İsviçreisviçreSağlık

Korona zamanında doktor olmak

Dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs her ne kadar kontrol altına alınmış olsa da çoğunlukla sağlık çalışanlarını ve doktorları etkiliyor. Bu dönemde görevlerine devam eden sağlıkçılar büyük riskler altında çalışıyorlar.

Hastalar ile yakın temas kurmak zorunda kalan sağlıkçıların ve doktorların çoğu, olası bir virüsün ailelerine de bulaşabileceği korkusu ile evlerine tedirgin bir şeklide gidiyorlar.

Bu dönemde bazı doktorlarla görüştük ve Korona’dan kaynaklı korkularını, yaşadıklarını ve deneyimlerini sorduk;

Yasemin Schreiber Pekin

Dr. med. Yasemin Schreiber-Pekin

Kadın Doǧum Uzmanı, Psikoterapist

 

Bir doktor olarak, Korona’nın ilk zamanlarında nasıl çalıştınız?

Mart ayının sonlarında herkes gibi bir bocalama yaşadık. Kronik ağrı üzerine uzman olan eşim ve ben acil hastalara açık tuttuk muayenehaneyi. Ben jinekolog ve psikoterapist olarak çalışıyorum. Hamilelik kontrollerini sürdürdüm, psikoterapi hastalarımı arayıp durumlarını sordum, telefonda psikoterapi yaptık. Üç dört haftanın içinde önlemlerimizi alarak normal çalışmaya döndük.

Şu anki çalışma şeklinizden bahsedebilir misiniz? Ne tür önlemler altında çalışıyorsunuz?

Bekleme salonunda hasta sayısını 2 metrelik mesafeyi koruyacak şekilde azalttık. Hastalardan refakatçı getirmemelerini veya bu kişilerin dışarda beklemelerini rica ediyoruz. Çalışırken maske kullanıyoruz ve iki hasta arasında pencereleri açıp odayı havalandırıyoruz. Her hastadan sonra muayene sedyesini dezenfekte ediyoruz. Șimdilik hastaların maske kullanma zorunluluğu yok. Girişte ve çeşitli yerlerde dezenfektan var. Lavaboyu el değmeden kullanılacak şekilde değiştirdik.

Hastalarınızın Koronavirüs konusunda yeterli derecede bilgi sahibi olduklarını ya da konuyu ciddiye aldıklarını düşünüyor musunuz?

Birçok insan eve kapanmaktan, hasta olmaktan ve işini kaybetme kaygısından dolayı bunalım yaşıyor. Kuralların abartılı olduğunu düşünen, fakat uyanlar çok. Ciddiye almayanlar da var tabi ama asıl problem, işini kaybetme veya “bulaştırıcı“ damgası yeme korkusundan hastalık belirtilerini saklayanlar.

İsviçre sağlık sistemi Korona ile ilgili gerekli ihtiyaçları karşılamada yeterli mi sizce?

Genel olarak evet. Asıl tehlikenin virüsten ziyade virüsün yarattığı ekonomik yıkımdan, psikolojik ve sosyal sağlık sorunlarından geldiğini düşünüyorum. Son zamanlarda “önce sağlık“ tabiri çok moda oldu. Bu arada psikolojik ve sosyal sağlığın en az bedensel sağlık kadar önemli olduğu unutuluyor.

Gelecekte virüs salgınlarıyla yaşamayı öğrenmemiz gerekeceğini düşünüyorum.Bunun çözümü daha fazla önlem almak değil; fakirlik, nüfus fazlalığı, eğitim gibi küresel sorunları çözmektir. Temiz sudan, başının üstünde bir çatıdan, hijyenik alt yapıdan yoksun, yetersiz beslenmeden bağışıklık sistemi zayıf düşmüş insanların her türlü hastalığa yakalanması ve hastalığı yayması elbette ki çok olağan. Korona’dan en çok etkilenen ülkeler sağlık sistemi yetersiz olanlar.

Bir doktor olarak buradan ne tür mesajlar vermek istersiniz?

Korku ve stres bağışıklık sistemini zayıflatır. Önerilen kurallara uymak fakat panik yaratmamak gerek. Bunun yanı sıra, dengeli beslenme, sigara ve benzeri zararlı maddelerden uzak durma, spor yapma tavsiyelerini ciddiye almak herkesin kişisel sorumluluğuna dayanır.

Bu arada multirezistan, yani her şeye karşı direnci olan mikropların yayılması açısından aşırı dezenfektan kullanılmasını çok sakıncalı buluyorum.

isvicre haberleri, www.haberpodium.ch. İsviçre gündemi, haberpodium, isvicre vatandasligi, isvicre haberleri

Dent.Med Mutlu Şahin

Diş Hekimi

Mutlu Şahin, Korona’nın ilk dönemlerinde kliniğindeki düzenlemelerden şöyle bahsediyor;

“İtalya’da ilk vakalar görülmeye başladığında kendimizce bazı tedbirler almaya başladık. Hastalarla mesafeli bir şekilde uzaktan selamlaşarak, ateş ölçerek, el hijyenine dikkat ederek…

Onun dışında, dış hekimliğinde her zaman aldığımız hijyen kurallarını uygulamaya, daha özenle devam ettik. Her hastada maske ve eldivenle çalıştığımızdan bu bizim için bir avantajdı aslında. Sadece önceleri maskeyi tam da doğru kullanmıyorduk. Korona’nın ilk günlerinde itibaren cerrahi maskeyle burnumuzu ve ağzımızı iyice kapatarak çalışmaya başladık.  İsviçre’de ilk vakalar görülmeye başladığında beni bir endişe sardı. Çünkü tanımadığımız, bilmediğimiz bir hastalıkla karşı karşıyaydık. Çin’den ve İtalya’dan gelen haberler ürkütücüydü.  Her gün saat 12:00’de İsviçre’de açıklanan vaka sayılarını takip ediyordum. Kanton sağlık yetkililerinden düzenli olarak nasıl çalışmamız gerektiği konusunda talimatlar aldık hep.“

Bu durum çalışmalarınıza nasıl yansıdı?

