Sosyal medya ve yeni nesil gençlik

Edibe Gölgeli

Basel Kanton Milletvekili

Ekonomist

edibe.goelgeli@gmail.com

Günde kaç saatinizi internette geçiriyorsunuz? Kaç saatinizi Facebook’a fotoğraf yükleyerek, Twitter iletinizi günceleyerek harcıyorsunuz?

Eğer 1 saatten az ise, o zaman orta yaş kategorisine girmiş bulunuyorsunuz. Çünkü genç nesil artık tüm aktivitelerini sosyal medya üzerinden yürütüyor.

Sosyal platformlar, gençlerin kendilerini sınır olmaksızın ifade ettiği, fikirlerini paylaştığı, toplumsal sansürlere takılmadığı özgür ortamlar sunuyor.

İnternetin ilk çıktığı zamanlarda, “Chat“ ile tanışmalarda a-sosyal nitelemelerden bahsedilirdi. Ancak sosyal medya etkisi ve yaygınlığı zamanla bu düşünceyi ortadan kaldırdı. Artık tanıdıklarınızla herşeyi anı anına paylaşabiliyorsunuz. Dünyanın neresinde olursanız olun, nerede olduğunuzu, kiminle ne yaptığınızı bir yazı ya da fotoğrafla belirtebiliyorsunuz. Bu durum, olağanüstü düzeyde, küresel bir sosyalleşme durumu da ortaya çıkarıyor.

Kişisel olarak, Facebook ve Twitter’ı ilk andan beri kullanıyorum.

Sosyal Medya, iletişim ve telekomünikasyon konuları mesleki olarak ilgi alanıma girdiği için kendimi bu olanaklardan hiç mahrum bırakmadım.

5 yıl önce Facebook’da kimsecikleri bulamazdınız. Burada sadece tek-tük internet tiryakileri ya da uzman kişilerle karşılabilirdiniz. Şimdi ise bu durum, yüz milyonları içine alan dev bir ağa dönüştü.

Sanırım sosyal medya etkisini ilk olarak Amerika’daki başkanlık seçimlerinde gördük.

2008 yılındaki ABD başkanlık seçimlerinde, Barack Obama sosyal medya ile büyük bir çıkış yaptı. Obama o zaman ki seçim kampanyasında sosyal medyayı kullanmaya karar verdiğinde büyük bir risk aldığını düşünüyordu.

Barack Obama, gazete okumayan, televizyon izlemeyen, bütün iletişimlerini sosyal ağlar üzerinden sağlayan bir kuşakla karşı karşıyaydı. Aslında ulaşmak istediği hedef kitle tam olarak onlardı.

Seçim öncesi mybarackobama.com’u kurarak Amerikan gençliğinin kalbinde yer edinden Obama, bu kampanya sonucunda ABD başkanı seçildi.

İşte iletişim bilimciler eski moda pazarlama yöntemlerinin gençleri etkilemediğini o zaman fark ettiler. Yani gençleri farklı bir kanalda yakalamak gerekiyordu. Bilgisayarda!

İnsanların, sosyal yaşamda oldukları kadar sosyal medyada da aktif olmaları gerektiği düşüncesinden hareketle, bu medya ağlarının nitelikli bir şekilde kullanılmaları gerektiğini savunuyorum. Çünkü sosyal medya üzerinden çok kısa bir zaman diliminde birçok insana ulaşılabiliniyor.

Peki ya güvenlik?

Herkes bu konuda sürekli endişeler taşıyor. Özellikle NSA’nın çalışmalarını gizli belgeleriyle ifşaa eden Edward Snowden’dan sonra internet ve sosyal ağlar daha çok sorgulanır hale geldi.

Sosyal medyayı etkin olarak kullanan gençlerin en dikkat çekici özellikleri cesur ve açık olmaları. Profil sayfasında cep telefonunu, eğitim bilgilerini, hatta ev adresini bile paylaşan gençlerin sosyal ağlardaki tehliklere karşı farkındalıkları oldukça düşük.

Gençler sınıf arkadaşlarına güvendikleri kadar, herhangi bir sosyal platformda tanıştıkları birine de aynı derecede güvenebiliyorlar. İstatistiklere göre gençlerin yüzde 65’i, arkadaş listelerine tanımadıkları birilerini eklemekten çekinmedilerini ifade ediyor.

Şunları da unutmamak lazım tabii ki. Tunus, Libya ve Mısır’da Arap Baharı’nı başlatan Facebook/Twitter’dı. Türkiye’deki Gezi Parkı eylemleri hızlı bir şekilde sosyal medya platformlarıyla yönlendirildi.

Kullandığımız sosyal medya olanaklarını tanımakta fayda var. Bundan hereketle, Sosyal Medya ağını küçümsemek, tam tersine daha çok dikkate almak gerekiyor.

Yeni bir yazarlık furyası mı?

Sosyal medya, artık göz ardı edemeyeceğimiz kadar büyük ve ilgi gören yeni bir yazarlık furyasının kapılarını da araladı. Peki nedir bu yeni nesil yazarlığı?