İsviçre’de, istatistiksel olarak göç rakamları sürekli tutulur. Bu istatistiklere göre, her yıl belirli bir sayıda, özellikle de üçüncü ülke vatandaşları için kontenjanlar konulur.
Ancak İsviçre’de iş sahibi olan ya da serbest çalışan göçmenlerin başırıları ya da başarısızlıkları ile ilgili herhangi bir istatistik bulunmuyor.
Tages Anzeiger gazetesi adına yapılan bir araştırmada, göçmen iş yerlerinin İsviçre ekonomi piyasasına olan etkileri ölçüldü. Bu araştırmaya göre, İsviçre’de son 10 yılda yaklaşık 400 bin firma kuruldu. Bunların yüzde 70’i İsviçrelilere ait iken, geriye kalan yüzde 30’u ise göçmenlere ait. Firma kurmada Alman, İtalyan, Fransızlar önde gelirken, bu sıralamayı Slovak, Hindistanlı ve Danimarkalılar takip ediyor.
Ancak işyeri kuran göçmenlerin hepsi başarıya ulaşamıyor. Ortalama beş yıl içinde iş yerlerinin yarısı kapanırken, yaklaşık yüzde 10’u ise iflas ediyor. Özellikle Balkan kökenli girişimcilerin iflas yüzdeliği çok yüksek. Balkan kökenliler çok sık şirket kuran grupta yer alıyorlar. Bu durum Türkiye ve Sri Lanka vatandaşları için de geçerli.
2006-2016 yılları arasındaki ülke vatandaşlığına göre şirket kurma oranları şöyle;
İsviçre: 282.709
Almanya: 25.418
İtalya: 20.441
Fransa: 14.529
Portekiz: 7171
Türkiye: 5740
Sırbistan: 4684
Kosova: 4397
Avusturya: 4089
İngiltere: 3679
İş Kurma/ İflas etme oranları ise şöyle;
Sırbistan: % 27.9
Makedonya: % 20.8
Hırvatistan: % 20.3
Bosna-Hersek: % 19.6
Türkiye: % 19.6
Çok net bir açıklaması olmasa da, araştırmacılar göçmenlerin şirket kurma oranının yüksekliğini, göçmenlerin iş piyasasında çok az şanslara sahip olmalarına bağlıyorlar. Göçmenlere kapalı olan iş piyasaları, göçmenlerin kendi yaşamları idame etmeleri için kendi işlerini kurmalarına vesile oluyor.
Güncel rakamlara bakıldığında, özellikle Türkiye ve Balkan ülkelerinden gelen göçmenler kendi işlerini çok çabuk kuruyorlar. Bunun nedeni ise, bu kesimlerin iş piyasasında iş edinme şanslarının çok az olması.
Göçmenler tarafından kurulan işyerleri kısa sürede iflas ediyor
Göçmen işyerlerinin iflas etmelerinin ya da başarılı olamamalarının nedeni, çok az bütçelere sahip olmaları ve pazar analizi yapmadan işe girişmeleri. Çoğunun, zor zamanlarında maddi sıkıntılarını aşmak için temel bütçeleri de bulunmuyor.
Araştırma sonucuna göre, iflas rakamları özellikle inşaat, gastronomi, araba sektörü gibi alanlarda oldukça yüksek. Bu sektörlerde kurulan şirketler daha çok Türkiye ve Balkan ülkelerinden gelen göçmenler tarafından kuruluyor. Genel olarak bu kesimlerde satış ve pazar bilgisi çok az ve kazanç yüzdeliği de çok düşük. Birçoğu az kazanç elde edeceğini bile bile, yaptığı iş için oldukça fazla zaman ve enerji harcayabiliyor. Saatlerce işyerlerinde kalmalarına rağmen günlük kazançları çok düşük olabiliyor.
Sıkıntılar girişimci göçmenlerin gözünü korkutmuyor
Göçmenlerin büyük bir çoğunluğu gereken kapitali birçok kez aile ve yakınlardan borç ediniyor. Bu durum genellikle kapanma ya da iflas gibi durumlarda sıkıntılara yol açıyor. Bu tür sıkıntılar buna rağmen göçmenlerin gözünü pek de korkutmuyor; Örneğin 1867 yılında Alman Heinrich Nestlé, dünyaca tanınmış Nestlé şirketini kuruyor. Lübnanlı göçmen Nicolas G. Hayek ise, dünyaca ünlü saat markası Swatch’ı kuruyor. Yakın tarihten de, bu göçmenlerin başarılarına benzer birçok örnek sıralanabilir.
Araştırmacılara göre,işyeri açma ve başarılı olma rakamları kısa zamanda olumlu yönde değişecek. Bunun temel nedeni ise, İsviçre’de entegre sürecinin çabuk gelişiyor olması ve sosyal yükselişin hızlı olması.
Birçok farklı dil bilen, daha iyi eğitim alan, teknolojiyi takip eden ikinci ve üçüncü nesiller saatlerce iş yerinde oturmayı düşünmeyeceklerdir.
Mahalle bakkaları ise piyasadan kaybolmayacak, bunları daha çok Arap ülkelerinden gelen mülteciler devralacak.