İlk başlarda, Korona ile ilgili bilinmezlikler, vaka ve ölüm oranlarındaki artışlar oldukça kötü etkiledi çalışmalarımızı.

Her hastaya, onda adeta Korona varmış gibi yaklaşıyorduk. Bu tamamen kendimi,ailemi, çalışanlarımı ve tabi ki de hastalarımı korumak içindi. Sağlık açısından bir sorun yaşamadım ama yaklaşık 3 hafta kendimi korumak için çalışamadığımı belirtmek isterim.

Korona’ya yakalanan hastalarınız oldu mu hiç?

Korona’ya yakalanan hastalarım çok nadir oldu. Önlemlerin gevşetilmesinden sonra, yani tekrar normal çalışmaya başladığımızda, bir kadın hastam kliniğe geldi ve muhtemelen Korona geçirdiğini söyledi. O sıralar testler az yapıldığı için tam olarak bilmediğini belirtti. Zaten bir çok insan, belki ben de bu hastalığı farkında olmadan ayakta da atlatmış olabiliriz.

Çalışmalarınız şu an nasıl devam ediyor?

27 Nisan’dan itibaren çok sıkı hijyen kurallarıyla çalışmaya başladık. Çalışma alanımız direkt hasta ağzı olduğu için daha riskli bir durumdayız. Ancak cerrahi maske, gözlük vs gibi  aldığımız sıkı önlemlerle normal çalışmamıza döndük. Artık herkes elinden geldiğince kurallara uyup verdiğimiz talimatlara göre hareket ediyor. Bu da bizim işimizi kolaylaştırdığı gibi riski de düşürüyor.

Koronavirüs nedeniyle alınan önlemleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Avrupa devletleri özelde İsviçre ilk defa bir Pandemi sürecini bu kadar derinden ve ciddi hissetti. Ama ilk şoktan sonra gerekli önlemlerin alındığını ve bu konuda halkı koruyacak yeterli tedbirleri alındığını düşünüyorum. İsviçre nüfus yoğunluğunun az olması, yaşam standartlarının yüksek olması ve devletin halk üzerinde yasaklara çok fazla gerek duymadan halkı duyarlı kılma politikasından kaynaklı Korona’ya yaklaşım, diğer ülkelerle kıyaslandığında oldukça iyiydi bence.

Bundan sonraki süreç nasıl olacak sizce?

Korona hem sosyal hem ekonomik hem de özel alanda hepimizin hayatını belli oranda değiştirdi. Fikrimce, bundan sonra bir grip gibi hayatımızda yer alacak. Sonbahar ve kış aylarında ikinci bir Korona dalgası bekleniyor. Ancak güncel istatistiki rakamlarda da görüldüğü gibi, ilk dalga gibi kontrolsüz ve öldürücü olmayacak bu. Risk grubunda olan kronik ve yaşlı hastaların kendilerini korumaları gerekiyor. Umarım yakın bir zamanda aşı çalışmaları sonuç verir ve risk grubunda bulunan insanları korumuş oluruz.

 

Cankut Yüksel

Dr. Cankut Yüksel

Anadolu Kliniği yetkilisi

 

Korona’nın ilk dönemindeki ruh halinizden bahsedebilir misiniz?Neler yaşadınız?

Bizim için çok yeni, farklı ve zorlu bir dönemdi. İnsanlığa yardım etmeliyiz diye kendi canımız pahasına çalıştık. Kendi canım dışında ailemi de riske atmak zorunda kaldım tabi. Çocuklarımın, okulların da tatil edilmesi nedeniyle 3 ay evde kalmaları çalışma zorluklarını katladı.

Sağlıksal açıdan herhangi bir sorun yaşadınız mı? Ya da bu yönlü bir kaygınız oldu mu?

Bağışıklık sistemimin kuvvetli olması için düzenli tedaviler alıyorum. Bu açıdan bir sağlık sorunu yaşamadım. Anca az da olsa kaygılanmadım desem yalan olur. Çünkü tıpta hiçbir şey %100 değildir. Pandemi sürecinde hastalık şüphesi olan hastaları öncelikle telefonda bilgilendirerek, test yapılan merkezlere yönlendirdik. Çıkan test sonucuna göre kliniğimize gelmelerine onay verdik. Klinikte çalışan ve kliniğe gelen herkes bol bol dezenfekte ürünü ve koruyucu maske kullandı. Bu sayede kaygılarımızı en aza indirmeye çalıştık.

Siz ikinci bir Korona dalgası bekliyor musunuz?

Bence ikinci hatta üçüncü dalga da olacak. Lakin azalan oranlarda. Önemli olan bağışıklık sisteminin kuvvetli olması. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek için D3 vitamini, çinko alınmasını öneririm. Yılda en az bir kez doktor kontrolüne gidin ve dediklerine uyun. Sağlıklı ve stressiz yaşayın. Bu sayede hepimiz bu kötü dönemleri sorunsuz bir şekilde atlatabiliriz.

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı