İsviçre, içme suyu kaynağı olarak Avrupa’nın “su kalesi”olarak bilinir. Ancak nüfusun yaklaşık % 80’ine ulaşan kaynak suları, bazı bölgelerde yasaların gerektirdiği derecede korunamıyor.
İçme suları ile ilgili kaygılar, Federal Çevre Dairesi‘nin birkaç hafta önce yayımladığı, ancak şimdiye kadar yeterince dikkate alınmayan bir raporda yer alıyor.
Bafu kısa bir süre önce ilk kez, tüm kantonların su koruma birimlerini kapsayan bir araştırma içine girdi. Araştırma sonucuna göre; nüfusun %12’sinin (yaklaşık 1 milyon kişi) içme suları, koruma alanları yetersiz olan kaynaklarından sağlanıyor. Bafu’ya göre buna genişleyen yerleşim yerleri ve düzensiz tarım sebep olurken, bu durum içme suyu kaynakları için risk oluşturuyor.
Baselland Kantonu‘nun kaynak sularından sorumlu olan Adrian Auckenthaler da bu konuda kaygı taşıyanlardan biri. Auckenthaler; “Günümüzde aşırı yapılaşmış alanlar ve yeraltı suyu bölgeleri daha fazla kesişmeye başladı. Nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu bir ülkede yaşadığımızın farkında olmalıyız.” diyor ve bazı öneriler sunuyor. Auckenthaler‘e göre, kaynak suyu bulunan korunaklı bölgelerdeki suların yeraltına sızmaması için bölgelere havuzlar kurmak gerekiyor. Ancak Auckenthaler’in bahsettiği bu önlemler oldukça pahalı.
İçme Suyu Girişimi
İçme Suyu Girişimi konuyu Federal Hükümet‘in gündemine getirdi. Ancak Hükümet herhangi bir karşı teklif sunmadan girişimin taleplerini geri çevirdi. Girişim, ilerleyen zamanlarda konuyu Parlamento gündemine getirmeyi planlıyor.
Konu ile ilgili 2018 Temmuz’unda yapılan bir ankette, katılımcıların %68’i girişimin lehine görüş bildirmişlerdi. Girişim, pestisit veya koruyucu antibiyotik kullanan çiftçilere devlet yardımının kesilmesini de talep ediyor.
Konu ilerleyen günlerde yeniden gündeme gelecek.
