Özgür Tamcan

1-800-273-8255

www.haberpodium.ch

Dr.Phil. Özgür Tamcan

otamcan@gmail.com

 

 

 

Yazının başlığındaki rakamlar “umut ışığı“ (Dargebotene Hand) olarak bilinen telefon hattının Amerika Birleşik Devletleri’ndeki numarasıdır. Bu numaralar çok zor durumda olan insanların ilk yardım alabilecekleri telefon hatları olarak düşünülmüş. Bu durumlarda birçok insan yalnızlaşıp, intihara kadar varan düşünce ve davranış içine girerler. Bu telefon hatları, bu insanlara uzatılacak son bir el olarak görülüp, onları intihardan ya da çaresizliklerinden kurtaracak ve onlara bir umut ışığı verecek bir ilk adım olma özelliği taşıyor.

Yazının başlığı olan numara artık Amerika dışında da bilinen bir numaradır. Bunun nedeni ise, sanatçı adıyla Logic olarak bilinen rapçi Sir Robert Bryson Hall’ın aynı isimli parçasıdır. Logic bu şarkıya ait bir video klibinde, cinsel tercihi eşcinsellik olan bir gencin baskı ve dışlanma sonucunda çaresizlik ve yalnızlaşma ile intihara süreklenişini anlatıyor. Artık yaşamak istemeyen genç, onu dinleyen ve anlayan birisi ile tekrar umut ışığını bulup yaşama geri dönüyor.

Bu video yayınlandıktan sonra intihar düşüncesine varan krizler yaşayan insanlar üzerinde belirli bir etkide bulunmuşa benziyor. Bu etkinin ne olduğuna bakmadan önce, psikolojik krizlerin varacağı en ciddi ve dönüşü mümkün olmayan yer olan intiharlara daha yakından bakmak istiyorum.

Dünyada intiharlar

Dünya sağlık teşkilatına göre, dünyada her yıl 1 milyona yakın insan intihar ederek hayatına son veriyor. 15-29 yaşları arasındaki insanlarda ölüm nedeni olarak intihar, trafik kazalarından sonra ikinci sırada gelmektedir. Dünya genelinde erkeklerde intihar nedeni ile ölüm oranı, kadınlara oranla en az iki ile altı kat arasında daha fazladır. Bunun nedeni, erkeklerin intiharda daha etkili metotlar kullanmalarıdır. Örneğin kendini asma, yüksek bir yerden atlama, silah kullanma bunlardan birkaçıdır. Kadınlar ise daha hafif metotları kullanırlar. Örneğin ilaç, kesici alet gibi. Bu biçimi ile erkeklerin intihar ile yaşamlarına son vermede daha kararlı olduğunu söylemek mümkündür. Kadınlar ise, biçim olarak daha çok acılarını ve çaresizliklerini göstermeye yöneliyorlar gibi görünmekte.

Dünyada intiharın en çok görüldüğü ülkeler sıralamasının en üstlerinde Rusya, eski Sovyet cumhuriyetleri ve Doğu Bloğu ülkeleri gelmektedir. Burada istisnayı Japonya ve Sri Lanka göstermektedir. Japonya’da intihar olayının kültürel bir gelenek ile bağdaştırmak mümkün iken, diğer ülkelerdeki intiharın yaygınlığının en önemli nedeni erkek intiharlarındaki yükseklik oranı ve bunun alkol bağımlılığı ile yakından ilişkisidir.

İsviçre, bir intihar ülkesi?

İsviçre ile ilgili en yaygın önyargılardan biri, İsviçre’nin bir intiharlar ülkesi olduğudur. Bu önyargıya daha yakından bakmanın, intiharın üstesinden gelmenin nasıl mümkün olduğunu anlamaya da yardımcı olacağına inanıyorum.

İsviçre hakkındaki bu önyargı temelsiz değildir. Tam tersine, grafikte de görebileceğiniz gibi 80’li yıllarda intihar oranı İsviçre’de her 100 bin kişide 25 idi ve dünya ortalamasının çok üstündeydi. Bu oran 1990 yıllardan başlayarak 2010’lu yıllara kadar ciddi şekilde düşmüştür. 2014 yılı ile bu sayı 11 olmuştur. 1980’li yıllarda İsviçre’de intiharlar diğer Avrupa ülkelerinin üstündeyken, bugün Avrupa Topluluğu ülkelerinin ortalama seviyesindedir.

Bu düşüş eğilimini Almanya ve diğer Batı Avrupa toplumlarında da gözlemlemek mümkün. Örneğin Almanya’da 1980’li yıllarda intihar nedeni ile ölen insan sayısı 18 bin kişinin üzerinde iken bu oran 2010’lu yıllarda 10 bin’e kadar düşmüştür.

İntiharların nedenleri

İnsana ilk duyduğunda garip geliyor olsa da insan intiharla yaşamına değil, baş edemediği kronik acılarına son vermek ister. Birçok intihar olayında; boşanma, aşk acısı, işsizlik, yakınlarının kaybı gibi nedenler tetikleyici olsa da birçok intihar vakasının arkasında insanların yıllarca yaşadıkları ruhsal acıları vardır. Hiçbir intihar anlık planlanmış bir eylem değildir. Hemen hemen her intiharın arkasında uzun süre içinden çıkılması mümkün görünmeyen sorunlar vardır.

Yaşamda artık bir anlam bulamamak, yaşamına son vermenin herkes için daha iyi olacağına inanmak bu düşüncelerden bazılarıdır. Çaresizlik ve acılar içindeki insan intiharı yaşamını değil, acılarını bitirmek için bir araç olarak görmeye başlar. Ve intihar düşüncesi sanılanın tersine oldukça yaygındır. Örneğin İsviçre’de insanların %50’sine yakını yaşamları boyunca en az bir kez intihar düşüncesini akıllarından geçirdiklerini, bir kriz dönemi atlattıklarını ifade etmişlerdir.

İntiharların nedenlerinin kronik psikolojik sorunlar olduğu bilimsel çalışmalarda da gösterilmiştir. Arsenault-Lapiere G., Kim C. & Turecki G. arkadaşlarının 2004 yılında yayınlanan, var olan intihar nedenleri ile ilgili bütün çalışmaları inceledikleri bilimsel araştırmanın sonucunda intiharların %90’nın arkasındaki nedenin psikolojik rahatsızlıklar olduğunu belirlemişlerdir (1: Psychiatric diagnoses in 3275 suicides: a meta.analysis. BMC Psychiatry).

İntiharı engellemek

İntiharla ölüm olaylarındaki tüm bu düşüşe rağmen, İsviçre’de intihar nedeni ile ölümler bugün halen trafik kazaları, AİDS ve uyuşturucu madde kullanımı sonucunda ölümlerin toplamından daha fazladır. Yılda 10 bin ile 15 bin arasında insan intihar girişiminden kaynaklı tedavi görmektedir. Özellikle gençlerde intihar eğiliminin istatistik verilerinin daha üzerinde olduğu tahmin edilmektedir.

www.haberpodium.ch

Özetle, intihar bütün toplumlar gibi İsviçre için de ciddi bir tehdit olarak varlığını korumaya devam ediyor. Yukardaki istatistikler sorunun yaygınlığını, evrenselliğini gösterirken intiharların engellenmesinin önemliliğini de işaret etmektedir. İntihara karşı önlemlerin en başında bu eğilimin oluşmadan engellenmesi gerekmektedir.

İsviçre’de son yıllarda psikolog ve psikiyatristlerin ortak çalışması ile psikolojik sağlık, depresyon, intihar, alkol bağımlılığı (ki alkol psikolojik krizlerin temelini oluşturmasa da intihara iten ve onu kolaylaştıran nedenlerin başında gelmektedir) ile ilgili toplumu bilgilendirmeye yönelik çalışmalar yapmaktadırlar.  İntiharlardaki azalmanın en önemli etkenlerinden biri de psikolojik hastalıklara yönelik tabuları yıkıp, insanları yardım aramaya yönlendiren tabuları yıkmaya yönelik çalışmalardır.

İntiharlardaki azalmada antidepresanların etkisi

Diğer önemli bir gözlem ise intiharlardaki azalma ile antidepresanların kullanımındaki artmanın eşzamanlı olmasıdır. Bu bağın önemliliği ancak insanların yardım almayı kabul etmesi ile mümkündür. Bu da psikolojik hastalıklara yönelik tabuların yıkılması, insanların sorunları ile ilgili farkındalıklarının güçlendirilmesi ile gerçekleşir. Birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi İsviçre’de de intiharlardaki azalma bu tür çalışmaların yoğunluğu sayesinde ulaşılmıştır.

Özellikle 3. Kuşak antidepresanlar yan etkilerinin azlığı, bağımlılık yapmaması ile kullanımını daha da kolaylaştırmıştır. Psikolojik kriz dönemlerini ve ağır depresyonu aşmada antidepresan ilaç kullanımı çok önemli bir rol oynar. Psikolojik hastalıkların uzun dönemli tedavisinde asıl uygulanması gereken tedavi yöntemi ilaç eşliğinde ya da ilaçsız uygulanacak psikoterapik uygulamalardır. Depresyon tedavisinde ilaçlardan daha etkili tedavi yönteminin bilişsel-davranışçı terapiler ve insan ilişkilerindeki sorunları çözmeye ağırlık veren psikoterapik yöntemler olduğu bilimsel bir gerçekliktir.

İntiharların engellenmesinde son adım: hotspotslar

Tüm bu engellemelere ve koruma çalışmalarına rağmen milyonlarca insan intiharın eşiğine kadar gelmektedir. İntihar hakkında bilinen diğer bir gerçeklik, intiharların genellikle alışılagelmiş yerlerde yapılmasıdır. Diğer bir deyişle intihar hotspotsları adı verilen intihar noktaları vardır. Özellikle köprüler intihar hotspotsları olarak bilinir. Köprü ya da benzeri intihar hotspotslarında alınacak önlemler son derece önemlidir.

The Lancet Psychiatry dergisinde Pirkis ve arkadaşları tarafından yayınlanan bir genel değerlendirme çalışmasının sonuçlarına göre intihar noktalarında alınacak önlemler, bu noktalardaki intiharlarda %91 oranında düşmeye neden oluyor.

Önlemler

Nedir bu önlemler? Bunlardan birincisi intihar noktasına girişi engellemek. Örneğin Bern şehrinde köprülere kurulan tel duvarlar, ağlar bunun bir örneğidir. İkincisi ise yazının başlığı olan telefon hizmetidir. Bu noktalara insanların telefon ile ulaşabilecekleri acil yardım numaralarının koyulması onlara uzatılacak, acılarından kurtulmaları için son bir umut ışığı sunmaktadır. İntihar eğilimdeki kişiler bu acil-yardım-numaraları ile uzmanlarla iletişime geçerler. Örneğin bu numara İsviçre’de 143’tür.

Yazının başına geri dönersek; Logic şarkısının adı Amerika’nın ‘umut ışığı’ numarasıdır (1-800-273-8255). Logic’in tanınmışlığı ve şarkının başarısı bu numarayı milyonlarca insana ulaştırmıştır. Amerikan intiharları önleme kurumu şarkının popüler olmasından sonra telefonlarının aranma oranında %27 artış olduğunu belirtmiş. Bu tür numaraların aranmasının intihar kararı almış insanlarda %90 gibi bir başarı gösterdiğini göz önünde bulundurursak, bir şarkının bu numarayı popüler yapması ile binlerce yaşamı kurtardığını da söyleyebiliriz. Psikolojik rahatsızlıklar gibi intihar da bir tabudur. Susmak yerine, Logic gibi korkmadan onun hakkında konuşmak insanlara sunacağımız umut ışığı olabilir.

Etiketler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı