimin tekrardan yükselmesine neden olacaktır.

Peki bu dinlenme süresi ne kadar olmalıdır?

Burada tersi bir durum söz konusudur. Dinlenme süresi artıkça dinlenme etkisi de paralel olarak artmaz. Resimdeki eğri bu ilişkiyi göstermektedir. Bir saatlik bir dinlenmenin ilk çeyreğinde ulaşabileceğiniz dinlenmenin en azamisine ulaşırsınız. Bundan sonra dinlenmeye ayıracağınız zamanın etkisi giderek azalacaktır. Yani iyi bir dinlenme için mutlaka uzun bir dinlemeye ihtiyaç yoktur. Diğer bir deyişle kısa çalışmalarla verilecek kısa molalar, uzun süre çalışıldıktan sonra verilecek uzun molalardan daha etkilidir (bir saat sonra verilecek beş dakikalık bir mola, iki saat sonra verilecek on dakikalık bir moladan daha etkilidir).

www.haberpodium.ch

Bu sonuca eklenilmesi gereken bir nokta daha var; küçük dinlenme araları zaman içerisinde etkisini kaybetmeye başlar. Yani vereceğiniz ilk 5 dakikalık dinlenme arasının etkisi sonrasında vereceğiniz 5 dakikalık bir aradan daha güçlüdür. Bunun nedeni de bedenin zamanla, kalan yorgunluğu biriktirmeye başlaması ve bundan kurtulmak için daha fazla dinlenme zamanına ihtiyaç duymasıdır. Büyüyen bu yorgunluğu durdurmanın yolu da belirli aralıklarla bedeni daha uzun dinlendirmektir. Yani kısa kısa aralardan sonra uzun bir dinlenme arası koymak önemlidir.

Şu ana kadar yazdıklarımı özetlersek; bir işi dinlenmeden uzun bir sürede yapmaya çalışmak verimimizin artmasına katkı sağlamaz. Burada en önemli etkenlerden biri 45 dakikayı aşması mümkün olmayan gerçek bir yoğunlaşmadır. Düzenli ve kısa aralar vermek verimimizi artırmada son derece etkili olacaktır. Bu kısa aralar zamanla etkisini kaybedeceğinden, daha uzun dinlenme aralarına ihtiyaç duyulacaktır.

Tatil ve dinlenme

www.haberpodium.ch

Peki bunların tatillerimizle alakası ne olabilir?

Yukarda bahsedilen bulgular sadece günlük iş yaşamında geçerli değildir. Bu kurallar uzun bir yıl içerisinde dinlenmenin de kurallarıdır.

Birçok insan dinlenmeyi yılın 3-5 haftasına yığıp, uzun tatillerle bir yılın yorgunluğunu atıp, tatilin verdiği zindelikle de bir yılı geçirebileceğine inanır. Bu tam anlamıyla bir yanılmadır.

Peki ne yapmak gerekir?

Bu anlamı ile, İsviçre’de uygulanan okul tatil sistemlerini en uygun tatil sistemi olarak görebiliriz. Uzun sayılabilecek 5-6 haftalık bir yaz tatilinden sonra, sıra ile 3 haftalık, bazen 1 bazen de 2 haftalık ara tatillerle ya da bazen 3-4 günlük uzatılmış hafta sonları ile çocukların yorgunluklarını atmalarına ve tekrar işlerine, yani bilgiyi almaya yoğunlaşmalarına yardımcı olunmaktadır.

Aşağıda size tatillerinizi organize etmede yardımcı olacağına inandığım ve tatillerde dikkat etmeniz gereken bazı bilgileri sıralamak istiyorum.

1)Tatillerinizi uzun aralarla ve tek seferde uzun bir tatil olarak değil, kısa aralarla ve 4-5 günlüğüne yapmaya çalışın. 3-4 hafta içinde sizi acilen bekleyen işler olabilir ama 4-5 gün beklemeyecek iş nerdeyse yoktur. Bu yolla dinlenmenin etkisini çoğaltabilirsiniz.

2) Uzun tatilden vaz mı geçmeli? Hayır! İş molalarında olduğu gibi: birkaç kez kısa kısa, ardından daha uzun bir tatil de yapılmalı.

3)İşinizin stresini atmak ancak stressiz bir tatille mümkündür. Tatil sırasında işinizi ve sizi strese sokacak ne varsa bir kenara koyun. Siz istemeseniz de onlar sizi zaten bir gün bulacaktır. Eğer mutlaka yapmanız gereken işler varsa bunlar için belirli bir zaman ayırın ama daha fazlasına izin vermeyin (mesela her gün 15.00-17.00 arası gibi).

Bunlara ek olarak tatil için önemli olabilecek bazı bilgiler şunlar;

4)Tatiller sadece dinlenmek için değil, kavgalar için de ideal zamanlardır. Çünkü birçok sorun günlük yaşam derdinde unutulur, konuşulmaz. Tatilde sorunlar için de yer ve zaman açılmış olur. Eğer tatillerde kavgaları engelleyip dinlenmek istiyorsanız: bunu tatile gideceğiniz insan ile önceden planlayın. Konuşulacak şeyler varsa bunun için bir zaman çemberi belirleyin. Böylelikle bu sorunların eften püften nedenlerle, beklenmedik bir şekilde gelip sizin bütün tatilinizi çalmasını engel olmuş olursunuz.

5)Tatile gideceğiniz kişi ile neler yapacağınız noktasında önceden uzlaşın. Her çiftin aynı şeylerden hoşlanma lüksü olmayabilir. Bu yüzden birbirinizin ihtiyaçlarına izin verin. Birbirinizden ayrı, farklı aktivitelerde bulunmaya izin verin.

6) Asla abartı bir plan hazırlamayın. En minimum planı yapın ve hazırlıksız bir şeyler bulmayı deneyin. Abartı bir plan size sadece stres olarak geri dönecektir.

7) Tatil için gideceğiniz yerlerin yaşadığınız coğrafyadan daha farklı yerler olmasına dikkat edin. Algıların alışık olmadık başka şeylere yönelmesi daha kolaydır ve sizi günlük yaşamınızdan daha hızlı koparacaktır.

8) Her zaman uzatılmış hafta sonu tatilleri yapmak mümkün olamayacağı için, hafta sonlarınızı aktif dinlenmelere ayırın. Yani dikkatinizi iş dışında başka şeylere yönlendiren aktivitelerde bulunun (arkadaş buluşmaları, sinema, tiyatro, gezi, konser vs.)

Yukarda yazdıklarımı okuyan birçok insanın, bunları rutin hayatlarında ve mevcut iş yaşamlarında nasıl uygulayacağını düşünür gibi olduklarını hissedebiliyorum.

Dinlenmek, ayakları uzatmak, şekerleme yapmak birçok kültürde tembelliğin bir işareti olarak algılanır. Dinlenmenin sağlıklı ve verimli bir toplum için kaçınılmaz olduğunu anlatmak ve anlamak kolay olmayacaktır. Bunu ancak deneyerek, yaşayarak anlamak mümkündür. Bu yüzden yapabileceğinizin en iyisi yaparak bunu hayata geçirmeye çalışın.

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı