DiziEğitimisviçreİsviçre

Göçmen çocuklar ve eğitim

2007’den bu yana Winterthur’un farklı okullarında Sosyal Danışman olarak çalışıyorum. Çalıştığım okullar genellikle göçmen kökenli çocukların yoğun olduğu yerler.

Göçmen kökenli olup da kendini okullarda kanıtlamanın ne kadar zor olduğunu kendi tecrübelerimden biliyorum. 1985 yılında, henüz 11 yaşında iken bir mülteci çocuğu olarak İsviçre’ye gelmiş, geldikten iki yıl sonra da normal bir okulda altıncı sınıfa devam edebilmiştim.

Altıncı sınıfın ortasında, üst sınıflara geçiş gündemdeydi. Sekundarschule`ye gitmek istemiş, bu hedefe ulaşmak için yoğun bir çaba harcamıştım. Ancak sınıf öğretmenim benimle aynı fikirde değildi.

Almanca bilgimin Sekundar`a yetmediğini düşünen öğretmenim beni Realschule`ye göndermeye karar vermişti. Ancak babam öğretmenin bu kararını kabul etmemiş, üst kuruma itiraz ederek Sekundar`a gitmemi sağlamıştı.

Babamın o dönem itiraz etmesi ve bundan dolayı benim Sekundar’a gidebilmem, ilerisi için eğitim olanaklarımı genişletti. Bugün geriye bakıp düşündüğümde, eğer babam öğretmenin bu kararına itiraz etmemiş olsaydı, ben Realschule`ye gitmiş olacaktım ve bugün yaptığım şeyleri icra edemeyecektim.

Göçmem kökenli çocukların okullarda yaşadıkları zorlukları kendim de yaşadığım için, eğitim sistemindeki eşitsizliklere karşı çıkmak benim için özel bir önem taşıyor.

Eğitim ve öğretim kurumları dünyanın her yerinde olduğu gibi İsviçre’de de en önemli sosyalleşme kurumlardır. Bu anlamda sosyalleşme ve eğitim arasında doğrudan bir bağ bulunuyor. Eğitimin amacı; eleştirel düşünebilen, araştırmalar yapabilen, bilgiye ulaşabilen ve teknoloji konusunda belirli bir aşinalık düzeyine sahip bireyler yetiştirmektir. Eğitim insana değerler sistemini öğretir ve inançlarını etkiler. En önemlisi ise, kişinin mesleğini ve toplumdaki yerini belirler. Fransız filozofu Helvetius bu konuda “Aldığımız eğitim neyse o kadar oluruz” der.

Planlı ve bilinçli olarak görevlendirilen yetişkinler (öğretmenler), eğitim aracılığıyla çocukların ve gençlerin kişilik gelişimlerini, amaçlarını ve gelecek beklentilerini yönlendirmeyi amaçlarlar. Burada kendimize sormamız gereken, “Acaba öğretmenler her zaman doğru ve hakkaniyetli kararlar mı verirler? “sorusudur.

“Okullarda ayrımcılıkla karşılaşmak günümüzde hala mümkün.“

www.haberpodium.ch

İsviçre’deki zorunlu eğitim ve öğretim müfredatına göre; çocuklara cinsiyet, din, ırk ayrımı yapılmaksızın aynı haklar ve fırsatlar sunulmaktadır. Bugüne kadar okullar, göçmen öğrencilerin entegrasyonu konusunda birçok çalışma yaptılar. Bu çalışmalar sayesinde birçok yol kat edildi. Ancak buna rağmen okullarda ayrımcılıkla karşılaşmak günümüzde hala mümkün. Bu da bize teorik olarak alınan önlemlerin pratikte tam olarak uygulanmadığını göstermektedir. İsviçre’de var olan zorunlu eğitim federal bir yapıya sahiptir. Bu da kantondan kantona değişen farklı eğitim müfredatlarıyla karşılaşmamıza sebep oluyor.

Göçmenlerin ve yerlilerin eşit olmayan eğitim fırsatları fenomeni tüm batı sanayileşmiş ülkelerde gözlemlenebilir. İzlenim, eğitim sisteminin “etnik olarak seçici” olmasıdır.

