Cavit Akbuğa

Mülteci Hayatlar – Bunker’de yaşam

Cavit Akbuğa

 

 

“İsviçre’ye gelmeden önce burayı yaşanılması gereken bir ülke olarak tasvir ediyordum.”

Suat Karaman 2016 yılının Ağustos ayında Kreuzlingen’de bulunan ana kampa iltica başvurusunu gerçekleştiriyor. Başvurmadan önce bir kelime öğrenmiştim diyor; ”İch bin Asyl”.

Kampa girmeden önce güvenlik görevlileri çantasını arıyor. Daha sonra da iki polis gelip Suat’ı yere yatırıyor ve ters kelepçe takarak gözaltına alıyorlar. Kafasında tasvir ettiği İsviçre tuzla buz oluyor böylece. Bir süre sonra kampa getirilip bırakılan Suat ”Mültecilik hayatım bu şekilde başlamış oldu” diyor.

Başvurunu yaptıktan sonra neler yaşadın?

3 gün boyunca Kreuzlingen’de bulunan ve ilk başvuruların yapıldığı ana kampta kaldım. Daha sonra da yine bu ana kampa ait olan bir yer altı kampına (Sığınak-Bunker) gönderildim. Bu kamptan aklımda kalan tek şey tuvalet kapısı üzerinde bulunan bir maymun karikatürüydü. Bu karikatür ile tuvaletin nasıl kullanılması gerektiği anlatılıyordu. İşte bu karikatür, İsviçre’nin mültecilerle bakış açısının net bir fotoğrafıydı benim için.

Suat burada 23 gün kalıyor. Daha sonra da Bern Kantonu’na transfer ediliyor.

Tekrar Bunker

Yeni kampın daha güzel bir yer olmasını umut ediyordum. En azından yer üstünde olmasını… Ancak Biel Tremlan’da bulunan başka bir yer altı kampına transfer edilmiştim. 6 aydır bu kamptayım. Burada 120 kişi kalıyoruz. Bulunduğum köyde, kaldığım yere benzeyen 4 mülteci kampı daha bulunuyor. Normalde yer altı kamplarına sorunlu olan ya da ülkeyi terk kararı verilmiş mültecileri gönderiyorlarmış. Bunun nedeni ise kişilerin psikolojilerini bozup ülkeden ayrılmalarını sağlamak. Ancak bu politika bütün mültecilere uygulanıyor. Politikaları işe yarıyor diyebilirim. Bu yeraltı kamplarında kalıp psikolojinizin sağlıklı kalması mümkün değil.

Bunker nasıl bir psikoloji yaratıyor?

Geçenlerde Afgan bir çocuk bir kutu ilaç içip intihar etmeye çalıştı. 120 erkek yer altına hapis edilmişmişiz adeta. Bazen sabah kalkıyorum ne yapacağımı düşünüyorum. Her gün bir önceki günün aynısı. Burada dilimi konuşan 1 kişi bile yok. Havalandırma borularının hiç bitmeyen gürültüsü altında yaşam sürdürüyoruz. Temiz hava ve güneş ışığından mahrumuz. Bu kampın kısa bir süre sonra kapanacağını duyduk.

Neden kapanıyor Kamp? Kötü koşullardan dolayı mı?

Hiç sanmıyorum. Üstümüzde bir buz hokeyi salonu var ve salonda arada bir maçlar oluyor. Burada mültecilerin bulunması rahatsız etmiş olacak ki kampı buradan kaldırıyorlar. Kamp koşullarından çok bu ihtimalin daha güçlü olduğunu düşünüyorum. Ayrıca daha iyi bir yere transfer edileceğim konusunda hiç de umutlu değilim. Başka bir yer altı kampına gönderilebiliriz.

Geçimini nasıl sağlıyorsun?

Haftalık olarak 60 frank alıyorum. Bu da günlük olarak 8,5 frank ediyor. Bu para ile bütün ihtiyaçlarımı gidermek zorundayım. Günlük olarak imza verme zorunluğu var bir de. Eğer imza vermezseniz o hafta paranızı alamayabilirsiniz.

Gelecekle ilgili neler düşünüyorsun

Şu an hiçbir şey düşünemiyorum doğrusu. Yaşadığım bu süreç beni öyle bir umutsuzluğa itiyor ki… Ne düşünebilirim? Sadece ikinci mahkemeye çıkmam için Bern’den gönderilecek olan mektubu bekliyorum.

 

*Bunker: Savaş halinde savunma amaçlı tasarlanmış askeri yer altı sığınakları. İsviçre’de şu anda birçok Bunker mülteci kampı olarak kullanılıyor. Ülkede, binaların altında bulunan toplam sığınak sayısı 300 bin. Askeri ve özel kurumlara ait olan sığınak sayısı ise 5100. Bu sığınaklar 8.6 Milyon insanı barındırma kapasitesine sahip.

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı