
Eşitlik talepleri hala karşılanmadığı için öfke ve hayal kırıklığı yaşayan kadınlara; oy hakkının verilmesinden 50 yıl, 1991’deki ilk kadın grevinden 30 yıl ve Fırsat Eşitliği Yasası’nın yürürlüğe girmesinden 25 yıl sonra yeniden gündeme gelen bu yılki kadın grevinin merkezinde; daha iyi ücret ve yaşlılık maaşları, yeterli çocuk bakım yerleri ve cinsel şiddete karşı daha fazla koruma talebi konuları yer aldı.
Korona salgını nedeniyle eylemler, genellilke merkezi olmayan bir şekilde yürütüldü. Eylemler kapsamında; feminist pikniklerden bilgi stantlarına, tiyatro gösterilerinden danslara kadar çeşitli etkinlikler organize edildi.
Grevin organizatörlerinin açıklamalarına göre, özellikle de pandemi, kadınların çalışmalarının yeterince tanınmadığını ve uygun bir şekilde ücretlendirilmediğini açıkça ortaya koydu.
Ülke genelinde çok sayıda şehirde düzenlenen gösterilerde öne çıkanlar yerler Bern, Basel, Zürich ve Luzern oldu.
Bern şehir merkezindeki gösteriye binden fazla kadın katıldı. Waisenhausplatz çevresinde oluşturulan insan zincirinde “Savaşmaya devam ediyoruz” pankarları taşınırken,“Hedefimiz aynı miktar” şeklinde sloganlar atıldı.
Basel’deki eyleme, koruyucu maske ve şarkılar eşliğinde yaklaşık 4 bin kişi katıldı.
Luzern’deki eylemde yaklaşık 1000 kişi yer aldı. Feminist Grev Kolektifi Luzern, kadınların grev gününde “gerilemeye karşı ileri” şeklinde mesjlar paylaştı. Luzern’de, “feminist grev yeri” olarak adlandırılan Theatreplatz’da saat 17.30’da başlayan eyleme müzik de eşlik etti.
Öğleden sonra Helvetiaplatz’da toplanan ve saat 18.30’dan itibaren Zürich şehir merkezinde yürüyen binlerce gösterici ise, şarkılar ve danslar eşliığnde ataerkilliğe karşı tepkilerini dile getirdi.
Neuchâtel ve La Chaux-de-Fonds’da da yüzlerce kadın eylemler yaparak, öğleden sonra merkezi yerleri işgal etti.