isviçreİsviçreKadınSağlık

Göğüs kanseri – Pembe Ekim

Ekim ayı uluslararası boyutu ile göğüs kanserine dikkat çekme ayı olarak biliniyor.

Hedef, gerekçeler, riskler ve önlemlere dikkat çekerek, erkenden göğüs kanserini tanımak ve önlem almak. Tanı ne kadar erken konulursa, tedavi etme şansı o derece yüksek oluyor.

Göğüs kanseri, 40- 50 yaşları arasındaki kadınların en büyük korkusudur. Bu kanser türü günümüzde, sıklıkla genç kadınlarda da görülürken, kadınlarda en sık görülen kanser türü olarak geçiyor.

isvicre'de_milyonerlerin_sayisi_artiyor-haberpodium

Toplumda giderek artan bilinç, meme kanserine dair erken tanı ve tedavi yöntemleri, olumlu sonuçları da beraberine getiriyor.

Göğüs kanseri, batı ülkelerinde en çok görülen kanser türü olarak geçiyor. Güncel verilere göre, dünyada her yıl ortalama 1.67 milyon hastaya meme kanseri tanısı konuluyor ve yaklaşık 522 bin kişi bu nedenle yaşamını kaybediyor.

İsviçre’de durum

İsviçre’de her 8 kadından birinde bu kanser türü bulunurken, her yıl yaklaşık 6 bin kadın göğüs kanserine yakalanıyor. Ülkede  yaşayan kadınların bir çoğu 50 yaşın üstünde.  Şu an göğüs kanseri olan hastaların %20’si ise 50 yaşın altında. Göğüs kanseri son zamanlarda erkeklerde de yaygınlaşmaya başladı. Vakalara her yıl  50 erkek eklenirken, yılda 1400 kadın ile 10 erkek bu hastalıktan dolayı yaşamını yitiriyor.

Ulusal Kanser Epidemiyoloji ve Kayıt Enstitüsü’nün yayınladığı bir rapora göre, İsviçre’de 1996 ile 2009 yılları arasında, 20-39 yaş arasındaki kadınların göğüs kanser vakaları yıllık olarak %1,8 oranında artış gösterdi.  40-49 yaş arasındaki kadınlarda bu artış oranı yıllık %0.5 idi.

Regl yaşı düşüyor, hamile kalma yaşları artıyor

Kadınlarda, ilk regl oldukları yaş giderek düşerken, hamile kalma yaşları ise artıyor. Böylelikle hormonal işlev zamanı uzuyor. Ayrıca anne sütü emzirme gibi göğüs kanseri önleyici eylemler günümüzde kısa bir süreliğine veriliyor.

Ailesi için risk unsuru taşıyan kadınların daha sık kontrol edilmeleri gerekirken, 35 yaş üstündeki kadınların yılda bir defa kadın doğum uzmanı tarafından kontrol edilmelerinde fayda var.

Yaşam koşulları ve çevre kanseri tetikliyor

Araştırmacılar, göğüs kanserindeki artışları günümüz yaşam koşullarına bağlıyorlar. Özellikle de fazla kilolar, azalan fiziksel aktiviteler ve sigara tüketimi hastalığın ortaya çıkmasında önemli etkenler olarak sıralanıyor.

Kansere neden olan etkenler çevremizde bulunuyor; örneğin bisphenol veya paraben gibi plastik türevler hormon sistemini etkileyen ve risk teşkil eden maddelerdir.  Bu maddeler günümüzde etrafımızı sarmış durumda. Yiyecekler, plastik kaplar, mikro dalga kullanımı ve kozmetik ürünler bu maddelerin etkilerini taşıyor. Kimi zaman hamilelik sırasında çocuğu etkileyip, yetişkin döneminde de ortaya çıkabiliyor.

Genel olarak plastik kullanımı, özellikle de sıcak kullanımı tavsiye edilmezken, yiyeceklerin organik olmasına özen gösterilmesi gerektiği ifade ediliyor. Ayrıca et ve balık tüketiminin azaltılması da tavsiyeler arasında. Zararlı olan bu ürünler hormon içerebiliyor.  Bunlara ek olarak bisfenol içerikli deterjan ve temizlik malzemelerine dikkat edilmeli.

Bu etkilerden kurtulmak için doğallığa geri dönmek yeterlidir.

Göğüs kanserinin belirtileri ve tedavi

isvicre'de_milyonerlerin_sayisi_artiyor-haberpodium

Mamografinin yaygınlaşması nedeniyle hastaların çoğu anormal mamografi neticesinde (yani herhangi bir belirti olmadan) tanı almaktadırlar. Ancak bazı göğüs kanserleri mamografide görünmeyebiliyor. Bu nedenle göğsünde kitle şikayeti olanların mutlaka doktora başvurmaları gerekir. Daha ileri evrelerde koltuk altındaki lenf bezlerinde şişlik ve ağrı görülebilir. Göğüs kanserinin başka organlara yayılması durumunda, kemik ağrıları, bel ağrısı, karın ağrısı, sarılık gibi belirtiler ortaya çıkabiliyor.

Göğüs kanseri riskini arttıran faktörler

Göğüs kanseri riskini artıran faktörler arasında ileri yaş önemli bir yere sahiptir. Örneğin 70 yaş üstü kadınlarda meme kanseri riski  %7’ye yaklaşmaktadır. Menopoz sonrası kadınlarda obezite kanser riskinde artışa sebep olurken menopoz öncesi hastalarda bu ilişki görülememiştir. Hormon replasman tedavisi, ilk adet yaşının 15 yaşından erken olması ve menopoz yaşının ileri olması göğüs dokusunun kadınlık hormonu olan ostrojene daha fazla maruz kalmasını sağlayarak kanser riskini artırır.

Gebe kalmayanlarda veya ilk gebeliği ileri yaşlarda olan kadınlarda göğüs kanseri riski daha yüksektir. Kişinin kendisinde daha önceden göğüs kanseri varlığı ve ailede  göğüs kanseri olması da göğüs kanseri riskini artırır. Sigara ve alkol kullanımı, birçok kanserde olduğu gibi, göğüs kanserinin risk faktörleri arasındadır.

Koruyucu faktörler

Emzirmek göğüs kanseri için koruyucu bir role sahiptir. Örneğin 12 ay süreyle bebeğin emzirilmesi göğüs kanseri riskini %4.3 oranında azaltır. Fiziksel aktivite de göğüs kanseri riskini azaltan faktörler arasındadır.

Erken tanının önemi

Hemen hemen tüm kanserlerde olduğu gibi göğüs kanserinin tamamen tedavi edilebilmesi erken tanı konması sayesinde mümkün olabilir.  Ailenizde göğüs kanseri tedavisi alan varsa veya yukarıda belirtilen risk faktörlerine sahipseniz erken yaşta tarama testi yaptırmanız önemli.

Göğüs kanseri nasıl tedavi edilir?

isvicre'de_milyonerlerin_sayisi_artiyor-haberpodium

Cerrahi tedavi: Hastaların çoğu erken evrede yakalandıkları için, ameliyatla göğsün bir kısmının alınması yeterli olmaktadır. Bu hastaların bir çoğuna, eğer kanser kadınlık hormonuna (ostrojen) duyarlı ise genellikle hormon tedavisi önerilmektedir. Kanserin lenf bezlerine yayılması durumunda ise ameliyattan sonra kemoterapi (ilaç tedavisi) uygulanması gerekebilir.

Işın tedavisi: Hastaların çoğunda, göğsün bir kısmı alındığı için ameliyattan sonra ışın tedavisi gerekmektedir. İleri evre kanserlerde ise kemik ağrılarını gidermek için veya karaciğere yayılmış kanserlerin tedavisinde de kullanılabilmektedir.

Kemoterapi (ilaç tedavisi): Kadınlık hormonuna (ostrojen) duyarlı olmayan göğüs kanserli hastalarda ve lenf bezi tutulumu olan hastalarda tedavinin önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Son dönemlerde genetik alanındaki ilerlemeler sayesinde hangi hastalara kemoterapi gerektiği daha net olarak anlaşılabilmektedir. Bazı testler sayesinde gereksiz kemoterapi kullanımının önüne geçilebilir.

Nasıl korunulur?

  • 40 yaşına girdikten sonra, mamografi için doktora başvurmanızda fayda var.
  • Birinci derece akrabalarınızda 50 yaşın altında göğüs kanseri olan varsa daha erken yaşta tarama testine başlamanız ve bazı durumlarda genetik test yaptırmanız gerekebilir.
  • Göğüs kanseri riskini azaltmak için fiziksel olarak aktif bir yaşam tarzı benimseyin, sigara ve alkolden uzak durun.
  • En önemlisi de, eğer sağlık açısından aksini gerektiren bir durum yoksa bebeklerinizi anne sütüyle besleyin.

 

Filiz Y: “Meğerse kanser, çok büyük travma yaşayan insanlarda olurmuş.“

isvicre'de_milyonerlerin_sayisi_artiyor-haberpodium

Göğüs kanserine daha fazla dikkat çekebilmek için 8 aydır Zürich’te  göğüs kanseri tedavisi gören Filiz Y*. ile de görüştük.

Göğüs kanseri olduğunuzu ne zaman öğrendiniz?

2 yıl önce banyo yaparken, sağ göğsümde taş gibi bir kitle fark ettim. Elime geldiği an, bir şeylerin yolunda gitmediğini anladım. Öncesinde kontrol için doktora gitmiyordum. Keşke gitseydem, durumu daha önce fark edebilirdim. Hastalığı öğrendiğimde sarsıldım ama  “Bana birşey olmaz” deyip hafife aldım kanserimi. Daha sonra parça alındı, mamografiye girdim, ultrason çekildi ve kanser olduğum kesinleşti. Halbuki hiç hasta olmayacağımı düşünürdüm.  Ne olursa olsun bu hastalık küçümsenmemeli. Ameliyata girdim, çıktım, gayet iyiyim… Doktorum, “Lenf nodülünden iki tane aldık, bir tane mikro metastazın var” dedi. Farkına vardım ki bu sadece bir geçiş anlamına geliyor. Tüm vücudumu sarabilir. İyice tedirgin oldum. Onkolog bulduk bu sefer kemoterapi için. Altı kür alacaktım. Hayatım altüst olmuştu bir anda. İşten de ayrılmak zorunda kaldım. İlk üç kemoterapi iyi gitti, ama üçüncüden sonra bedenin sarsılmaya başladı. Ruhsal çöküşler yaşadım.

Ailenizin yaklaşımı nasıl oldu?

En başta kızıma bir şeyler söylemem gerekiyordu ama söylemedim. Durum ağırlaşmaya başlayınca anlatabildim ancak. O da çok sarsıldı. Hemen öleceğimi düşündü. O sıra kızım için güçlü olmam,  mücadele etmem gerektiğini anladım.

Normal hayatınız nasıl etkilendi bu durumdan?

Bir süre sonra saç dökülme süreci başladı. Doktorun da tavsiyesiyle peruk takmaya karar verdim.  İnsanın saçının olmaması çok zor. Kadın dediğin saçıyla bütündür. Saçsız olmak, kanserdeki en zor aşamalardan biriymiş! Kızım “Anne böyle çok güzelsin, hiçbir şey takma böyle gez” dedi. Denedim ben de. Ama o kadar dikkat çekiyor ki; karşıdan 10 insan geliyorsa, hepsi gözünü dikip bakıyor.  İnsanlar biraz daha duyarlı olsa bu konuda rahat ederim. Öyle bir acıma oluşuyor ki gözlerinde, korkunç! Öldürüyorlar hemen. Sen orada müthiş bir mücadele veriyorsun, hayata tutunmak için ama karşındaki bakış yarın ölecekmişsin gibi…

Normal hayatınız alt üst oldu yani?

Aynen öyle. Tam hastalığı unutuyorum, geziyorum keyifli keyifli, birinin bakışıyla unutmak istediğin o gerçeği hatırlıyorsun. Çünkü kanseri ilk öğrendiğinde hayatının en yüksek tepesine çıkıyor bu durum, sonra yavaş yavaş rutinin olmaya başlıyor. Bir bakış, bir durum onu hatırlatınca, o yüksek yere tekrar taşıyorsun hastalığı.

Ailenizde göğüs kanseri olan var mı?

Hayır yok. Bir kızım var. Benim yaşadıklarımı o yaşamaz umarım. Onkoloğum bana; “çocuğun var, ailende göğüs kanseri olan da yok. Sen neden kanser oldun?” diye sordu. Meğerse kanser, çok büyük travma yaşayan insanlarda olurmuş. Bu travma yaraya dönüşüyor. İçinde çok büyük fırtınalar kopanlarda, kötücül duyguları yüksek olanlarda oluyor. Bunlarla baş ettiğinde hastalığı da yeniyorsun.

 8 ay öncesinden daha mutluyum“

Uzun süre kemoterapi aldım. Kemoterapi boyunca ağzının tadı olmuyor pek.  Armudun tadı ne güzelmiş meğerse. Yeniden insan gibi hissetmeyi, bedenen sağlıklı olduğum, sevip sevildiğim için şükretmeyi öğrendim. Kendine dönüp, kendinle ilgili yaptığın eksiklikler neyse onları tamamlamayı öğretiyor. Farkındalığım arttı, sekiz ay öncesine göre daha mutluyum şimdi. Vaktim yok diye spora gitmiyordum. Ama varmış vaktim, ışına gidebiliyorum. Işın tedavisi bitince o vakti kendim için kullanacağım.  Resim kursuna gitmek istiyorum mesela.

Son olarak nasıl bir mesaj vermek istersiniz?

8 aydır tedavilerim devam ediyor. Önemli bir yol kat ettik. İyileşme sürecim hızlı gidiyor. Kendimizi seversek, kendimize vakit ayırırsak, kendimizi mutlu edersek her şeyin üstesinden gelebiliriz. Doktorlarım, bu hastalıkla mücadelemde bana hep; “Her şey kafada bitiyor” diyorlar. Sen mutlu olursan, hiçbir şey olmaz.

*İsmi saklı tutulmuştur.

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı