Diziİsviçreisviçre

İsviçre’nin eriyen buzulları Avrupa’nın su kaynaklarını tehdit ediyor

İsviçre'deki buzullar yüz yıldan kısa bir sürede yarı yarıya küçüldü. Bir araştırmaya göre, sıcak geçen bu yaz, buzulların erimesi daha da hızlandı.

İsviçre’de deniz seviyesinden 3000 metre yükseklikte buzullara rastlanır. Ancak Les Diablerets köyünde teleferik işleten Glacier 3000 şirketine göre bu bölgede artık sadece çıplak kayalıklar var.

Tsanfleuron ve Scex Rouge buzulları ortadan ayrılarak bin yıllardır buz altında kalmış toprağı gün yüzüne çıkardı. Şirketin yöneticisi Bernhard Tschannen’e göre, “Biz belki de bu topraklarda yürüyen ilk insanlarız”.

Tschannen, İsviçre’nin en çok ilgi çeken noktalarından birinin göz önünden kaybolmasına tanık oluyor.

Burayı ziyaret edenler Mont Blanc‘tan Matterhorn’a kadar Alpler’i oluşturan dağları uzaktan görebiliyor. Kısa bir süre öncesine dek kilometrelerce uzunlukta mavi buzullar üzerinde de yürüyebiliyorlardı. Bugünse buzul; çamur, su birikintisi ve kayalarla parçalanmış durumda.

Bilim insanları yıllardır Alpler’deki buzulları inceliyor. Zürich Federal Teknoloji Enstitüsü ile İsviçre Federal Peyzaj Ofisi, bölgenin 1930’lardaki halini gösteren fotoğrafları günümüzdekilerle kıyaslıyor.

Bulgular, Avrupa’daki buzulların uzun zamandır küçüldüğünü gösteren verilerle uyumlu ve buzul kaybı ile küresel ısınma arasında doğrudan bağlantı var.

Alp buzulları

Bern Üniversitesi’nde buzul uzmanı Mauro Fischer, Tsanfleuron ve Scex Rouge buzullarını gözlemliyor. Her yıl bahar, yaz ve güz aylarında buzulların kalınlığını ölçüyor.

Fischer, Temmuz’da ölçüm aldığında şoke olmuştu. Buz erimiş, ölçüm çubuğu yere düşmüştü. “Ölçümlere başladığımızdan beri, son 10 yılın ortalamasının üç katından fazla buzul kaybı olmuş, tablo dip yapmıştı” diyor.

Buzulların erimesi tehlikeyi de beraberinde getiriyor. Ünlü Zermatt kayak merkezinden Matterhorn’a tırmanışlar askıya alınmıştı; kayaları yerinde sabit tutan buz artık yoktu.

 Avrupa’nın ‘su depoları’

Eriyen buzullar uzun süredir saklanan sırları da açığa çıkarıyor. Bu yaz, 1968 yılında düşen bir uçağın enkazı Aletsch buzulundan çıktı. Onlarca yıldır kayıp olan dağcıların buzla mükemmel bir şekilde korunmuş cesetleri de keşfedildi.

Ancak buz kaybının sonuçları, yerel turizmin gördüğü zarardan ya da kayıp dağcıların bulunmasından çok daha geniş kapsamlı.

Buzullar genellikle Avrupa’nın su depoları olarak anılıyor. Kışın yağan karı depolayan buzullar, yaz boyunca da bunları nehirlerle yavaşça salıp, tarımsal sulamada ve nükleer enerji santrallerini soğutmada kullanılıyor.

Almanya’da Ren Nehri’nde taşımacılık, su seviyesinin ağır yüklü mavnalar için çok düşük olması nedeniyle bu yaz kesintiye uğradı. İsviçre’de çok sığlaşan ve ısınan nehirlerde ölmekte olan balıklar aceleyle kurtarıldı.

Fransa ve İsviçre’de nükleer enerji santralleri kapasitelerini düşürmek zorunda kaldı, çünkü onları soğutacak su sınırlıydı.

Dünya Buzul İzleme Servisi’nden Samuel Nussbaumer, bunun gelecekte olacakların bir işareti olduğuna inanıyor.

Nussbaumer, mevcut tahminlere göre bu yüzyılın sonuna kadar sadece dağların yüksek kesimlerinde buz kalacağını söylüyor: “Yüz yıl içinde sadece 3,500 metrenin üzerinde hala biraz buz olacak. Yani, bu buz yok olursa artık hiç su kalmayacak.”

Bu yaz yaşanan buzul kaybının boyutu oldukça düşündürücü. Buzul uzmanı Mauro Fischer, yaptığı gözlemler sayesinde neler olduğunu bilmesine rağmen, sonucun kendisini duygulandırdığını itiraf ediyor. “Sanki eriyen buzullar ağlıyor. Yüksek dağların durumu bize gerçekten değişmemiz gerektiğini söylüyor. Bu beni gerçekten üzüyor.”

Glacier 3000’de Bernhard Tschannen, erimeyi yavaşlatmak amacıyla kalan buzların bir kısmını koruyucu örtülerle sarmaya başladı. Kendisini çaresiz hissedip hissetmediği sorulduğunda duraklıyor ve şunları söylüyor:

“Buzul erimesinin belki biraz yavaşlamasını sağlayabiliriz ama sanırım tamamen durduramayız, en azından bu yükseklikte buzullar için.”

Richard Lehner’in büyük dedeleri Zermatt’ta vadide yaşıyorlardı ve buzulların vadinin içlerine kadar uzanıp otlaklarını kaplamamasını umut ederlerdi. 19. yüzyılda o kadar çok buz vardı ki, yoksul İsviçre Alpleri’nde yaşayan yoksul topluluklar, buzulların bir kısmını kesip Paris’teki lüks otellere satıyorlardı, şampanyalarını soğutmak için.

O günlerin çoktan geride kaldığını ve kimsenin o günlere özlem duymadığını söylüyor. Ama hiç buzul olmaması? “Bu bir sorun. Sadece bu dağlarda değil, tüm Avrupa’da. Bu buzullar, bu su… Buzullar olmadan nasıl yaşayacağımızı bilmiyorum.”

Kaynak:BBC

AD Consultancy

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı