Kültür-Sanat

Kawa Urmiye

İranlı Kürt bir ses sanatçısı olan Kawa Urmiye, Mezopotamya bölgesinin çok kültürlülüğünü yansıtan özellikler taşıyor.

Türkçe, Kürtçe, Farsça, Arapça ve Azerice, dillerini konuşan Kawa Urmiye, bu çok kültürlülüğünü geldiği bölge olan Urmiye’ye  bağlıyor.

Hakkari’ye sınır olan Urmiye şehri; Türkü, Kürdü, Azerisi, Farsı, Ermenisi ve Süryanisi ile çok kültürlü bir yer.

1991 yılından bu yana müzikle uğraşan Kawa Urmiye, bu kültürel zenginliklerden payını alan bir sanatçı. Sanatla uğraşan bir ailede büyüyen Urmiye, babasının çok ünlü bir Dengbêj sanatçısı olduğunu ifade ediyor. Öyle ki, babasının resmi devlet pullarının üzerine bile bastırılmış. Ancak sanatsal yaşam Humeyni iktidarından sonra hızla değişmeye başlamış. O dönemin sanatçıları bu politik ortamdan fazlası ile etkilenmişler ve artık eserlerini icra edemez, üretemez hale gelmişler. Baba, Dengbêj Hamid Yusufi de bu ortamdan etkilenen sanatçılardan biri.

Sürgünlük…

Kawa Urmiye

Müziğe olan tutkusundan vazgeçmeyen Kawa Urmiye, bu alanda eğitimler alarak kendini geliştiriyor. Ancak sanatsal faaliyetleri nedeni ile İran devleti ile sorun yaşayan Urmiye, 2001 yılında politik sığınmacı olarak İsviçre’ye gelmek zorunda kalıyor. Bu süreçte önemli bir kopuş yaşadığını söyleyen sanatçı, kopuşun izlerini hala üzerinde taşıdığını ifade ediyor;

“Sürgün duyguları çok farklı. En güzel eserleri de dile getirseniz fayda etmez. Arada çok fark var, sanatın değerini bilenler çok az burada. Ruhsal olarak kötü durumda insanlar. Bu durumda bir sanatçı olarak siz de etkileniyorsunuz tabi. Sanatın kıymeti kendi coğrafyasında daha iyi biliniyor.“

“Ey Hawar“ isimli albüm

Kawa Urmiye-Ey Hawar

İsviçre’ye geldiği ilk zamanlardan bu yana müzikle uğraşan sanatçı, son aşamada “Ey Hawar“ isimli bir albüm çalışmasına imza attı. Geçtiğimiz günlerde Mir Müzik’ten çıkan albüm 14 parçadan oluşuyor.

Albümünde Mezopotamya halklarının seslerine yer veren sanatçı, “Albümümdeki her parçanın rengi farklı, her bölgeden renkler yansıtıyorum.”diyor ve albümle ilgili şu bilgileri aktarıyor;

“Üzerinde 4 yıl çalıştığım bu albüm edebi konuda uzman olan insanlarla yaptığım araştırmalardan, değerlendirmelerden sonra doğdu. Albümde derin bir tarihsel ve kültürel dokuyu yansıtmaya çalıştım. Dolu dolu bir edebiyat var albümde, tek derdim geriye kalıcı bir şeyler bırakmak. Sanatsal ruhumda insana karşı sevgi, saygı ve paylaşım var hep. Tüm halkları, insanları seviyorum. Keşke albümümde her dilden birer parça olsaydı. İmkânım olsa tüm dünyayı kucaklardım. Ortadoğu’nun tüm dillerinden parçalar seslendireceğim albümler yapma hayalim var. O coğrafyanın buna ihtiyacı var ve bu tür çalışmaları hakkediyorlar.“

Burada, İsviçreli sanatçılarla birlikte çalışma olanağınız oldu mu?

Müzik dili evrensel olmasına rağmen pek olmadı doğrusu. Bunda dilsel eksikliklerin payı çok büyük. Bu nedenle sağlıklı bir diyalog kuramadık. Ancak İsviçre’nin birçok şehrinde yapılan kültürel etkinliklerde yer aldım.

Son olarak, bundan sonraki aşamada yeni projelerinizi soralım…

Konserler devam edecek. İlerleyen zamanlarda yeni çalışmalarım olacak. Yeni bir albüm projemiz var. Bu projede bir destan seslendireceğiz. Sesi iyi ve uygun olan birkaç sanatçı ile yapacağız yeni albümü.

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı