Ayhan Demirden

Ayın filmleri: Little Joe (Küçük Joe) ve Systemsprenger (Oyun bozan)

Ayhan Demirden-www.haberpodium.ch

Ayhan Demirden

Sinema Eleştirmeni

a.demirden@gmx.de

 

 

 

Little Joe (Küçük Joe)

isvicre egitim sistemi, www.haberpodium.ch. İsviçre gündemi, haberpodium, isvicre vatandasligi, isvicre haberleri, isvicre gezi rehberi, isvicre'de nereler gezilir

Genetik-biyolog Alice Woodard (Emily Beecham) laboratuvar gibi bir serada çalışmaktadır. Genetik olarak geliştirdiği bir çiçek sayesinde; eğer ihtimam, özen gösterilirse, belli bir dönem sonra bu çiçek bir koku salgılamaya başlıyor. Bu koku ile insanlar kendilerini mutlu hissediyorlar. Henüz geliştirme aşamasında olan bu çiçeği işyerinden habersiz eve getiren ve oğlu Joe’ya (Kit Connor) hediye eden Alice çiçeğe de Küçük Joe adını verir.

Arkadaşı Bella (Kerry Fox) geliştirdikleri çiçeğin insanları kölesi haline getirdiğini, bundan dolayı insanların kendilerini mutlu hissettiklerini ama diğer duygularının kötürümleştiğini bir garip yaratık haline geldiklerini söyleyince çiçeği hediye ettiğinden beri biraz farklı davranan oğlunun da davranışlarının nedeninin bu olabileceği üzerine düşünmeye başlar.

Gerçekten insanların davranışı biraz garip, alışılmadık, sanki belli görevleri yerine getiren mekanik kurgusal görünmektedir. Acaba Alice arkadaşının bu uyarısıyla başka gözle baktığı için mi böyle görmektedir? Eşinden ayrıldığından beri psikoloğa giden Alice’nin psikoloğu, oğluna karşı duyduğu vicdan hesabı dolayısıyla böyle düşündüğünü kafasını çok takmamasını öğütler.

Çok kâr getirmesi beklenen bu çiçek tabii ki herkes tarafından çoğaltılmamalı, yani tohum vermemelidir. Ancak hayatın her zaman kendine bir yol bulduğu, yani çiçeğin polenler aracılığı ile insanları etkisi altına aldığı, böylece varlığını idame ettirmeyi garantilemeye çalıştığı da pekâlâ düşünülebilir.

Avusturyalı yönetmen Jessica Hausner daha önce Mucize (Lourdes) ile dikkatleri üzerine toplamıştı. Sonraki filmi Çılgın Aşk (Amour Fou) ile resmin estetiğinin ötesinde kareografinin önemine nevrotik derecede tutkun olduğu ortaya çıkmıştı. Bu filmi ile Hausner neredeyse Lanthimos gibi son derece stilize edilmiş sahneleme, pastel renklerle, parlak zeminlerin kontrastıyla, karakterlerinin diyaloglarından hareketlerine değin belli bir form dahilinde kendilerini göstermelerini sağlarken, diğer yandan da kadınlara yönelik bir sürü ön kabulü tartışmaya açıp, karakterlerinin bu açmazların içinde kıvranmasının önüne geçmeyip, bir sürü başka okuma olanaklarını da mümkün kılıyor.

Birden onunla yemeğe çıkmak isteyen iş arkadaşı Chris (Ben Whishaw), kız arkadaş edinen Joe her şey mutluluğa doğru dolu dizgin ilerlerken, biz mutluluğun diktasının en güçlü dikta olabileceğini sezerken kadınların sezgilerinin dikkate alınmamasının sonunda gerçek duygular ile sahte duygulanımlar arasındaki salınımda bocalarken, medikal yöntemlerle aranan mutluluk çarelerinin hüznünü ve acizliğini görün.

Emily Beecham’in Cannes Film Festivali’nde en iyi kadın oyuncu ödülü aldığı, yönetmen Jessica Hausner’in kadın duyarlığı üzerine yaptığı bu dokunaklı filmi kaçırmayın.

 

Systemsprenger-Oyun bozan

isvicre egitim sistemi, www.haberpodium.ch. İsviçre gündemi, haberpodium, isvicre vatandasligi, isvicre haberleri, isvicre gezi rehberi, isvicre'de nereler gezilir

Anne, Anne,Anne… diye ormanda bağıran Benni (Aslında Bernadette ama daha çok fahişe gibi bir tınısı olduğu için Benni) sesinin yankısını duymak için bütün dikkatini verdiği halde sesi ormanın ıslaklığında kayboluyor. Bütün istediği annesinin yanında kalmak. Benni (Helene Zengel) bir sistem bozan. Çocuk ve gençlik uzmanlarının kendi kavramlaştırmalarıyla var olan bütün kurumları sınırlarına zorlayan, kurumların içinde barınamayan, çok hızlı bir biçimde geliştirdikleri davranışlarla reaksiyon zamanından önce o kurumu gereksizleştiren kişiler için bu tanımlama.

Benni henüz 9 yaşında küçük sevimli sarışın, incecik, zarif görünüşlü bir kız. Ama köpeğini gezdirmeye çıkan zavallı bir ihtiyara, hiç yoktan akla gelmeyecek küfürler edince ilk sarsılmayı yaşıyorsunuz.

Benni şimdiye değin 36 okuldan kovulmuş. Hiçbiri onun kendi okullarına gelmesini istemiyor.10’u aşkın çocuk bakım yurdundan da, bir sürü bakıcı aileden de uzaklaştırılmış, hiçbir yerde barınamıyor. Tek çözüm, kapalı bir psikiyatri kliniğine kapatmakmış ama yaşı küçük olduğundan yasalara göre bu mümkün değil.

Son kapatıldığı çocuk bakım ve sığınma evinde anti şiddet antrenörü Benni’ye okula kadar refakat ederken, Benni’nin ne kadar sevgiye aç olduğunu, sadece ilişkilerini ve agresyonunu kontrol altına alabilmesinin yeterli olabileceğini düşünerek birebir terapi olarak 2 haftalık ormanda iptidai bir kulübede kalarak kızgınlığına doğayla uğraşarak belki bir sübap bulabileceğini denemek istiyor. Ancak bu kez Benni’nin sevgi açlığı projeyi patlatıyor. Her zaman olduğu gibi Benni kişisel bağlar ararken kurumlar ve bu kurumlarda çalışanlar kendi kişisel yaşamlarının tehlike altına girmesini önlemek üzere hazır bekliyor.

Rejisör Nora Fingscheidt daha önce birkaç belgesel film gerçekleştirmiş bir isim. Bu filmi için, yıllarca bıkmadan usanmadan Sistem bozan kişileri inceleyip araştırıyor.

Fingscheidt ilk uzun metrajlı filmi ile Berlinale’de Gümüş Ayı ödülüne layık görülerek büyük ses getirmişti. Şimdi Almanya’nın Oscar adayı olarak gösterildi. Filmi Zürich Film Festivali sırasında izleme imkânım vardı ama bir türlü cesaret edip göremedim. Filmi şimdi izleyince korkularımın yersiz olduğunu, filmin son derece dinamik, asla sentimantal yollara sapmadan büyük bir sorunun üzerine yoğunlaştığını, bazen kimsenin doğru cevabı bilemeyeceğini, Fingscheidt’in elli kez filmi mutlu sonla bitirebilecek olanağının olmasına karşın gerçeğin peşinden hiç ayrılmayarak bizi derinden sarstığını, Almanya’dan çok vaatkâr bir kadın rejisörün daha gün ışığına çıktığına sevinerek kritiğimizi sonlandıralım.

Film gösterimden kalkmadan gidin ve bu filmi izleyin.

 

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı