B. Nazan Walpoth

Biyolojik yaşlanma nelere bağlıdır?

derya ozgul, www.haberpodium.ch,isvicre'de is kurma, isvicre'de evlenme, Isvicre'e oturum hakki, isvicre'de iltica, isvicre egitim sistemi, www.haberpodium.ch. İsviçre gündemi, haberpodium, isvicre vatandasligi, isvicre haberleri, isvicre gezi rehberi, isvicre'de nereler gezilir, isvicre'de corona virus

Doç. Dr. B. Nazan Walpoth

Bern Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi

Kardiyoloji Bölümü Öğretim Üyesi

nazan.walpoth@insel.ch

 

 

38 yaşında 61 yaşındaymış gibi görünmek

Biyolojik yaşlanmanın yüzde 20‘si genetik, geri kalanı ise yaşam stili ve çevre faktörlerine bağlıdır.Oscar Wilde‘in roman kahramanı Dorian Gray, ayna görüntüsünde yaşlanan, gerçek hayatta ise yaşlanmayan biriydi.

Güzel bir rüya…

Yaşlanma hızımızı, dolayısıyla ona zemin hazırlayan hastalıklara yakalanma olasılığımızı kontrol edebilir miyiz? 38 yaşında birinin biyolojik olarak 61 yaşında olduğunu farketmesi ona çok iyi bir his vermez mutlaka. Fakat kaçımız bunun farkındayız acaba? Farkında olabilseydik eğer, bu sürecin hızını kesmek icin elimizden geleni mutlaka yapardık diye düşünüyorum.

WHO (Dünya Sağlık Örgütü) bizleri uzun zamandır gelecekteki yaşlılık hastalıkları ile birlikte doğacak sağlık sorunları konusunda uyarmakta.

2020 yılında Dünya`da ilk kez 60 yaş üzeri insan sayısı, 5 yaş altı insan sayısından daha fazla olacak. 2050 yılında ise 2 milyar yaşlı insanın olması bekleniyor. Bu rakam nugün için 841 milyon düzeyinde.

 

 

 

 

 

 

 

 

İnsanların farklı özelliklerde yaşlandıklarını hepimiz biliyoruz. Bazıları 70 yaşında maraton koşarken bazıları da 50 yaşında merdiven bile çıkamaz.Kimilerinin görüntü olarak da daha çabuk yaşlandığını şaşırarak mutlaka gözlemlemişsinizdir. Aradaki bu fark, en bariz şekliyle 20. ya da 30. yıl mezuniyet kutlamalarında göze çarpar. 20.yıl fotoğraflarında bazı yaşıtlarımın ne kadar yaşlandığını, bazılarının ise aynı kaldığını gözlemleyerek epey şaşırmıştım.

PNAS (Proceedingsof national acadamy of sciences) dergisinde geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir makalede yaşlılık bilimcileri (gerontologlar), yaşlanmanın hızının altında yatan farkların nedenlerini araştırmak için yola çıkmışlar. Araştırmacılara göre yaşlanma hızının temeli, çok genç yaşlarda bile farklılıklar göstermekte. Bazı genç insanlar bir yıl içinde biyolojik olarak hiç yaşlanmazken, bazıları ise 1 yıl içinde 3 yıl kadar yaşlanabilmektedir.

Duke Üniversitesi’nden Baniel Belsky ve ekibinin yaptıkları Dunedin araştırmasında (Yeni Zelanda`nın Dunedin şehrinde yapıldığından dolayı bu isim veriliyor), 1972-1973 yılları arasında doğan 1037 insanı ara ara düzenli olarak tıbbi, 38 yaşına kadar ise psikolojik olarak kontrol etmişler.

Araştırmacılar söz konusu biyolojik yaşlanma için 18 ayrı bio-faktör belirlemişler. Dış görünüş olarak yaşlanma göstergesi olan göz, saç, diş, eklem, deri durumu yanında dikkatlerini özelikle de organ sağlığına yöneltmişler. Denekler; kalp-damar, akciğer, karaciğer, böbrek, bağışıklık sistemi, diş sağlığı, kolesterol yüksekliği ve telomer uzunluğu (kromozom üç noktaları, yaşlılıkta kısalır), göz dibi damar durumu gibi bio –faktörler esas alınarak incelenmiş.

Kontroller ara ara yıllarca yapılmış. Bu Bio-faktörlerden deneklerin tek tek biyolojik yaşı hesaplanmış. En son denekler, 38 yaşındayken kontrolleri yapılmış (yani araştırmacılara göre genç erişkin olduklarında).

Sonuçlar şaşırtıcı

Denekler, kronolojik olarak 38 yaşındalarken, biyolojik olarak 30-61 yaş arası sonuçlar vermişler. Biyolojik olarak çok daha yaşlı çıkan denekler; koordinasyon, güçlü el sıkışma, alışılmadık durumlarla başa çıkma gibi testlerde de daha başarısız olmuşlar. Yaşlanma hızı yüksek deneklerde demans ve inme gibi hastalıklar daha sık görülürken, motor fonksiyonlarda ve IQ seviyelerindeki azalmaların da sık olduğu farkedilmiş.

Araştırmacılara göre biyolojik yaşlanmanın sadece yüzde 20‘si genetik (ikiz araştırmasından biliniyor) iken geriye kalanı yaşam stili ve çevre faktörlerine bağlıdır. Bu da bizler için umut verici. Demek ki, basit yöntemlerle yaşlanmamızın hızını kısmen de olsa kesebiliriz.

Daniel Belsky’e göre yaşlanma dış görünüş değil, asıl organ sistemlerinin erken yaşlanması açısından (ki bu daha erken gelebilir) ve neticede oluşan kronik ilerleyici hastalıklar açısından çok önemli bir süreç.

Tek tek hastalıklara çare aramak yerine temeldeki bu kırılgan noktaya daha çok önem verilmelidir. Oscar Wilde‘ìn Dorian Gray‘ìnin aksine, yaşlı çıkan deneklerin fotoğrafları körlemesine bir grup öğrenciye gösterildiğinde, orada da daha yaşlı tahmin edilmişler.

WHO (Dünya Sağlık Örgütü) sayılarının ışığında gelecekte yaslanmaya bağlı sağlık sorunları dünya sağlık sistemlerini zorlayıp büyük önem kazanacak. Bu bakımdan, şimdiden gereken koruyucu hekimlik çalışmalarına hız verilmelidir.

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı