Keman sanatçısı: Şafak Çelik
Şafak Çelik, sanatsal faaliyetlerini 7 yıldır İsviçre’ de sürdüren bir keman sanatçısı.
Sağlam bir müzik geçmişi olan Çelik, çocukluğundan bu yana müzikle uğraşıyor ve anne tarafından, Türkiye’ de sanat camiiasının yakından tanıdığı Şenyaylar ailesinden.
Sözlerine “Anne tarafımdan çok büyük müzisyenler yetişti, müzik konusunda ciddi emek vermiş sanatçılar, alanına hükmeden insanlar bunlar“ diye başlıyor.
Genç yaşta büyük sanatçılarla çalıştığını söyleyen sanatçı, buna örnek olarak da,18 yaşında Muazzez Abacı’ ya çalmış olmasını veriyor.
İlk müzik eğitimini küçük yasalarda, istanbul’ da Tünel Semti’ nde bulunan bir Dernek’ te almış ve notalarla ilk olarak burada tanışmış.
Pratik olarak müziğe Bağlama ile başlamış. Ancak kemanla tanışınca bütün ilgisi bu enstrümana kaymış. Bu konuda en çok da Keman ustası Özcan Büyük’ ten etkilenmiş.
Satır aralarında uzun uzun Üsküdar Musiki Cemiyeti’nden bahsediyor: “Burası Sanat Müziği alanında Türkiyenin en büyük müzik cemiyetidir“ diyor ve bu Cemiyet’in müzikal boyutu ile birikim ve donanımına çok büyük katkıları olduğunu anlatıyor.
Şafak Çelik bu müzikal altyapısı ile bir süre sonra Konservatuar’ a yönelmiş. İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Temel Bilimler Bölümü’nden, 4 yıl eğitim alarak mezun olan sanatçı, buna rağmen tüm mütevaziliğini koruyor.
“Bu kadar eğitime rağmen yine de kendimi hiçbirşey bilmiyor kabul ediyorum. Bizim hammaddemiz özünde sestir. O yüzden işimiz tamamen duyguya hitab eder, duyguyu yaşarız. Sürekli kendini yenileyen, geliştiren bir alandır müzik. Bu alanda illa da eğitim almak şart değil, bu işi yapmak için ilgi ve sevgi yetiyor. Eğitim önemli, ancak kişide de birşeyler olacak. Sizde olan şey eğitimle daha iyi hale gelir. Kulak önemli bu işte.“
Ferdi Tayfur, Orhan Gencebay, Muazzez Ersoy, Seda Sayan gibi bir çok ünlü sanatçıya, enstrümanıyla eşlik etmiş. Bundan yola çıkarak bir sanatçı için repertuarın öneminden bahsediyor ve “Bir müzisyen sürekli araştırmalı, repertuarını geniş tutmalıdır. Bu iş sadace nota bilmekle bitmiyor.“ şeklinde konuşuyor.
İsviçre’ ye dair de konuşuyor, buralara gelmeye nasıl karar verdiğini soruyoruz:
“Daha önce Ferdi Tayfur`un verdiği bir kaç konserle gelmiştim buraya. Müzikal anlamda kendimi daha iyi geliştirmek için burayı tercih ettim. Amacım hem yeni şeyler öğrenmek hem de burada müzik eğitimi vermekti.“
2 yıldır Keman dersleri verdiğini anlatan Çelik, aralarında İsviçreli sanatçıların da olduğu 7 kişilik bir müzik grubunda yer aldığını da konuşma arasında aktarıyor ve sözlerine şöyle devam ediyor:
“İsviçre’ de farklı gruplarla çalışmak, yeni şeyler öğrenme konusunda ki beklentilerime cevap olamadı. Bu anlamda hayal kırıklığı yaşadım. Buradaki müzisyenler kendilerini geliştirmekten uzaklar. Beraber çalışabileceğim yetenekli ve iyi derecede sanat müziği bilgisine sahip sanatçı yok.“
İsviçrelilerin icra ettiği müziğe ilgisinin çok fazla olduğunu söyleyen Şafak Çelik, “Hedefim müzik konusunda istekli insanları yetiştirmek. Şu anda kullandığım müzik şeklini İsviçelilere de öğretiyorum. Sanat Müziği her yönüyle çok zor. Hemen birşey beklemek mümkün değil. İleriye yönelik yapacağımız çalışmaların temelini atıyoruz yavaş yavaş.“ diyor
Hedefinde Üsküdar Musiki Cemiyeti tarzı bir eğitim merkezi oluşturup müzikal çalışmaları bir çatı altında toplamak olduğunu söyleyen Keman sanatçısı, bununla ilgili bürokratik işlemlerin başladığını belirtiiyor.
Keman sanatçısı Şafak Çelik, burada daha çok usül ve teorik bilgilere dayalı bir eğitim şekli vererek, nitelikli müzisyenler yetiştirmek istiyor. Ancak bu okula gelecek olanlarda, müzik altyapısının olması şartı aranacak.
Üsküdar Musiki Cemiyeti Türk musiki tarihinin en önemli kurumlarından biri olarak kabul ediliyor ve 80 yıldan fazladır Musiki dünyasının en şöhretli isimlerini yetiştiriyor. Selahattin Pınar, Emin Ongan, Amir Ateş, İnci Çayırlı, Niyazi Sayın, Müzeyyen Senar, Sadi Hoşses, Varujan Zilciyan gibi büyük sanatçılar yetiştiren Cemiyet, çağdaş zamanlarda da etkisini sürdürmeye devam etti. Tarkan da burada eğitim gördü, Ahmet Özhan da. Hüner Coşkuner ve Nadide Sultan da bu cemiyetin sertifikasına sahip oldular.