Abdullah Dur’dan “Sessiz Aşk“
İsviçre’de yaşayan Abdullah Dur’un kaleme aldığı ilk romanı Kurt Ali’nin ardından ikinci romanı olan Sessiz Aşk da yayınlandı.
“Der Pascha aus Urnäsch“ ismi ile Almanca’ya da çevrilen Kurt Ali isimli kitap İsviçre basınında geniş yer bulmuş, İsviçreli okuyucular tarafından yoğun bir ilgi görmüştü.
1988 yılından bu yana İsviçre’de yaşayan Abdullah Dur “Sessiz Aşk“ isimli kitabında, Korona salgının ortaya çıkması ile birlikte sosyal ve ailevi ilişkilerdeki çarpıklıklara ve farkındalıklara eğiliyor.
Zürich’in arka sokaklarında yaşayan orta halli insanların hayatlarını yansıtan kitapta, bir yandan salgın döneminin hayatı nasıl etkilediği ele alınırken bir yandan da karantina nedeniyle aynı evde iki hafta geçirmek zorunda kalan İda ve Amiri’nin birbirlerini tanıma ve aralarında gelişen aşk sürecini anlatıyor.
Salgınla birlikte, sosyal ilişkilerin ve dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu ortaya koyan yazar, kitabındaki karakterleri üzerinden adeta topluma ayna tutuyor.
Gündelik yaşamdaki sıradan ilişkilerin ve olayların önemine değinen yazar, toplumsal yapıdaki bencilliklere, tahammülsüzlüklere ve ırkçılık gibi konulara da eğilirken, iyi insan olmanın önemini de kavratıyor.
“Balkondan balkona transpot da senin fikrin. Bu da senin sayende yayıldı. Bunun işe yaradığına inanıyor musun?
İşe yaradığına inanıyorum. Bir kere bu ip sadece balkondan balkona bir bağ kurmuyor. İnsanları da birbirine bağlıyor. Birbirimize bağlanmaya şu anda çok ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Bu sayede evde tuzu, kahvesi biten hemen Coop’a ya da Migros’a koşmuyor. Önce komşusuna soruyor. Bu sayede, karşılıklı evlerde birbirlerinden habersiz yalnız yaşayan insanlar birbirlerinin farkına vardılar.“
Yazar, gündelik hayatı işlediği romanının yalın kurgusuna, kahramanlarının dünyaya, hayata, insanlara ve ilişkilere bakış açıları aracılığıyla kayda değer bir derinlik de kazandırıyor.
“Berta bu arada balkon konuşmalarına başladı; “ Bayanlar baylar, gözümüzle göremediğimiz, elimizle tutamadığımız, ne olduğu belirsiz bu virüse teslim olup duvarlarınızın arkasına sıkışıp yaşamaktan vazgeçin. Zaman beraber olmak zamanı. Zaman, beraber yaşamak, paylaşmak zamanı! Komşularınızla aranızdaki bağı güçlendirin. Paylaşın. Biz insanlar paylaştıkça güçleniriz. Paylaştıkça değer kazanır hayatımız. Paylaştıkça güzelleşir…“