İsviçre’de de göçmen çocukların özel bir öğrenme planına sahip sınıflara gönderilmesi ve okullarda bu tür sınıfların gittikçe artması durumun ciddiyetini ortaya koymaktadır.

Bilindiği gibi orta okullarda öğrenciler eleme sürecine tabi tutulurlar ve başarı oranlarına göre bazıları Gymnasiumlarda (lise) eğitimlerine devam ederler. Bazıları da not ortalamalarına göre meslek okullarına yerleştirilirler. Bu eleme sürecinde öğretmenler ve okul yönetimi, yabancı kökenli çocuklar için genellikle onların Almanca diline olan hakimiyetini baz alırlar. Matematik ya da diğer derslerdeki başarıları göz ardı edilir.

Ebeveynlere görevler düşüyor

Okullardaki bu geçiş süreci ebeveynler tarafından ciddiye alınmalı ve önemle takip edilmelidir.

Çünkü bu zaman aralığında, çocukların gelecekteki kariyerlerinin temeli atılır. Eğer çocuğunuzun düşük seviyeli bir sınıfa gönderilmesi kararlaştırılmışsa, anne-baba olarak buna itiraz etme hakkınız bulunuyor. Verilere göre bu itirazlar çoğu zaman anlamsız gerekçelerle reddediliyor. Örneğin çocuğun dilinin yetersiz olduğundan yola çıkılarak, “kötü bir SEK A öğrencisi olacağına iyi bir SEK B öğrencisi olsun“ ya da “yüksek seviyeli sınıflarda zorlanacaktır“ düşüncesi gibi.

Göçmen kökenli gençler çoğu zaman becerileri, bilgileri ve yetenekleri dikkate alınmadan düşük nitelikli meslek okullarına yerleştiriliyorlar. Mevcut teknolojik dönüşümle birlikte yeni meslek dalları yaratılmakta ve bu meslekler için yüksek vasıflı insanlar tercih edilmektedir. Bundan dolayıdır ki, gençlerimizin iş sektöründe iyi bir pozisyona sahip olmalarının yolu köklü bir eğitimden geçmektedir.

Bu gelişmeleri göz önüne bulundurduğumuzda, eğitimdeki fırsat eşitliği konusunu bir kez daha kendimize ve yetkililere sormamız, tekrar gündeme getirmemiz zaruridir. Çünkü iyi bir eğitim bütün çocukların hakkıdır. Eğitime giden yol herkes için eşit olmalıdır.

www.haberpodium.chToplum odaklı teoriler eğitim konusuna daha geniş bir perspektifle bakıyor. Örneğin Hoffmann-Nowotny’nin (1973) “Unterschichtungsthese” (Alt Tabaka tezi)ne göre; Okullar eleme görevlerini yerine getirirlerken, göçmen çocukların en düşük seviyeli sınıflara yerleştirilmesini hedeflerler. Böylece istihdam sisteminin yapısını yeniden üreterek göçmenleri en alt tabak işler için hazırlar.

Ne yapmalı?

Öğrencilerin okul başarıları sadece bilişsel yeteneklerinin sonucu değildir. Burada pek çok faktörden etkileniliyor. Aşağıdaki faktörler okul başarısını etkileyen unsurların başında gelmektedir:

  • Öğrenci,
  • Öğrencinin ailesi,
  • Öğrencinin gittiği okul.

Yukarıdaki faktörlerin arka planı olarak dördüncü bir alanın, “Öğrencinin içinde yaşadığı toplum ve sosyal çevresi” olduğu da söylenebilir.

Göçmen kökenli çocukların ebeveynlerinin birçoğunun eğitim seviyelerinin düşük olduğu bir gerçektir. Bu da çocuklar için ciddi sonuçlar doğurmaktadır. Burada ailelere ve kurumlara düşen görev, kendi olanaklarımız ve imkanlarımız dahilinde çocuklarımızı desteklemek, onlara bu yolda eşlik etmek ve başarılı bireyler olabilmeleri için elimizden geleni yapmaktır.

 

www.haberpodium.ch

Deniz Çetin

Winterthur Belediye Meclis Üyesi

Sosyal Danışman

 

 

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı