Meral Acar

Çocuktur anlamaz (mı?)

Meral Acar, www.haberpodium.ch

Dr. Meral Acar

Çocuk, Ergen, Aile Psikoloğu ve Danışmanı

acarmeral@googlemail.com

 

 

 

Eskiden çocuklar doğduğunda, “Henüz bebek, anlamaz“ denirdi. Bugün artık doğduğu andan itibaren iletişime geçtiğini, daha anne karnındayken bile çevresinde olan biten herşeyin fakına vardığını, hatta babasının sesini tanıdığını bile konuşuyoruz.

Mutlu bir hamilelik dönemi geçirmiş bir annenin bebeğinin daha mutlu ve huzurlu olduğunu biliyoruz. Çocuk, ilk yakın çevresi olan ailesindeki olumlu ve olumsuz çevre faktörlerinin içindedir. Sonrasında, ikinci çevre faktörü olan okul ile bu alan genişler.

isvicre-egitim-www.haberpodium.chÇocuğun anne – babası ile iletişiminin başlamasıyla beraber, çocuk anne ve babasından neyin doğru neyin yalnış olduğunu, ev içindeki kuralları öğrenmeye başlar.

Kuralları koyarken, sadece çocuktan bunu kural olarak kabul etmesini ve sorgulamamasını beklemek sizi kuralın amacına götürmez. “Hayır, yapma“ ile çocuğa bağırmak veya kızmak yerine, “Bak elin yanabilir“, “Bu tehlikeli, üstüne düşebilir“ gibi onların anlayacağı dilden konuşarak, örnekler vererek neden bu kuralın var olduğu ve bu kurala neden uyulması gerektiği çocuğa net anlatılmalıdır.

“Çocuktur, anlamaz“ deyip geçmemek lazım. Çünkü onlar herşeyin farkındadırlar ve konuşmaya başlamadan önce sizi dinler ve anlarlar. Burada aileye düşen görev, onlarla iyi bir iletişime geçerek kuralları onlara anlatmaktır. Zaman içerisinde çocuk, bunların sadece kural olduğu için yapılması gerektiğini değil de, “Annem-babam beni çok seviyor, bunu yapmamı istememelerinin bir nedeni olmalı“ şeklinde düşünmeye başlar. Bunlar, bir çocuğun gelişim döneminde beklenen normal davranışlardır.

Ergenlik dönemi

isvicre-egitim-www.haberpodium.ch

Toplum içinde yazılı olmayan kurallar vardır. Çocuk büyüdükçe, okul hayatı ile birlikte çevreye ait bu toplumsal kuralların da farkına varır. Mesela otobüse, tramvaya binerken, sinema veya tiyatroya girerken sıraya girmek, toplu taşıma araçlarında yaşlılara, hamilelere yer vermek gibi…

Çevrenin bireyler üzerinde en etkili olduğu dönem kuşkusuz ergenlik dönemidir. Ergenlik döneminde ergenin bütün gelişim dönemleri göz önüne alınırken, onda bir takım fiziyolojik ve bedensel değişiklikler başlar. Bu değişimlere bilişsel değişimler de eşlik eder. Ergen kendini artık çocuk olarak görmediği için, çevresinden bu yönde gelen mesajlar onun duygusal ve sosyal gelişimine etkiler. Kendi iç dünyası ile çevreyi algıladığı, görüşü ile anne ve babasından zamanla ayrıştığı dönemdir bu dönem. Bu dönemi yaşayan ergende, duygusal olarak kendini diğer kişilerden ayırıp bağımsızlığını ele alma, kendi ayakları üzerinde durma isteği ön plandadır.

Ben de varım…

Bilişsel gelişimin eşlik ettiği bu dönemde ergende akıl yürütme, sorgulama ve karar verme davranışları baş gösterir. Bugüne kadar evde alınan bütün kuralları itiraz etmeden kabul eden ergen, artık bu kuralları neden izlemek zorunda olduğunu sorgulamaya başlar. Örnegin; neden saat 6’da evde olması gerektiğini, neden saat akşam 9`da uyuması gerektiğini, neden dışarı çıkarken izin alması gerektiğini, düşünmeye başlar. Kuralları sorgulama dönemi, bu kuralları koyan kişilerle karşı karşıya gelmesine neden olur. Ergen için, kurallar koyan anne ve baba kusursuz kişiler değildirler artık. Onların düşüncelerini eleştirmeye, beğenmemeye başlarken, kendisinin de bazı düşünceleri olduğunu ortaya koyar. Hatta toplum kurallarına, devlet yönetimine, dünya politikalarına karşı yeni fikirler getirerek tartıştığını görürüz.

Dolayısıyla ergen, artık sosyal ilişkilerindeki kontrolü kendi eline almak ve sosyal ilişkilerini kendisi yönetmek ve düzenlemek isteyecektir.

Arkadaş grubu belirleyici

isvicre-egitim-www.haberpodium.ch

Bu dönemin özelliği gereği ergen otoriteye karşı gelirken, tolumsal kuralları eleştirmeyi pek fazla umursamayıp topyekün reddedebilir de. Anne ve babanın onayladığı bir arkadaşı ona çok itici gelebilir. Ya da modaya uygun veya markalı kıyafetler giymediği için arkadaş çevresinden dışlanabilir. “Hayır“ demesi gereken yerde arkadaş grubundan çıkmamak için sesini çıkarmayıp, gruba uyum göstermek durumunda kalabilir. Belki de sırf gruba dahil olmak için istemediği davranış ve görüşleri savunur görünmeye bile çalışabilir.

Yine bu dönemde, arkadaşlarının etkisi ile sigara, alkol gibi zararlı maddeleri kullanma eğilimi de gösterebilir. Arkadaş grubu baskısı ile başa çıkmak ergenlik döneminde oldukça zor ve yorucu bir dönemdir.

Ergenlik döneminde bireyin egosunu kontol etmesi yetişkinlere göre yeterli seviyede olmadığı için ergen, çok ciddi konularda dürtüsel hareket edebilir, anlık aldığı kararları yapabilir. Bunun sonunda oluşabilecek sonuçları düşünmeden eyleme her an meyillidir. Bizdeki “Delikanlı genç“ deyimi ile tam da bu anlatılmak istenmektedir.

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı