Editörün Notu-İsviçre’de nükleer santraller kapanıyor
Aydın Yıldırım
Genel Yayın Yönetmeni
İsviçre’de yaşayan Türkiye kökenliler arasındaki siyasi ve dinsel ayrışmalar son dönemlerde hız kazandı. Peki nasıl oluyor da İsviçre gibi küçük bir ülkede, birbiri ile ticari ve bireysel ilişkileri yoğun olan insanlar bu derece ayrışabiliyorlar? Ya da gerçekten, her şey göründüğü gibi mi?
Olaya dışardan bakan birisi olarak edindiğim izlenimler doğrultusunda; karşılıklı ticari çıkarlar, ekonomik kaygılar ya da makam koltuğunu korumalar bu ayrışmalara pek de izin vermiyor diyebilirim. İlişkilerde hassasiyet ve dengeler önemli ama. Ön planda başka, arka planda daha başka olabiliyor her şey. Örneğin Türkiye’den gelen siyasetçilerin katıldığı toplantılarda “FETÖ Terör Örgütü“ söylemini kullananlar, ağız dolusu saldıranlar, saldırdıkları kesimin kurumlarına üyeliklerini devam ettirebiliyorlar.
Peki bireyi kendisi olmaktan çıkaran şey ne?
Tabii ki çıkar dengesi… Ve bu çıkar dengesi bir başka gün elbette çok kolay değişebilir. Geriye ise toplumsal ve kültürel değerleri erozyona uğramış bireyler kalır. Bunun üzerine daha çok konuşulabilir…
……………..
HaberPodium olarak ayrıştırmalar ve ötekileştirmelerle ilgili karşıt tavrımızı hep koruduk. Yayınlarımızda şiddet, nefret, etnik ve mezhep vurguları yapan dillerden uzak durduk. Kimseyi aşağılayıp hor görmedik. Özgün çizgimizi her zaman korumaya çalıştık. Zaman zaman sıkıntılar yaşasak da “Bu da işin tuzu- biberi“ dedik ve geçiştirdik. İçeriklerimizde ele aldığımız konuların temel olarak İsviçre gündemine ve buradaki yaşama dair olmasına özen gösterdik. Çıkış noktamız aslında buydu diyebilirim; buradaki yaşamı işlemek, insanlarımızın bilgi eksikliklerini, sorunlarını giderecek konulara yer vermek temel hedefimiz oldu. Biliyoruz ki, burada çocuklarımız ve gençlerimiz eğitim konusunda çok gerideler. Meslek, dil ve çalışma yaşamına dair ciddi eksiklikleri var insanlarımızın. Basın kuruluşu olarak, sahip olduğumuz sorumluluk gereği, işlediğimiz konularla insanlarımızı buradaki yaşama dahil etmeye, burada olan biteni haberdar etmeye çalıştık hep. Aidiyetlerin ve kimliklerini öneminin farkında olup, farklılıklara saygı temelinde çalışmaya devam edeceğiz.
………….
Türkiye’de son dönemde olup bitenler, burada iş yapan esnafımıza da yansıdı. Durağan bir dönem geçiren Türkiyeli esnaf, kimi zaman ürününün zamanında gelmemesinden, kimi zaman uzun süren bürokratik işlemlerden ya da burası ile var olan 2 saatlik farktan, kimi zamansa Türkiye’de iş yaptığı firma sahibinin güncel nedenlerle (!) tutuklu olmasından doğan aksaklıklardan ve bunun getirdiği engellerden yakınıyor.
Bu durumda ister istemez alternatif arayışlara yönelmek zorunda kalan Türkiyeli esnaf, diğer taraftan İsviçre piyasasındaki durgunluktan da etkileniyor. Umarız bu durağan dönem kısa sürede geçer ve esnafımızın yüzü yeniden güler.
……
İsviçre’de 27 Kasım Pazar gününe kadar, “Nükleer Enerjinin Kademeli Olarak Kaldırılması İnisiyatifi“ oylamaya sunulacak. Bu İnisiyatif ile, İsviçre’de yeni nükleer santrallerinin inşasının yasaklanması ve işlev halinde olan 5 santralin (Beznau I, Beznau II ve Mühleberg, Gögen ve Leibstadt) 2029 yılına kadar kapatılması talep ediliyor. İnisiyatif ülkedeki nükleer santrallere ve olası tehlikelerine dikkat çekiyor.
Aslında inisiyatif kabul edilmese bile, Federal Hükümet birkaç yıl önce aldığı bir karar doğrultusunda, bu 5 nükleer merkezi 2034 yılına kadar aşama aşama kapatacak. Santrallerin kapanması ile, nükleer enerjiden doğacak açığı telafi etmek için; hidroelektrik, güneş, rüzgar, biokütle, fosil yakıtları gibi etmenlerden faydalanılacak. İsviçre, yenilenebilir diğer kaynaklarla ilgili daha fazla yatırım yapmayı da hedefliyor.
Alternatif enerji konusunda oldukça zengin olan İsviçre’nin bu konuda diğer ülkelere örnek olabileceğini söylemek yanlış olmaz.
Sevgiyle…
