4 Mart’ta NO BILLAG’a HAYIR diyelim
Edibe Gölgeli
Basel Kanton Milletvekili
SVP ve FDP’nin gençlik kollarının lanse ettiği NO BILLAG inisiyatifi ile Radyo ve Televizyon vergilerinin kaldırılması talep ediliyor.
Bu talep ilk etapta çok cazip geliyor insanlara. “Neden boşu boşuna 462 franlık bu vergiyi ödüyoruz?” diye soranlar çok. Özelikle de göçmenlerin büyük bir kısmı bu şekilde düşünüyor.
NO BILLAG inisiyatifçileri, İsviçre devlet radyo ve televizyonlarının reklam gelirleriyle ayakta durabileceklerini savunuyorlar.
NO BILLAG’a Hayır diyenler ise, Radyo-Televizyon vergilerinin kaldırılması ile birlikte, objektif, tarafsız haber alma-verme özgürlüğünün kısıtlanacağını,özellikle de İtalyan, Fransız ve Retoroman kantonlarında yayın yapmanın imkansız hale geleceğini dillendiriyorlar. Buna göre, federal sistem dahilindeki azınlıkların sesi kesilirken, ülke televizyon ve radyolarının dört dilde yayın yapmaları tamamen ortadan kaldırılmış olacak.
İsviçre Devlet Televizyonu SRG yetkilileri, inisiyatifin kabul edilmesi ile birlikte, ışıklarını tamamen kapatacakları tehlikesi ile karşı karşıya olduklarını söylüyorlar. SRG şu durumda sadece vergilerden sağlanan gelir kaynaklarıyla bağımsız yayınlar ve araştırmalar yapabiliyor.
Yerel kurumlar ve yayınlar desteklenmeli
Ödenen vergilerin hakkını veren yerel kurumların ve yayınların desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Vergiler ile, devlete bağlı toplam 22 yerel radyo ile 13 bölgesel televizyon kanalı destekleniyor şu an. Örneğin İsviçre’de ticari kar amacı gütmeden yayın yapan Raydo Lora, Raydo X, Rabe, Radio K gibi alternatif radyolar, özel müzik programlarının yanı sıra, yerel kültür ve yerel haberler için birçok farklı dilde yayınlar yapmaktadırlar.
Medyada yer almayan ya da çok sınırlı şekilde yer alan herkese, kendilerini ifade etmeleri için platformlar sunan bu radyolar, çalışmalarıyla çoğulcu bir toplumun varlığına ve devamına önemli katkılar sağlamaktadırlar.
Bağımsız medya çalışması tehlike altında
Bu inisyatifin kabul edilmesi ile, Avrupa’da devlet televizyonlarını ve radyolarını özelleştirme adımları atan ilk ülke olacak İsviçre. Bu durum, İsviçre’nin demokrasisine ve medya bağımsızlığına büyük bir darbe anlamına geliyor. Binlerce medya çalışanının işi ve bağımsız medya çalışması zora girecektir.
İsviçre Medya yapısına bakarsak, özellikle de yerel gazetelerin artık 2-3 özel şahsın-şirketin elinde olduğunu görürüz. TV ve yerel radyolar için bu henüz böyle değil. Bu inisiyatifin kabul edilmesi durumunda bunun önü açılacak, Blocher gibi siyasi ve alım gücü yüksek olanlar için önemli fırsatlar oluşacaktır. Sonuçta da azınlıklar ve sivil toplum yapılanmaları aleyhine olan gelişmeler yaşanacaktır. Bu nedenle hep birlikte bu inisyatifi reddedip HAYIR diyelim!