Mehmet Meral

Antisosyal kişilik bozukluğu

Mehmet Meral

Mehmet Meral

lic. phil. Psychologe FSP

Systemischer Therapeut

mehmetmeral@gmx.ch

 

 

 

Halk dilinde genellikle “psikopat” olarak ifade edilen durum, bir insanda antisosyal kişiliğe atıftan başka bir şey değildir. Dikkatimi çeken şey, genellikle sinema dünyasında işlenen ilginç karakterlerden biri de bu psikopat tipleri anlatan, antisosyal kişilik profilini ele alan konular olması. Bunun nedeni ise; herkesi heyecanlandıran, meraklandıran ve geren konuları içermesindendir. Mutlaka her mahallede, her sınıfta ya da iş yerinde bu profilde bir insan vardır.

Erkeklerdeki oran kadınlara göre üç kat daha fazladır.

Hollywood Sinemasında bu konuyu en iyi işleyen filimlerden biri de ünlü aktör Robert de Niro’nun başarılı bir performans gösterdiği 1991 yapımı Korku Burnu (Cape Fare) isimli filmidir. Filmin konusu her ne kadar klişe bir intikam üzerine kurulu olsa da, de Niro’nun canlandırdığı karakter antisosyal kişiliğini izleyiciye gayet iyi aktarmaktadır. Bu filimde de Niro her ne kadar itici gösterilmiş olsa da, bazı psikopat insanlar tam tersine kişisel olarak cazibesi yüksek, yakışıklı ve bakımlı bir adam, karizmatik, psikopat kimliğini saklamada usta, insanlararası ilişkilerde, iş hayatında, kamusal alanlarda çok iyi yerlere gelmiş tipler de olabiliyorlar.

Antisosyal kişilik bozukluğu toplumun her katmanında olabilen, her meslek grubunda karşılacabileceğimiz bir kişilik sorunu olarak; öğretmenlerde, politikacılarda, gazetecilerde, doktorlarda, üstdüzey yöneticilerde azınsanamayacak derecede karşımıza çıkabiliyor. Bu belirtileri sebebiyle antisosyal kişilik bozukluğu olan birisi sadece psikolog ve hekimlerin değil, aynı zamanda sosyal hizmetlerin, sosyolog, kriminolog ve hukukçularında ilgi alanına girmektedir.

Antisosyal kişilik bozukluğu olanların bazıları kendilerini toplumda o kadar iyi kamufle ediyorlar ki, sıradan bir insan görünümü sunmada gayet usta davranabilirler. Bu ustalıklarıyla toplumda derin ciddi yaralar açabilirken, hem toplumda hem de bireylerde uzun yıllar sürecek olan travmalara da sebep olurlar. Mesela Hitler gibi bir diktatörde bu kişilik bozukluğunun çizgilerini görebiliyoruz.

Antisosyal kişiliğin temel özellikleri

Antisosyal kişiliklerher şeyden önce klinik belirtiler arasında bencil ve sadece kendilerine düşkün olmaları ile göze çarpıyorlar. Genellikle 15 yaşından önce başlayan belirtiler arasında, başkalarının hakkını hiçe sayma, ciddi sosyal sorunlara sebep olacak davranışlar sergileme gibi etkenlerle kendilerini gösterirler. Toplum hayatında günah, suç ya da ahlak dışı davranışları sergileyerek, bu davranışları tekrarlama eğilimi içinde kalarak, sürekli yalan söyleyerek, başkalarına zarar vermede çekinmeyerek, tüm diğer kişilik bozukluklarında olduğu gibi, küçük yaşlardan itibaren kendilerini bu tür belirtilerle hissettirirler.

Bu tür insanlar her türlü suç işlemeye meyillidirler. Bu suçların bir kısmı durumu ağır kriminel vakalara kadar götürür. Bu suçların aralarında bazılarını şöyle sıralayabiliriz: gasp, hırsızlık, ırza geçme, adam yaralama, ve diğer ağır kriminel suçlar. Bunun dışında işyeri, okul, kamusal alanlarda kuralları hiçe sayma gibi diğer kabahatlari de daha küçük yaştan itibaren çiğnemeye başlarlar. Bütün bu suçları işlerken hepsinde görülen ortak tutum; yaptıklarından asla pişmanlık duymamaları, suçluluk hissetmemeleri ve başkalarına verdikleri zararları mantığa bürüyerek önemsememeleridir. Kendilerini daima haklı bulurlar. Pişmanlık duyguları olsa bile, bu duygular genellikle gerçek değildir.

İçinde yaşadıkları ilişkilerde başkalarına karşı sadakat, güven ve sorumluluk duyguları zayıftır. İnsanları kolayca hayal kırıklığına uğratıp yalanlarla insanları çok kolay ezerler. Bu yalanlarla yüzleştirildiklerinde utanma duygularından eser yoktur. İnsanları kendi zevkleri için aldatmada ya da enayi yerine koymaya bayılırlar. Beraberliklerinde genellikle eşlerine bağlılık duyguları zayıftır. Dolandırıcılık, sahtekarlık, kumar oynama alışkanlıkları yüksektir. Yasadışı yollardan para kazanmaya meyillidirler. Bir çoğu meslek sahibi değilse düzenli çalışmazlar. Bir işte çalışıyorlarsa bile kendilerini attırmanın yollarına başvururlar. Mesela kuralları çiğneyerek, işe gitmeyerek, işi aksatarak vs. Genellikle askeri hizmetlerini yaparlarken çok zorlanırlar ve askeriyede disiplin suçlarının fazlalığından dolayı oradaki askeri uzman hekimlere çıkarlar.

Bu gibi vakalarda hiç unutmam; kendi verdiğim tedavi seanslarımda antisosyal kişilik bozukluğuyla bana gelen erkek danışanlarımda kendilerine antisosyal kişilik belirtilerini teşhis olarak saydığımda,  askeri hizmetleri döneminde askeri hekiminde aynısını söylediğini ve o zamanlar meseleyi ciddiye almadıklarını ve önemsemediklerini söylemişlerdi.

İnsanlar arası ilişkilerde kolay öfkelenirler ve tartışmaları çok çabuk kavgaya dönüşür. Bazen kendileri bazen de karşı taraf bu gibi durumlardan zarar görür. Kavgalar ciddi bedensel yaralanmalara kadar gidebilir. Ebeveynlik görevlerini ihmal ederler, eşleri ve çocuklarıda bu durumdan zarar görürler. Aslında ‘bir baltaya sap olmazlar’ sözü bu tür bozuklukları olanlar için rahatlıkla kullanılabilir. Kendi bencilikleri içinde kendilerinede bir hayırları yoktur. Alkol ve madde bağımlılığına yatkındırlar. Uyuşturucu satma eğilimleri de yüksektir. Çok kolay partner değiştirirler.

Cinsel ilişkilerde sadistik eğilimleri, acı verme ve acıtma dürtüleri yüksektir. Özellikle antisosyal kişilik bozukluğunu ağır yaşayan guruplarda suç oranı yüksektir. Bunların büyük bir kısmı eceliyle ölmezler. Bu guruplarda intihar, kaza ya da başkalarının eliyle ölme riski daha fazladır.

İlerleyen yaşla beraber yaşlılıkta antisosyal kişilik bozukluğu belirtilerinde azalma olabilir. Özellikle cinsel suçlarda düşüş görülebilirken alkol ve uyuşturucu tüketimi azalabilir. Bunun sebebi de ilerleyen yaşla beraber enerjilerinin düşmesidir.

Çocukluk döneminde yaşanan travmalar etken olabilir

Antisosyal kişiliğini körükleyen faktörler çocuklukta yaşanan travmalarla ilgili olabilir. Mesela çocuklukta terk edilme, çocuklukta cinsel istismar, tutarsız ebeveynlerin yanında yetişme, baba ya da annenin ciddi alkol sorunlarının olması, cocukluktaki eğitimlerinde ciddi ilgisizlik, şiddete maruz kalma, sokakta büyüme ya da çocuk yetiştirme kurumlarında büyüme gibi faktörler antisosyal kişilik bozukluğunu körükleyebilmektedir.

Tedavi

Antisosyal kişilik tedavisi oldukça zordur. Genellikle “beni anlayacak adam henüz doğmadı”, “beni kimse anlayamaz”, “beni çözecek hekim yok” gibi tutumları ve söylemleri bu tür insanlarda samimi ve içtendir. Bu tutumlarından dolayı sunulan terapi hizmetleri genellikle etkisizdir ve tedavi umudu düşüktür.

Hani bir işi yaparken derler ya “Allah işinizi kolay etsin” diye, bu söz tam da bu tür insanlarla çalışan uzmanlar içindir. Çünkü bu tür insanlarla çalışmak hiç de kolay olmuyor …

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı